Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, son günlerde dikkat çekici çıkışlar yapıyor. Bir yandan örtülü ödenek konusunda maruz kaldığı suçlamalar üzerine verdiği tepki. Diğer yandan Türkiye aleyhine yaptığı açıklamalar hem ülke içinde hem de Türkiye ile ilişkilerde kutuplaşmalar yaratır cinsten.
Geçtiğimiz Cuma akşamı adaylığını duyurduğu görkemli etkinlikte yaptığı konuşmalara değinelim. Akıncı, o gece yaptığı konuşmada, örtülü ödeneği ne yaptığı ve nasıl harcadığını açıklayamasa da, çok önemli bir noktaya dikkat çekti.
Akıncı, “mal varlığım ortada, ailemin yaşantısı ortada” dedi. Yani, örtülü ödeneği kendi zimmetine geçirmediğinin göz önünde bulundurulması gerektiğini vurguladı.
Çok haklı.
Ayrıca, Asil Nadir’in eşi, Kıbrıs Gazetesi yöneticisinin iddiasına da değindi o gece. Asil Nadir’in eşinin bir televizyon programında, “Akıncı, Kıbrıs gazetesi köşe yazarlarına örtülü ödenekten maaş bağladı” iddiaları üzerine Müsteşarı’nın iddia sahibini aradığını anlattı. “Telefonda bizi kastetmediğini, bu ülkede böyle şeyler olduğunu söylemiş. Bize sevgi ve saygısını söylemiş. Ama düzeltme yönüne gitmeye gerek olmadığını” söyledi. Yani Kıbrıs gazetesinin sahibinin eşi, böylesi ciddi bir iddia ve iftiranın arkasında duramadı.
Hem ayıp, hem de komik!
Akıncı çok önemli şeyler daha söyledi… “Benim göreve başladığım ilk dönemlerde, ilk aylarda, İkinci Cumhurbaşkanı Sayın Talat geldi ve benimle bu konuyu konuştu. Bu kalemin gerekli olduğunu, kendisinin görev süresince bazı konularda bunun gerekli olduğunu ve kullanıldığını, ki bunları açıklayamam size. Ve bu konuda kesinlikle yanlış bir şey yapmamamı, kaldırılması yönünde girişim yapmamamı söyledi. Denktaş, Eroğlu, Talat döneminden gelen bu beşinci madde bu dönemde en büyük mesele haline geldi. Nasıl vurabiliriz Akıncı’ya yumuşak karın budur diye düşündüler ve habire bunu pompalıyorlar. Ve aldığım bilgiye göre bu madde sayın Talat’ın döneminde oraya girdi. Ve gelin görün ki bugün beni en çok eleştirenler hep o kaynaktan olan arkadaşlar. Maalesef.” diye konuştu.
Akıncı etkinlik gecesinde bakın daha neler söyledi. “Beni seven siz gönüllülere çağrımdır. Bu çirkef, bu karaçalma, bu çirkin propagandaya ne olur bizden herhangi bir arkadaş alet olmasın. Bizden herhangi birisi bu türden yayınlara katkı yapmasın. Ve bunu niçin istiyorum biliyor musunuz. Bazıları diyor ki ikinci turda birbirinize ihtiyacınız olacak falan filan. Onun için değil. İnsanlığa yakışmadığı için. Karaçalmak insanlık ayıbı olduğu için, buna ihtiyacımız olmadığı için bunu istiyorum.”
Yani Akıncı diyor ki örtülü ödenek olayı Talat döneminde başladı. Ve gelin görün ki bu konuda kendisini en çok eleştirenler de yine aynı kaynaktan yani CTP’liler. Ve CTP’lilerin bu yaptığının insanlığa yakışmadığını, insanlık ayıbı olduğunu söylüyor.
Bu konunun sorulması üzerine Mehmet Ali Talat da bir televizyon programında, “doğru söylüyor. Örtülü ödeneğin örtüsünü kaldıracağız, açık yapacağız gibi şeyler söylediklerinde, dedim ki o zaman örtülü ödeneği kaldırın çünkü zaten örtülü ödeneğe ihtiyacı yoktur cumhurbaşkanlığı eğer ödeneğin hesabını verecekse. Çünkü bir sürü ödeme yapabileceği kalem vardır cumhurbaşkanlığının açık faturalı vesaire. Örtülü ödenek adı üstünde örtülüdür. Denir ki peki kime hesap verecek. Vermeyecek. Cumhurbaşkanı hesap mı verir yahu? Vermeyecek. Tabi Akıncı’nın benimle ilgili bir şaibe yaratacak cümlesi var orada. Bir beşinci maddeden bahsediyor ve beşinci maddenin benim zamanımda konduğunu söylüyor. Türkiye Büyük Elçiliği’nden aktarılan bu örtülü ödeneğin meclis bütçesine aktarılmasını sağladım. Kast ettiği odur. Ben göreve geldiğinde doğrudur tebriğe gittim ve bunu kendisine söyledim. Fakat ne yazık ki ben söyledikten sonra yine bir açıklama yaptı ve ‘yıl sonu açıklayacağım’ dedi. Halbuki bunu yapmasa kampanya döneminde verdiği o söz hatırlanmayacaktı bile. Ama göreve geldikten sonra da tekrarladı yanlış olan o. Neyse kendi bileceği iş” diye konuştu.
Mehmet Ali Talat, “Cumhurbaşkanı hesap mı verir!” derken, aynı partili Sibel Siber’in örtülü ödenekle ilgili açıklamalarını hatırlayalım.
Siber, “Kamu Mali Kontrol ve Denetim yasası ile bu ödeneğin hangi durumlarda, hangi kurum tarafından, nasıl bir yetki ile kullanılacağı düzenlenir. Şimdi olduğu gibi bütçeye bir proje ödeneği koyarak ve denetime kapalı olduğunu not düşerek, Meclis’ten geçirilmesi Anayasa’ya aykırıdır. Ne yazık ki bu yıl yine Cumhurbaşkanlığı bütçesine aynı şekilde yasal dayanağı olmadan, denetime kapalı ödenek konmuştur. Örtülü Ödenek zaruriyeti varsa, Meclis’te ivedi olarak yasası yapılmalıdır”diyen Sibel Siber, Devlette tasarrufun ancak, şeffaflık, hesap verilebilirlik ve hukukun üstünlüğü ilkesi ile hareket edilirse sağlanabileceğini kaydetmişti.
Siber hesap verebilirlikten bahsediyor görüldüğü üzere, aynı partili Talat ise, “Cumhurbaşkanı hesap mı verir! Akıncı da hesap vermesin. Vermek zorunda değil” diyor.
Erhürman da, “örtülü sadece hassas güvenlik için kullanılabilir. Onlar da bugünkü ödenek miktarının maksimum %10’u. Ancak bu da asla denetimsiz olmaz diyor. En azından Sayıştay’dan yetkili bir makam denetlemeli” diyor.
Akıncı ise, örtülü ödeneği niye açıklayamadığını açıklamak yerine, örtülü ödenekle ilgili kendisini eleştirdikleri gerekçesiyle CTP’lilere saldırıyor ve CTP’lilerin bu yaptığının kara propaganda olduğunu, insanlığa yakışmadığını, karaçalmanın insanlık ayıbı olduğu söylüyor.
Başbakan Tatar ise hatırlanacağı üzere, “Cumhurbaşkanlığı örtülü ödeneği ile ilgili “Örtülü ödenek olmalı ama Sayıştay denetimi olmalı” ifadelerini kullanarak, cumhurbaşkanının ülkeyi yönettiğini ve elinde kaynak olması gerektiğini ve bu kaynağın Sayıştay denetiminde olması gerektiğini vurgulamıştı bir süre önce.
Hepsine sıfır puan.
Şuanda denetimsiz olan örtülü ödeneğın Sayıştay tarafından denetlenmesini Meclis’te olduğunuz halde niye sağlamadınız? Ve bu denetimsiz örtülü ödeneği Meclis bütçesine her yıl koyan sizler değil misiniz?
Bu çerçevede, örtülü ödeneği kaldıracağı veya hesabını vereceğinin sözünü verdiği halde, bir örtülü ödeneği açıklayamadığı için Akıncı; “Cumhurbaşkanı hesap verir mi?” dediği için Talat ve sayıştay denetiminde olması gerektiğini seçim vaadi olarak söyleyip de, bunun için bunca yıl gişimde bulunmayanların sözlerine ne kadar güvenilir.