Ahmet ÖZSOY
Ülkemizde tüm spor müsabakalarına verilen ara ve sonrasında başlaması planlanan liglerle ilgili dün yazdığım köşe yazıma özel olarak çok sayıda dönüşler aldım.
Futbol gibi, uzun maratonlu branşlara sporcuları hazırlamak, uzun süren ve ciddi planlama isteyen, ayrıca ulaştıkları seviyede de sporcuların kalmasını sağlamak bilimsel bir iştir.
Sporcuya hem güç çalıştıracaksınız, hem performansını 90 dakikaya dayanıklı hale getireceksiniz, hem nabzının yükseldikten sonra erken düşmesini sağlayacaksınız, en önemlisi de bunları sağlarken sporcuya dinlenme fırsatı da vereceksiniz. Anatomi, fizyoloji ile ilgili bu işler. Benim yazmam veya yöneticilerin karar alması ile olmuyor.
İnsan vücudu ile ilgili bu bilimsel gerçekler var iken, dünyayı sarsan virüs nedeniyle ülkemizdeki futbol yönetimi hakkında izlenen süreç ve bu süreçle ilgili yorum ve eleştirilerimizi paylaşırken, buna verilen “bu virüs çok ciddidir, kime ne şimdi antrenmandan, futboldan, önce sağlık” gibi sabit fikirli karşı cevaplar da almak düşündürüyor beni.
Biz de biliyoruz yani çok şükür, “önce sağlık” olduğunu da ortada bir gerçek var ise o da futbolun oynanacak olmasıdır. Oynanmayacağı açıklanmadı malum! Ve bu oyun da oynanacaksa insan vücudunun buna hazır halde olması gerekir.
Herşey zaman değildir. Haftada 2 maç oynatılır ve sezon yine biter. Kaybedilen zaman telafi edilir takvim üzerinde. Ama insan vücudunun, futbolcunun 15-20 günde kaybettiği değerlerin yüksek performansa geri dönüşü öyle 1 günde karar alarak geri gelmiyor. 5-6 gün veya 10 gün de yetersizdir bunun için.
Hesap basittir. Bakanlar Kurulu 12 Mart’ta tüm sportif müsabakaları 22 Mart’a kadar durdurdu. Federasyon hazırlık maçı da yapılmayacak dedi. Malum virüs ölümcüldür. Doğru karar da alındı bence. Federasyon Başkanı Sertoğlu dün açıklamasını güncelledi. Bu tarih 27 Mart’a uzatıldı. Sertoğlu açıklamasına devamla liglerin tahmini 4-5 Nisan’da başlamasını öngördü.
Ancak “27 Mart’a kadar sportif faaliyet yapmayın, ligler tahmini 4-5 Nisan’da başlar” açıklamasından hareket edecek olursak bu düşünce doğru değildir.
12 Mart’tan 27 Mart’a 15 gün var. 15 gün bir sporcunun hiçbirşey yapmaması ve 27 Mart’tan 4 Nisan’a kadar olan 7 günde maça hazır hale gelmesi mümkün değildir. Bunu dönüp bir de “3 hafta kayıp oldu fikstürü Salı-Çarşamba ve Cumartesi-Pazar” şeklinde düzenleyip, yeni maç programı yaparak sürdürmek intihar gibidir. Sporcu sağlığı ile asla bağdaşmamaktır. Gazetemizde doktorlardan da görüş aldık. Sporculara özel program verilsin evde çalışsınlar dediler. Bizim ülkede bunu uygulayacak kaç futbolcu var sizce? Ben dünkü yazımda 20’yi geçmez dedim.
Dünkü köşe yazımda ligler başladıktan sonra play-off, play-outun kaldırılmasını, ilk 3 takımın çıkmasını, son 3 takımın direk küme düşmesini önerdim. Aksi halde ligler Temmuz’a uzar, Ağustos’da da 2021 sezonu açılışları olur dedim. Buna eleştiriler de aldım hak verenler de oldu.
Bu konudaki 2inci önerimi yazmak istedim bugün.
Dünkü önerime alternatif ikinci önerim liglerin direk play-off, play-outlar ile başlamasıdır.
Federasyon mesela şimdi desin ki ligler Mayıs ayında play-off ve play-outlar ile başlayacak. Bugünkü hali ile normal sezonu tescillesin. Ligin en altındaki son 5 takım (GG-Düzkaya dahil) tek devreli play-out ligine katılsın. Ligin üstündeki ilk 5 takım da şampiyonluk ve ilk 3’e girip Süper Lig’e çıkma mücadelesi versin. Adı da şampiyonluk grubu olsun mesela. İki gündür alternatif sunuyorum. Umarım değerlendirilir. Ama sadece eleştiri getirip çekilmiyorum. Öneri ve düşüncemi de yazıyorum. Futbol düşmanı olduğumu düşünenlere de selamlarımı gönderiyorum
