Yurt dışındaki Filistinli Alimler Heyeti Başkanı Dr. Nevaf Tekruri, İstanbul’daki basın toplantısında, “ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun gücü olabilir. Ancak Filistin halkı, insanlığı harekete geçirecek hak, iman ve adalete sahiptir.” dedi.
Tekruri, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın, anlaşmazlıkları bir kenara bırakma ve bu plana karşı birlikte hareket etme çağrısından övgüyle söz etti.
Sünni Alimler Birliği Genel Sekreteri Cemal Abdussettar da ABD’nin söz konusu planını kabul etmediklerini söyledi.
‘Filistin’in kaderini ABD ve hainler belirleyemez’
Filistin’in kaderini ABD ve hainlerin belirleyemeyeceğini, bu kararın Müslüman halklara ait olduğunu belirten Abdussettar, kapsamlı direniş ve cihat çağrısında bulundu.
Libya Fetva Kurumu Başkan Yardımcısı Sami es-Saidi, her Müslümanın gücü yettiğince bu planın karşısında durması ve imkanları ölçüsünde çaba sarf etmesi gerektiğini belirtti.
Saidi, Müslümanlardan bazılarının “düşman” tarafında durmasından ve bu saldırıyı meşru göstermeye çalışmasından üzüntü duyduğunu ifade etti.
Tunus
Tunus Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, ABD yönetiminin, “Yüzyılın Anlaşması” ismini taşıyan sözde barış planının büyük bir endişeyle takip edildiği kaydedildi.
Açıklamada, “Orta Doğu’da adil, kapsamlı ve kalıcı barışın ancak Filistin halkının, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin Devletini kurma ve kendi kaderini tayin etme hakkının tanınmasıyla tesis edileceği” vurgulandı.
Kudüs’ün, tarihi ve hukuki statüsüne dokunulmaması gerektiğine işaret edilen açıklamada, Tunus’un, meşru haklarını geri alma konusunda Filistin halkının yanında olduğu ve daha önce alınmış uluslararası kararlar çerçevesinde barış sürecinin yeniden başlatılmasını hedefleyen her türlü girişimi de desteklediği aktarıldı.
Nahda Hareketi: Yüzyılın komplosu
Tunus’ta Nahda Hareketi, yaptığı yazılı açıklamada, Trump’ın bu sözde barış planıyla Filistin halkının meşru haklarını hiçe saydığını belirtti.
Başkenti Kudüs olan bağımsız bir devlet kurmaları konusunda Filistin halkına destek verdiklerini hatırlatan Nahda, Trump’ın adlandırdığı gibi “yüzyılın anlaşması” değil “yüzyılın komplosu” niteliğindeki bu planın, Filistin’i tasfiye etme projesi ve Filistin halkının meşru haklarına karşı bir saldırı olduğunu vurguladı.
Tunus Parlamentosunu Filistin için acil toplantıya çağıran Nahda Hareketi, uluslararası toplumu da Filistin halkı ve toprakları aleyhindeki bu plana karşı harekete geçmeye davet etti.
Kuveyt: Filistin meselesinde adil çözüm, sadece uluslararası kararlarla sağlanabilir
Kuveyt Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, “Filistin meselesi için adil ve kapsamlı çözüm, ancak ilgili uluslararası kararlara bağlı kalınması yoluyla sağlanabilir. Bunların başında da 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devletinin kurulması geliyor.” ifadesi kullanıldı.
Açıklamada, Kuveyt’in Filistin halkının tercihlerini destekleme konusundaki tutumunun değişmez olduğu vurgulandı.
Lübnan’da ABD’nin sözde barış planını protesto gösterileri
Lübnan’da başkent Beyrut’un merkezindeki Şehitler Meydanı’nda toplanan çok sayıda Lübnanlı Filistin bayrakları açarak, “Kudüs Filistin’in başkentidir” sloganları attı.
Güneydeki Sayda kentinde Es-Sevra Meydanında toplanan yüzlerce kişi ise Trump ve sözde barış planı karşıtı sloganlar attı ve devrim marşları okudu.
Sur kentindeki Er-Reşidiyye ve El-Burc eş-Şemali mülteci kamplarında binlerce Filistinli de sözde barış anlaşmasına tepki gösterdi ve Filistinlilerin vatanlarına geri dönüş hakkından feragat etmeyeceklerini vurguladı.
Kuzeydeki Trablusşam’da ise çok sayıda kişi sözde barış planını protesto etmek için yürüyüş düzenledi.
Lübnan’daki Filistinli mülteciler, ABD’nin “Yüzyılın Anlaşması” olarak nitelendirdiği sözde barış planına karşı, dünü “öfke ve grev günü” ilan etmişti.
Cezayir
ABD Başkanı Donald Trump’ın önceki gün kamuoyuna duyurduğu “Yüzyılın Anlaşması” isimli sözde barış planına Cezayir’den ilk tepki Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla geldi.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, “Yüzyılın Anlaşması sözde barış planının açıklanmasının ardından Cezayir, Filistin meselesine ve dokunulması ve zaman aşımına uğraması söz konusu olmayan bağımsız Filistin devletinin kurulması hakkına verdiği desteği yinelemektedir.” ifadesi kullanıldı.
Filistin-İsrail sorununun ancak Filistinlilerin de çözüme ortak edilmesiyle çözülebileceğinin belirtildiği açıklamada, Arap Barış Girişimi ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) ilgili kararlarına bağlılık vurgusu yapıldı.
Açıklamada, Filistinlilere yönelik “siyasi bölünmüşlüğü sona erdirme ve ortak bir dil geliştirme” çağrısına da yer verildi.
Arap Birliği üyesi ülkeler, 2002 yılında Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta kabul ettiği Arap Barış Girişimi bildirisiyle 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devletini kabul etmedikçe İsrail’le normalleşmeyi reddettiklerini ilan etmişti.
Siyonizm karşıtı Yahudilerden Trump’a tepki
ABD’de Siyonizm karşıtı Ortodoks Yahudileri, Başkan Donald Trump’ın Filistin-İsrail sorununa dair açıkladığı sözde Orta Doğu barış planına tepki gösterdi.
Konuya ilişkin Ulusal Basın Binasında ortak basın açıklaması yapan Ortodoks Yahudilerinin önde gelen liderleri, “Trump’ın söz konusu plan ile Filistin’i yok sayarak bölgedeki sorunu daha da derinleştirdiğini” vurguladı.
Yahudilere yönelik gösterdiği hassasiyet ve yaptığı yardımlar konusunda ABD’ye minnettar olduklarını belirten liderler, diğer yandan İsrail’e destek vermenin Yahudileri desteklemek anlamına gelmediğine dikkati çekti.
“İsrail’i desteklemek Yahudilerin yararına bile olsa, başkalarının bastırılmasına ve zulmedilmesine karşı çıkarız”
Açıklamada, “İsrail’i desteklemek Yahudilerin yararına bile olsa, kendi çıkarlamız için başkalarının bastırılmasına ve zulmedilmesine karşı çıkarız. Nitekim İsrail’i desteklemek Yahudileri desteklemek anlamına da gelmemektedir. İsrail’in Filistinlilere uyguladığı nefret ve şiddet odaklı baskı ve suç politikası Yahudilik dini ile uyuşmamaktadır.” ifadelerine yer verildi.
Trump’ın, açıkladığı sözde barış planı ile Filistin-İsrail sorununu çözmediği, aksine İsrail’in Filistin halkına uyguladığı baskıyı meşrulaştırdığı belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Orta Doğu’da barışı sağlamanın tek yolu, Filistin halkının tüm haklarını geri vermek, yaşatılan acıları telafi etmek ve işgalin bir an önce durdurulmasından geçer. Şayet bunlar sağlanırsa yüzyıllar boyu yaptığımız gibi Filistinli komşularımız ile huzur içinde yaşamaya devam edebiliriz. Aksi taktirde hiçbir plan veya proje bölgede barışı sağlayamayacaktır.”
Kantar anketi: İsrailliler de ABD’nin sözde planının barış getireceğine inanmıyor
İngiltere merkezli Kantar şirketinin internet üzerinden yaptığı anketin sonuçları İsrail Kamu Yayın Kuruluşunda (Makan) yayınlandı.
Ankete göre, İsraillilerin yüzde 61’i planın barış getirmeyeceğini belirtirken, sadece yüzde 10’luk kesim barışı tesis edeceği görüşünü savundu. Geri kalanlar ise görüş beyan etmedi.
Ankette Batı Şeria’daki yerleşim birimleri ile Ürdün Vadisi’nin ilhakı konusunda ise katılımcıların yüzde 43’ü olumlu yanıt verirken, yüzde 28’i 2 Mart’ta gerçekleştirilecek seçim öncesi bu yönde adım atılmasına karşı çıktı.
ABD’nin sözde barış planı
ABD Başkanı Trump, dün İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Beyaz Saray’da düzenlediği ortak basın toplantısında, tek taraflı sözde Orta Doğu barış planını kamuoyuna açıklamıştı.
Sözde barış planı kapsamında, Kudüs’ün İsrail’in “bölünmez” başkenti olarak kabul edileceğini ifade eden Trump, planın bağımsız bir Filistin devleti ve Filistinliler için “son şans” olduğunu iddia etmişti.
Netanyahu ise planı, “İsrail için çok büyük ve tarihi bir kazanım” şeklinde nitelendirmişti.