Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkârlar Odası (KTEZO), “bizim için toplum çıkarlarını her tür kişisel ve zümresel çıkarların üzerinde tutmak esastır. Esnafın, zanaatkârın, ustanın, çalışanın, üreticinin çıkarlarını toplum çıkarlarının dışında, üstünde görmez” açıklamasında bulundu.
KTEZO’nun, toplumun kabul edemeyeceği, toplumun çıkarlarıyla çelişen, meşru olmayan hiçbir talebin peşinde koşmadığı belirtilen açıklamada, Oda’nın, yeni tip koronavirüsün yaygınlaşmasıyla ilgili alınan tedbirler çerçevesinde sorumluluk aldığı, kararların uygulanması için çaba ortaya koyduğu ve denetim görevi üstlenmekten de kaçınmadığı kaydedildi.
Bununla birlikte, KTEZO’nun, sağlıkla ilgili tedbirler çerçevesinde kapanan işyerlerinden dolayı işsiz kalan esnaf, zanaatkâr, üretici ve çalışanların çalışma yaşamının bir parçası olarak ele alınması ve yaşatılması gerektiğini cesaretle ortaya koyduğu ve sonuna kadar da savunduğu belirtildi.
KTEZO’nun açıklaması şu ifadelerle sürdü:
“Tüm dünyada olduğu gibi hükümetin bu noktada kaynak yaratma görevini üstlenmesi ve yaratılan kaynaklarla da toplumun vicdanını sızlatmayacak bir açılım yapması gerekmektedir. Bu şu ana kadar yapılmadı, yapılamadı. Sorun en başta hükümetin olmakla birlikte, hepimizin sorunudur.
Bu anlayış ve yaklaşımlarla Ekonomik Örgütler Platformunda da yerimizi almaya, toplumu kucaklayan açılımlar için katılımcı olmaya, sorumluluk üstlenmeye çalıştık ancak uzunca bir süredir, ayrıca salgınla yüzleşmeye başladığımız bu önemli süreçte sadece dışlanmakla kalmadık, defalarca uyardığımız halde düzenlenen toplantıların da özellikle dışında tutulduk. Hiç onaylamadığımız bazı kişisel ve zümresel çıkarlar için de kullanılmak istendik.
Ülke ve insanımız, çalışanımız bu durumda iken sorumluluk almaktan, paylaşmaktan kaçınan kişi ve çevrelerle ismimizin anılması kabul edilemez, bugünden sonra bir bağımız da olmaz.
Her şeyi geçtik, krizi kendi çıkarları için fırsata çevirmek, bu zor durumu kendileri için kullanmak isteyen örgüt ve çevreler var. Dolayısı ile, bundan böyle Ekonomik Örgütler Platformuyla birlikte veya içinde bir örgüt olarak anılmak istemediğimizi kamuoyuna duyurmak istiyoruz.”