Türk Miras Vakfı’nın Washington’da düzenlediği “Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de Denizcilik Sınırları ve Enerji Konusundaki Dış Politikası” başlıklı panelde, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bölgedeki hak ve çıkarlarının altı çizildi.
Panele Türkiye Dışişleri Bakanlığı İkili Siyasi İşler ve Denizcilik-Havacılık-Hudut Genel Müdürü Büyükelçi Çağatay Erciyes ile Jamestown Vakfı Başkanı Glenn Howard konuşmacı olarak katıldı.
Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki geçmişi ve Kıbrıs Tüklerinin hakları konusunda detaylı bir sunum yapan Erciyes, bölgede Türkiye ve KKTC’li Türklerin dışlandığı bir çözümün uygulanabilir olamayacağını vurguladı.
Türkiye ve Libya arasında Doğu Akdeniz’de deniz yetki alanlarının belirlenmesine yönelik imzalanan mutabakat hakkında da dinleyicilere bilgi veren Erciyes, “Bu muhtıra ile çizilen sınırlar, Türkiye’nin kıta sahanlığını yansıtmaktadır. Ayrıca bu muhtıra sadece Türkiye’nin haklarını değil, Libya’nın da haklarını ve çıkarlarını korumaktadır. Libya’nın, Yunanistan’ın bölgedeki açık deniz eylemlerinden memnun olmadığını biliyoruz.” diye konuştu.
Erciyes, KKTC’nin birçok ülke tarafından tanınmıyor olmasına rağmen, kimsenin Kıbrıslı Türklerin Doğu Akdeniz’deki haklarını reddedemeyeceğini de söyledi.
Öte yandan Erciyes, Türkiye’nin Washington Büyükelçiliğinde Türk ve yabancı basın mensuplarıyla Büyükelçi Serdar Kılıç’ın da katıldığı bir başka toplantıda ise Doğu Akdeniz’deki hidrokarbonla ilgili faaliyetleri anlattı.
Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetlerine yönelik ABD ve AB’den gelen bazı tepkilerle ilgili olarak da Erciyes, “Bu konuda Türkiye’yi suçlamak doğru değil. Yaptığımız şey kendi haklarımızı korumaktır. Hem Türkiye’nin hem de Kıbrıslı Türklerin haklarını koruma konusunda kararlıyız.” ifadelerini kullandı.
Erciyes, ABD Kongresinde kabul edilen ve Doğu Akdeniz ile ilgili Rum Yönetimini kayıran bazı tasarıların ise ABD’nin ihtilaflı konulardaki geleneksel “nötr kalma” yaklaşımına uymadığını belirtti.
Erciyes, söz konusu tasarılarda Rum Yönetimi’ne silah ambargosunun kaldırılması gibi maddelerin ise kabul edilemez olduğunu vurguladı.
(BRT/AA)
