Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Tufan Erhürman, Lefkoşa belediye sınırları içerisindeki muhtarlarla bir araya geldi. Toplantıda konuşan Erhürman, Cumhurbaşkanlığı makamının bir müzakerecilik makamı olduğunu ancak bununla yetinmemesi gerektiğini de vurguladı. Erhürman konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Cumhurbaşkanlığı’nın içerideki işlere de el atması gerekmektedir. Örneğin muhtarların maddi olarak nasıl ayakta durabileceği meselesini bile ele aldığımızda, bu sorunun 10 yılı aşmış bir sorun olarak halen daha çözülemediğini görmekteyiz. O yüzden her hükümet seçim öncesi göreve gelmeden birçok şeyi yapacağız der. Sonra gelir, yapamaz duruma gelebilir. Sıkıntılı bir dönemde göreve gelebilir. Bu memleketteki istikrarsızlık meselesi, muhtarlar alanında da diğer alanlarda da çok pahalıya mal olmuştur. O yüzden Cumhurbaşkanlığı makamının artık iç meselelere ciddi şekilde değinmesi gerekiyor. Cumhurbaşkanlığı makamının muhtarlarla sık sık bir araya gelmesi gerekiyor.”
“Cumhurbaşkanlığı’ndan sadece içerideki işleri değil, başka şeyler de bekliyoruz. Biliyorsunuz Kıbrıs Rum tarafı bir karar aldı ve coronavirüs dolayısıyla 4 kapıyı kapattı. Coronavirüs bizim için de Kıbrıslı Rumlar için de bir risktir. Buna karşı bir önlem almamız da gerekiyor. Bununla ilgili Cumhurbaşkanlığı’nda bir teknik komite var ve Rum tarafındaki teknik komiteyle birlikte çalışıyor. Ambulans mı gerekiyordu kapıların hepsinde? 3 tanesine biz koyardık, 4 tanesine Kıbrıslı Rumlar koyardı. Denetimleri artırırdık. Ama bütün kapılar açık kalırdı. Veya ihtiyaç duyulacaktıysa hangi kapıların kapanacağına beraber karar verirdik. Ama Sayın Anastasiadis tek yanlı olarak bir karar aldı. Hangi kapının kapanacağına da kendi karar verdi. Bize gerekçe de bildirmedi. Mesela neden Metehan değil de Lokmacı bilmiyoruz. Neden 2 Buçuk Mil değil de Derinya bilmiyoruz. Cumhurbaşkanlığı makamı bu işlerde çok daha aktif çalışmak zorundadır. Biliyoruz ki bu ülkede bu işi yapabilecek tek yetkili makam da Cumhurbaşkanlığı’dır. Ne Başbakan BM nezdinde bir girişim yapabilir ne de Dışişleri Bakanı yapsa muhatap alınır.”
“Bizim bu memlekette kendi ayaklarımızın üzerinde durmamız meselemiz var. Muhtarların birçoğu kendi yetki alanlarında olmamasına rağmen bölgelerindeki okullardaki sorunları da takip ediyorlar. Bazı okullarda ana dili Türkçe olmayan çocukların sayısı hızla artıyor. Eğitim kötüye gidiyor. Bizim buralara da çözüm üretmemiz gerekiyor. Ama bu çözümlerin nihayetinde bağlandığı nokta paradır. Bizim paramız olduğu oranda daha çok okul yapacağız, öğretmen bulacağız, hastane yapacağız, yol yapacağız. Ve bütün bunları yapabilecek kaynağı yaratabilmek için kendi ayaklarımız üzerinde durmamız lazım. Son iki yılda Türkiye’den de para gelmedi. İstikrarsız hükümetler içerisinde, 5 yıllık istikrarlı görev süresiyle bir Cumhurbaşkanlığı makamı vardır. Ne erken seçim ihtimali vardır ne hükümet ortağı vardır. Bizim bu istikrarlı görev süresini daha aktif kullanmamız lazımdır ki bütün bu ihtiyaçlarımıza cevap verebilelim.”
(BRT/MAIL)