İngiltere’den peş peşe gelen, Kovid-19’a bağlı Kıbrıslı Türklerin ölüm haberlerinin sonu gelmiyor. İngiltere Kıbrıs Türk Dernekleri Konseyi Başkanı Eruğrul Mehmet, dün akşam yaşanan bir ölümle birlikte, sayının 33’e yükseldiğini söyledi.
Hükümetin gerçekleştirdiği charter seferlerle İngiltere’de mahsur kalan Kıbrıslı Türk öğrenciler adaya getirilmiş, geçtiğimiz gün 2 charter sefer uçuşun daha izinlerinin alındığı duyurulmuştu.
İngiltere Kıbrıs Türk Dernekleri Başkanı Ertuğrul Mehmet, geçtiğimiz haftalarda Havadis’e yaptığı açıklamada, öğrenciler dışında, 200’ü aşkın Kıbrıslı Türk’ün mahsur kaldığını ve charter sefer beklediğini söylemişti.
Mehmet, adaya getirilmeyi bekleyenler arasında, ilaçları biten kanser hastaları olduğunu, bu insanları, belirledikleri bazı kliniklere yönlendirdiklerini ve durumlarının çok kötü olduğunu ifade etmişti.
Mehmet, “Şu an hazırladığımız listelere göre, 3 uçak dolusu insan Kıbrıs’a gelmeyi bekliyor. Ama hükümet 2 charter sefer açıkladı. Ne olacak bu insanlar?” diye sordu.
Kovid-19’a bağlı, ölümle sonuçlanan vakaların, Kıbrıslı Türklerin, yoğun olarak yaşadığı Kuzey Londra’da yaşandığını belirten Mehmet, “Hayatını kaybedenlere baktığımda, yaşları ilerlemiş veya sağlık sorunu olan kişiler” dedi.
Mehmet, “Cenazelere çok yakın aile üyeleri dışında kimse katılamıyor, yasaklandı” dedi.
Konsey olarak, Kıbrıs’a gelecek olanların listelerini hazırlamakla görevli olduklarını hatırlatan Mehmet, çalışmaların halen devam ettiğini ama şimdiden 3 uçak dolusu kişiyi listeye eklediklerini söyledi.
“Biz bu listeyi KKTC hükümetine bildirdik. Buna rağmen 2 charter seferin izinlerinin alındığını duyurdular” diyen Mehmet, önceliğin yine öğrencilere verildiğini ama bekleyenler arasında durumları çok kötü olan hastaların bulunduğunu belirtti.
Önceliğin, ilaçları bitmiş, tedavi alamayan ve yaşı ilerlemiş insanlara verilmesi gerektiğini ifade eden Mehmet, “İlk uçak yine tamamen öğrencilerden oluşuyor. İkinci uçağın yarısına da öğrencileri yazdılar. Herkes, listede adım var mı diye arıyor” dedi.
Öğrencilerin sayısının çok arttığını, ilk charter seferlerde yaşadıklarının aynısını yaşadıklarını belirten Mehmet, charter sefere adı yazılmadığı için bir Kıbrıslı Türkün intihar ettiğini ve tedavi altına alındığını söyledi.
Kan donduran bir gelişmeyi de paylaşan Mehmet, “Bir kadıncağız, acaba gidemeyecek miyim, burada ölecek miyim paniğiyle, adının uçağa yazılmadığını öğrenince intihara kalkıştı. Kadının kızı beni aradı. Annemi akıl hastanesine yatırdık, psikolojisi çok kötü dedi. Strese ve korkuya dayanamadı kadın” dedi.
Kıbrıs’a gelmeye bekleyen insanlar arasından kendisini arayan bir kişinin, günlerdir bir dükkanın önünde yattığını söylediğini, hastaneye yemek taşıyan bir aracın kendisini görmesi üzerine, yemek verdiğini ve tek yediği şeyin o yemek olduğunu söylediğini aktaran Mehmet, “Adamın cebinde tek kuruş parası da kalmamış. Yarın ki uçuşla dönemezsem, öbür gün ölümü bulacaksınız, intihar edeceğim dedi bize. Nasıl yetişeceğimizi bilemiyoruz” dedi.
Mehmet bir başka hikayede de, 8 Kıbrıslı Türkün, 2 odalı bir evde kaldığını, paralarının bittiğini ve tek umutlarının charter seferle ardaya gelmek olduğunu kaydetti.
İngiltere’de, buna benzer bir çok hikayenin yaşandığını söyleyen Mehmet, hükümet yetkililerinin, oradaki insanları rahatlatmak için bir açıklama yapması gerektiğini ifade etti.
Mehmet, “Burada 3 uçak dolusu insan olmasına rağmen, 2 uçak izni alınması, Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’ın mı yoksa Bakanlar Kurulu’nun mu bilemiyorum. Ama buradaki insanlar için yetersiz. Tabi ki, hükümetin çalışmalarını da görüyor ve seviniyoruz ama en azından çıkıp bir açıklama yapmalarını bekliyoruz. Bu insanları rahatlatsınlar” dedi.
Mehmet, Konsey olarak yeni bir çalışma başlattıklarını, Kıbrıs’ta mahsur kalan İngiliz vatandaşlarının listesini hazırlamaya başlattıklarını belirtti.
Mehmet, “Daha önce charter sefer yapan 2 uçak, İngiltere’ye boş dönmüştü. Şimdi yapılacak olan seferlerin ise boş dönmemesi ve Kıbrıs’ta mahsur kalan İngiliz vatandaşlarının buraya dönmesi için bir çalışma başlattık. Bu defa bu insanları da alsınlar. İngiliz hükümetine müracaat ediyoruz. İzin verilmesi durumunda bu insanları geri getireceğiz” dedi.