Ulusal Birlik Partisi-Halkın Partisi hükümetinin hükümet programında Kıbrıs konusunda özellikle Kıbrıs’ın Ortadoğu’nun yanı başında ve Doğu Akdeniz’in merkezinde olduğu belirtildi ve stratejik önemine vurgu yapıldı
Başbakan Ersin Tatar tarafından okunan hükümet programında Kıbrıs konusuna Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı kısmında geniş yer verildi.
Bölgede yaşanan doğalgaz krizine değinirken gelinen süreçte Kıbrıs Türkünün haklarını gasp etmeye çalışanlara karşı gereken tedbirlerin alınması gerektiğini belirten Tatar, süreçte Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasındaki ilişkilerin daha da önem kazandığını anlattı.
Tatar, hükümetin Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı eliyle yürütülecek olan dış politikada temel hedefin tüm alanlarda ve uluslararası platformda Kıbrıs Türk halkının meşru hak ve çıkarlarını, uluslararası konjonktür ve yaşanan gelişmelerle uyumlu şekilde geliştirilen proaktif yaklaşımlar
Bunu hayata geçirirken de uluslararası hukuk, demokrasi, laiklik, insan hakları ve özgürlüklerini göz önünde bulunduran; diyaloğu esas alan, uzlaşmacı bir anlayışıyla, diplomasinin tüm imkanlarından yararlanacaklarını kaydeden Tatar, dış politikada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Halkının sesinin duyurulmasını sağlayacaklarını ve ülkenin tanıtımını en etkin şekilde gerçekleştireceklerini kaydetti.
Tatar, yarım asrı aşkın bir süredir devam eden müzakere süreçlerine işaret ederken de süreçte federal ortaklık modelinin tüketildiğini ve mevcut şartlarda federasyonun gerçekçi bir çözüm modeli olmadığını ortaya çıkardığını anlattı…
Tatar şu ifadeleri kullandı:
“Gelinen noktada Kıbrıs Rum liderliğinin, Kıbrıs Türk Halkıyla yönetimi ve zenginliği paylaşmak istemediği gün gibi açıktır. Taraflar arasında zemin bağlamında ortak bir vizyon olmadığı gibi Kıbrıs Rum liderliğinin sahip olduğu zihniyet değişmediği sürece yakın gelecekte paylaşmaya dayalı federal bir ortaklık da mümkün görünmemektedir. Bu nedenle parmağımızın arkasına saklanmadan ve müzakere edilmiş bir çözüm perspektifi ile barışçıl tutumumuzu muhafaza ederek bir yandan işbirliğine dayalı farklı ortaklık modelleri ile diğer yandan AB içinde iki devlet de dahil çok daha gerçekçi ve Kıbrıs’ın mevcut şartlarında gerçekleştirilebilir yeni fikirlerin artık masaya gelmesi gerekmektedir. Hükümetimiz yeni dönemde bu doğrultuda fikirlerin altını çizecek bir dış politikayı takip edecek ve Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanı da bu çerçevede her tür diplomatik girişimi yapacaktır”.
Hidrokarbon zenginliklerinin iki halk tarafından hakça ve adil bir biçimde paylaşılmasının önemli olduğuna işaret eden Tatar, “denizlerdeki hidrokarbon kaynakları konusunda baştan beri attığımız adımlar hem barışçı hem de tutarlıdır. Bu anlayışla hükümetimiz döneminde halihazırda başlamış ve/veya planlanmış olan aktivitelerimiz ileriye taşınacak ve haklarımız korunacaktır” dedi…
Tatar, bu çerçevede Türkiye ile tam bir işbirliği ve dayanışma halinde Doğu Akdeniz bölgesindeki meşru hak ve çıkarların korunacağını ve imkan olan her uluslararası platformda bu konudaki haklılığın gündeme getirileceğine işaret etti…
Hükümetin Kıbrıs sorununa kalıcı ve kapsamlı bir çözüm bulunamasa da iki tarafın kurumları arasında ekonomi, ticaret, turizm, insani konular ve benzeri alanlarda işbirliği yapılmasını destekleyeceğini ifade eden Tatar, güven yaratıcı önlemleri de Kıbrıs Türk tarafının temel tezlerine halel gelmeyecek şekilde hayata geçirmeye olumlu yaklaşacaklarını söyledi.
Tatar, izolasyonların bertaraf edilmesine yönelik çalışmaların da artarak süreceğine değinerek, bu konuda yapılacak çalışmaları aktardı.