Örtülü ödenek konusu son günlerde, cumhurbaşkanlığı seçiminin de yaklaşmasıyla gündem oldu. Aslında bu konu yalnız şimdi değil belli dönemlerde zaman zaman gündeme geldi ve geliyor.
Her yıl 1 milyon 300 bin TL.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, örtülü ödeneğin kaldırılacağının sözünü vermişti geçmişte seçim vaadi olarak. Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Gürdal Hüdaoğlu da, örtülü ödenek konusunda, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın bu ödeneği kullanmayacağı yönündeki sözünden herhangi bir geri adım atmak niyetinde olmadığını vurgulamıştı.
Kaldı ki bu örtülü ödeneğin ne kaldırılması ne de kullanılmaması gerekiyordu. Ülkede yardıma muhtaç, maddi yönden zor durumda olan, fakir, fukara, evi yıkılmaya yüz tutmuş onca insan varken, Cumhurbaşkanın, ülkenin başının, halkına yardım için kullanılması gerekmez miydi, gideceği yer belli olmayan ve belirlenmiş bir kalem olmayan bu ödeneği?
Görüyoruz işte, zor durumdaki insanlar için bazı gönüllü insanlar, yine halktan yardımlar ve bağışlar topluyorlar, zor durumdaki insanların yardımına yetişmek için.
Niye gideceği yer belli olmayan bu ödenek diyorum… Çünkü Akıncı göreve geldiğinde geçmiş döneme ait örtülü ödenek harcamaları ile ilgili herhangi bir kayıt bulamadıklarını “Örtülü ödenek devlet sırrı değil. Kısa zamanda gördüm ki devlet için harcanacak bir durum da yok. Maalesef geçmiş donem için ne harcandı, kayıt bulamadım” demişti.
“Devlet için harcanacak bir durum da yok!”
Daha da vahimi; Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Hüdaoğlu, “Cumhurbaşkanının ihtiyaç hissettiği anda bu ödeneği kullanabileceğini, ancak bunun şeffaflıkla yapılabileceğini söylemişti.
Peki ülkede hiç mi ihtiyaç duyulmadı bu 5 yıllık sürede?
Ülkenin kanayan yarası karayolları defalarca gündeme geldi. Altyapının bozuk olduğu ve miadını doldurduğu bu yollarda canlar yitirildiği, göreve daha yeni gelen Ulaştırma Bakanı’nın yerden yere vurulduğu bu süreçte, parasızlık nedeniyle anayollar dahi onarılamazken, Cumhurbaşkanı hiç sesini çıkardı mı?
Aslında yeni bakana iyilik yapmış olacak, Bakan yollarla ilgili haksız bu denli eleştirilere maruz kalmayacaktı, 5 yıllık toplam 6 milyon 500 bin TL’lik örtülü ödeneği halkın can güvenliği için yol tamiratı için kullanmış olsa.
Ama bu yapılan davranış nedeniyle halkın gözünde ciddi bir kahraman olacaktı. Nisan ayındaki seçime ciddi bir yatırım olmuş olacaktı.
Akıncı yapmadı. Kazaların yaşandığı canların gittiği yollardan sorumlu tutmadı kendisini. Türkiye’den yollar için artık kaynak gelmediğini bildiği halde. Ulaştırma Bakanlığı’nın yol projeleri hazır olsa da parasızlık nedeniyle kıpırdayamadığını bildiği halde.
Yine gazeteciler devamlı dram ve trajik olayları gündeme getirirler. İşsiz, maaşsız, zor durumda olan, karnını doyuramayan, evi olmayan insanlar zaman zaman gazete manşetlerine düşer. Peki bir kez olsun “Cumhurbaşkanı filan vatandaşa veya falan aileye yardım elini uzattı” diye bir şey duyduk mu?
Bundan da sorumlu tutmadı kendisini.
Halka yardım etmek yerine örtülü ödeneği ne yapmış peki?
“Devlet sırrı değil” dediği örtülü ödenekle ilgili tek bir açıklama yok beş yıldır.
Kıbrıs gazetesi yöneticileri, çok vahim bir iddia ortaya attı şimdi. Kıbrıs gazetesinin yazarlarına örtülü ödenekten ödemeler yapmış yani maaşa bağlamış bazı gazetecileri Cumrhubaşkanı Akıncı.
Peki niye?
Cumhurbaşkanlığında ters işler, yanlış icraatlar yoksa gazetecilere para ödeme ve kalemlerini ona göre şekillendirme ihtiyacı niye duyar bir cumhurbaşkanı?
Cumhurbaşkanlığı’ndan beş yıllık süreçte, şu kişiye yardım ediliyor, şu aileye destek veriliyor açıklamaları duymaz, örtülü ödenekle ilgili halen bir açıklama da yapılmazken, şimdi de böyle bir iddia gündeme geliyor.
Buna da iyi niyetli bakmak istiyorum. Aslında Kıbrıs Gazetesi yöneticilerinin suçlaması çok ağır ama ben Kıbrıs sorunu ile ilgili yurtdışına gidildiği dönemde gazetecileri de götürdüğü için yapılan harcamalara karşılık olduğunu varsaymak istiyorum.
Öte yandan şu aklıma geliyor….
Yerel seçimlerde, TDP haber siteme reklam verecekti. Düşük fiyatlarda en iyi alanları isteme alışkanlığıyla her seçim dönemi haber siteme reklam verenler arasındalar sağ olsunlar.
Fakat seçim reklamı anlaşması yaptığımız günlerde, Cumhurbaşkanlığı çalışanı bir arkadaşın bu reklam bütçesiyle ilgilendiğini ağzından kaçırmıştı TDP yetkili mercileri. O zaman anlamıştım seçim döneminde Akıncı’nın, içinden çıktığı partisi TDP’ye para yardımı yaptığını. Fakat şahsen ben bunu hiçbir zaman yazmadım. Çünkü partisidir, partisinin iyi yerlere gelmesini isteyebilir, partisinin iktidarının bu ülkenin kurtuluşu olacağına inanmış olabilir diye düşünmüştüm.
Fakat son zamanlarda özellikle halk olarak karayollarımızdan kan ağlarken sesini çıkarmayan, kılını kıpırdatmayan, ülke ne zaman zora girse, Cumhurbaşkanı olarak sessizliğini koruyan Mustafa Akıncı için, keşke dram öyküsü yazdığımız bir vatandaş için, bir aile için, halktan yardım toplanan lösemi hastası veya diğer hasta çocuklar için “Akıncı yardım elini uzattı”, “Akıncı imdadına yetişti” başlıklarını atabilseydik.
Şimdi açıklayamadığı örtülü ödenekle ilgili, göğsünü gere gere açıklasaydı yaptığı yardımları. O zaman gözümde büyürdü.