Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, Kıbrıs’ta 1964’ten bu yana konuşlu Birleşmiş Milletler Barış Gücü (BMBG) misyonunun görev yönergesinin altı aylık süre için yenilenlemesine ilişkin son BM Güvenlik Konseyi kararının dün kabul edildiğine işaret edildi.
Konuya ilişkin KKTC Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamaların desteklendiği vurgulanan açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
“Öncelikle, geçmişte defaatle vurguladığımız üzere, Ada’daki BMBG hakkında BM’nin KKTC makamlarının rızasını bir kez daha almamış olması ciddi bir eksikliktir. Bu durum, BM’nin kendi kural ve ilkelerine aykırıdır.
BMBG, KKTC topraklarında halen yasal bir zemin olmaksızın, KKTC makamlarının yapıcı ve iyi niyetli yaklaşımı kapsamında faaliyet göstermektedir. Hal böyleyken, Konsey’in, BMBG’nin KKTC topraklarındaki hareket serbestisine atıfta bulunması son derece çelişkili bir tutumdur.”
Açıklamada, gelecek dönemde BMBG’nin Ada’daki faaliyetlerini doğru bir şekilde sürdürebilmesini teminen BM ile KKTC makamları arasında gerekli yasal çerçevenin bir an önce tamamlanmasının beklendiği belirtilerek, “Kıbrıs meselesinin çözüm sürecinin ne şekilde sürdürüleceği hususunda peşin hüküm içeren yazımlar, maalesef bu son karar metninde de muhafaza edilmiştir.” değerlendirmesi yapıldı.
“Siyasi eşitlik sağlanmalı”
Bu durumun, Kıbrıs meselesinin çözümüne bir katkı sağlamadığı kaydedilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Kıbrıs Rum tarafının Kıbrıs Türkleriyle iktidarı ve refahı paylaşmama iradesi devam ettiği sürece, başlatılacak herhangi bir müzakere süreci yine başarısız olacaktır. Kıbrıs meselesinde ilerleme kaydedilmesi isteniyor ise öncelikle Kıbrıs Rum ve Kıbrıs Türk taraflarının tüm unsurlarını içerecek şekilde siyasi eşitlik konusunda anlaşmaya varması gerekmektedir.”
Açıklamada, Türkiye’nin, çözüme dair tüm seçeneklerin masada olacağı gayrıresmi 5+BM toplantısının uygun bir zamanda düzenlenmesine destek verdiğinin altı çizilerek, “Doğu Akdeniz’de tansiyon ve gerginliğin azaltılmasının ancak Kıbrıs Rum tarafının tek yanlı hidrokarbon faaliyetlerini sona erdirmesi ve Kıbrıs Türkleriyle iş birliği tesis etmesiyle mümkün olabileceğini hatırlatmak isteriz.” ifadeleri kullanıldı.