Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Cemal Özyiğit, Sağlık Bakanlığı, Polis Genel Müdürlüğü ve Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı’nda aktif ve sürekli olarak çalışanlar gibi, belediyelerin de devlet çalışanlarından yapılan % 25’lik kesintiden muaf tutulması gerektiğini söyledi.
TDP’den yapılan açıklamaya göre Özyiğit; giderlerin arttığı, gelirlerin ise düştüğü bu dönemde, belediyelerin ödediği su ücretlerinin de ötelenmesi gerektiğini vurguladı. Özyiğit, hükümetin bu yanlışlarda ısrar etmesi halinde, belediyelerin iflasa sürükleneceği, beledi hizmetlerin aksayacağı, emekçilerin geleceğinin de tehlikeye atılacağı uyarısında bulundu.
TDP Başkanı Özyiğit katıldığı televizyon programında başta tüm dünyayla birlikte KKTC’yi de etkileyen virüs kaynaklı yaşanan gelişmeler olmak üzere, TDP’nin sağlık, ekonomi, çalışma yaşamı, beledi hizmetler gibi alanlardaki öneri ve görüşlerini dile getirdi.
Konuşmasının başında bugün korona virüs nedeniyle ilk yerli kaybın yaşanmasından duyduğu üzüntüyü dile getiren Özyiğit, merhuma rahmet, yaslı ailesi ile sevenlerine başsağlığı diledi, başka acılar yaşanmamasının en büyük temennileri olduğunu kaydetti.
Virüsün gündeme geldiği ilk günden itibaren sağlık alanında olağanüstü durum ile sokağa çıkma yasağı ilan edilmesi gerektiğini dile getirdiklerini anımsatan Özyiğit, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı tarafından 13 Mart’ta önerilen olağanüstü durum kabul edilseydi, sürecin daha sağlıklı ilerleyeceğine ve tablonun bugün daha net olabileceğine inanç belirtti.
Hükümetin sonradan gecikmeli ve parça parça da olsa aldığı önlemleri olumlu bulmakla beraber, bazı noksanlıkların halen sürdüğünü belirten Özyiğit, “Vaka sayısının yüze yaklaşmasının ardından, Sağlık Bakanı’nın verdiği bilgilere göre yeni vaka sayısında son günlerde bir duraksama olduğu görülmektedir. Bu son derece sevindirici olmakla beraber, asla rehavet yaratmamalı, tam tersine önlemler daha da artırılarak risk oranı en aza indirilmelidir. Rehavete kapılarak yapacağımız en ufak bir yanlış, çok daha büyük zararlara yol açabilir, bu nedenle çok dikkatli olmalıyız” dedi.
Bu süreçte hükümete yardımcı olmak adına ellerinden geleni yaptıklarını, virüs kaynaklı yaşanacak ekonomik krize yönelik de TDP olarak 40 maddelik öneri sunduklarını anlatan Özyiğit, hükümetin birçok farklı kesimin ortaya koyduğu görüş ve önerileri dikkate alma noksanlığı olduğunu belirtti. Hükümetin kendi içinde de bir bütün olmadığını, bunun alınan kararlara da yansıdığını, bazı kararların ise daha uygulamaya konmadan iptal edildiğini belirten Özyiğit, tüm bunların güven duygusunu zedelediğini kaydetti.
Bir soru üzerine UBP-HP Hükümeti tarafından açıklanan ekonomik tedbir paketini de değerlendiren Özyiğit, paketi, “yetersiz, adalet ve eşitlikten uzak, belirsizlikle dolu bir paket” olarak niteledi. Sosyal adalet ilkesi gözetilmeden hazırlanan paketin, ekonomik krize çare olmak yerine, krizi daha da derinleştirecek içerikteki olduğunu kaydeden Özyiğit, paketin, en ihtiyaçlı kesimler olan dar ve sabit gelirliler ile küçük işletmelere yönelik iyileştirici tedbirler içermediğini kaydetti.
TDP olarak 40 maddelik öneri paketi açıkladıklarını, bunları geçtiğimiz gün Başbakan ile gerçekleştirilen görüşmede de tekrardan iletme fırsatı bulduklarını kaydeden Özyiğit şunları kaydetti:
“Devlet çalışanlarından yapılan %25’lik kesintiden, tıpkı Sağlık Bakanlığı, Polis Genel Müdürlüğü ve Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı’nda aktif ve sürekli olarak çalışanlar gibi, belediyelerin de muaf tutulmalı, ayrıca belediyelerin gelirlerinin oldukça düştüğü bu dönemde, belediyelerin ödediği su ücretlerinin ötelenmeli. Gelirleri yok denecek kadar azalan, bu nedenle kredi taksitlerini ödeyemez duruma düşen dar ve sabit gelirlilerin, taksit ödemeleri üç ay ötelenmesi yeterli değildir, bu öteleme en az altı aya kadar, faizsiz olmalı. Geliri kalmayan küçük işletme-ofis sahiplerine katkı yapılmalı, güneyde çalışan kardeşlerimiz ve ülkedeki üçüncü ülke vatandaşları ile ilgili hızlı bir araştırma yapılarak, düzenleme yapılmalı. Devletin maaşlarında kesinti yaptığı, özel sektörde veya kendi namına çalışıp işyerlerini kapatmak zorunda kalan binlerce kişinin mağdur olduğu bir ortamda, ülkedeki üst düzey gelir grupları da mutlaka elini taşın altına koymalı.”