Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakognozi ve Fitoterapi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erdem Yeşilada, mikropların iletişimini kesen moleküllerin bulunduğu nar kabuğu, zencefil ve zerdeçalın hem grip virüsünün yayılmasını engellediğini hem de vücudu zayıflatan bakterilerin gelişmesini önlediğini söyledi.
Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, son günlerde giderek artan grip salgını vakaları hastanelerin acillerini doldurdu.
Bağışıklık sistemini güçlendirmek için öneriler
Gribe yakalanmamak için öncelikle bağışıklık sisteminin desteklenmesi gerektiğine dikkati çeken Yeşilada, çörekotu, ıtır, nar kabuğu, zencefil, zerdeçal, reishi mantarı ve propolisin bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olduğunu kaydetti.
Yeşilada, bunların akılcı bir şekilde kullanılması gerekiğini dile getirerek, “Bitkilerle tedavide hem miktarı hem de neyi ne ile kullanacağınıza dikkat etmeniz gerekir. ‘Daha fazla alırsam daha faydalı olur.’ gibi bir düşünceye kapılmamak gerekiyor, çok ciddi yan etkileri olabilir. Kış boyunca sabahları bir çay kaşığı çörek otunu toz haline getirip aç karnına yutun. Bağışıklık sistemini desteklemek için çoluk çocuk, herkes için uygun.” ifadelerini kullandı.
“Pastil şekersiz olmalı”
Toplu taşıma kullanan, kapalı ortamlarda, plazalarda, alışveriş merkezlerinde çalışanların ve hastane personelinin gribe yakalanma konusunda risk altında olduğunu vurgulayan Yeşilada, halsizlik, boğazda yanma gibi etkiler göründüğünde eczanelerde satılan ve virüsler üzerinde etkili olabilen bitkisel tıbbi ürünler ile pastillerin kullanılabileceğini kaydetti.
Yeşilada, kullanılacak boğaz pastillerinin şekersiz olması gerektiğini dile getirerek, şöyle devam etti:
“Pastiller şekerle yapılır. Fakat yapılan çalışmalar şekerin mikropların gelişmesi için ortam yarattığını ortaya koyuyor. Ağız içine yerleşen mikroplar birbirleriyle haberleşerek, mesajlaşarak çoğalırlar. Çoğalalım mesajını verirken ortamda şeker olduğunda salgıladıkları glikozil transferaz enzimiyle bu şekeri biyofilm yapıyorlar ve ağzın içerisini, dişlerin üzerini kaplayarak, buralara yapışıp çoğalmaya başlıyorlar. Bu enfeksiyonun şiddetlenmesine neden oluyor. Burada önemli olan tedbir, mikroorganizmaların çoğalmadan durdurulması. Bu nedenle tercih edilen pastillerin şeker içermemesi ve mikroorganizmaların birbiriyle iletişimini kesecek içeriğe sahip olması gerekiyor. Mikropların iletişimini kesen bu moleküller nar kabuğu, zencefil, zerdeçalda bulunuyor. Bu üçlü hastalıklara karşı iki yönlü koruma sağlıyor, hem virüsün yayılmasını engelliyor hem de vücudu zayıflatan bakterilerin gelişmesini önlüyor.”
“Tıbbi bitkisel ürünleri iki aylık kürler halinde kullanın”
Prof. Dr. Erdem Yeşilada, hastalıklardan korunmak için sentetik ilaçlardan önce standardize edilmiş bitkisel ürünler kullanılması gerektiğini belirterek, aktarlardan alınan bitkilerden istenilen sonuca ulaşmanın mümkün olmadığını, bunlarda aflatoksin gibi zehirli mikroorganizmalar gelişebileceğini, bunun da karaciğere zarar verebileceğini kaydetti.
Yarıyıl tatilinin çocukları virüslerden korumak için iyi fırsat olduğunu, ancak kapalı yerlere gidilirken dikkatli olunması gerektiğini belirten Yeşilada, şu uyarılarda bulundu:
“Grip mikrobunun en çok yayıldığı yer okullar. Oradan da anne-babalara geçiyor. Önlem alınmazsa grip salgını büyüyebilir. Gribe karşı etkili ilaç yok denecek kadar az. Herkese aynı ilaçlar yazıldığı için mikrop bu ilaçlara karşı direnç geliştiriyor. Koruyucu tedbirler almak önemli. Ocak ayının sonuna geldik, ardından yine bir mevsim geçişi bizi bekliyor. Bu dönemlerde bağışıklık sistemini güçlendirmek için tıbbi bitkisel ürünleri iki aylık kürler halinde kullanmanızı öneriyorum. Yanınızda şekersiz ve mikroplarla iletişimi kesen pastillerden bulundurun. Çevrenizde öksüren, hapşıran biri varsa ya da kendinizi kötü hissediyorsanız ağzınıza bir tane atın.”
Grip belirtileri neler?
Grip belirtileri, virüsün vücuda girmesinden sonraki 1-3 gün içerisinde ortaya çıkar.
– Ateş (koltuk altından ölçülen 38 °C ve üzeri)
– Titreme
– Kuru öksürük
– Boğaz ağrısı
– Burun akıntısı ve tıkanıklığı
– Baş ağrısı
– Kas ve eklem ağrıları
– Şiddetli halsizlik
– İshal, nadiren kusma
Ateş (38 °C ve üzeri ) yükselir ve titreme görülür, bunlara baş ve karın ağrısı eşlik edebilir. Kuru bir öksürük görülür. Bunların dışında, eklem ve boğaz ağrıları, iştahsızlık, burun akıntısı, hapşırma, baş dönmesi de grip hastalığında görülebilir.
Çocuklarda bu duruma kusma ve ishal eşlik edebilir, küçük çocuklarda dikkat edilmesi gereken ek belirti huzursuzluk, iştahsızlık ve uyku halidir.
Belirtiler hastanın günlük işlerini etkileyecek düzeye ulaşabilir. Halsizlik grip geçtikten sonra bile bir kaç hafta devam edebilir.
Şikâyetler genellikle 7 gün sürer, ilk 2-3 gün içerisinde şiddetlenir ve sonrasında düzelme başlar, ancak iyileşme süresi 1- 2 haftaya kadar da uzayabilir.
Grip nasıl bulaşır?
Hastaların öksürme, hapşırma ve konuşma esnasında yaydıkları damlacıkların, sağlıklı bireyler tarafından solunum yoluyla alınmasıyla bulaşır. Hastanın öksürmesi ya da hapşırması sonucu etrafa influenza (grip) virüsü içeren milyonlarca damlacık dağılır. Damlacıklar hastaların 1-2 metre uzağına kadar yayılabilir.
Virüs tutunduğu yüzeyde 2-8 saat canlı kalabiliyor
Az da olsa, damlacıkların bulaştığı yüzey ve nesnelere temas edildikten sonra ellerin ağız, burun veya göze sürülmesi ile de grip bulaşabiliyor. Tokalaşma, öpüşme, bir metreden fazla yaklaşarak konuşma da önemli bulaşma yollarından. Kapı kolu, masa, bardak, vb. yüzeylerde virüs 2-8 saat canlı kalabiliyor.
Belirtilerin 1 gün öncesinden başlayarak hastalık 5 ila 7. günlerine kadar bulaşıcı etkiye sahip.
Kaynak: AA, Sağlık Bakanlığı, TRT Haber