Yeni tip koronavirüs (Kovid-19), Amerika Birleşik Devletleri (ABD) için ciddi bir tehlike haline gelmeden önce tüketicinin tuvalet kağıdına hücum etmesi kamuoyunda alay konusu olmuştu. Salgının ABD’de de yayılmasıyla birlikte ciddi bir sorun haline gelen bu durum, süpermarketlerdeki rafların boşalmasıyla iyice kötüleşti.
ABD’de koronavirüs yürüyüşü
Koronavirüs Çin’de yayılmaya başladığında, dünyanın çok kültürlü ve etnik çeşitliliğe sahip ABD toplumunu bir endişe almıştı. Özellikle de ABD’deki Çinli azınlık, sıkı tedbirlerle karşı karşıya kalmıştı. Hatta Çinli öğrenciler, bazı kurumlardaki faaliyetlere gidemez olmuştu.
Washington D.C. eyaletinde ilk vakaların görülmesinin ardından koronavirüsün ülkedeki gündeme oturduğu vakitte eğitim kurumları kapanmamış, yine de sınıflara dezenfektan araçlar konmuştu. Asyalı öğrenciler ise maske takarak önlemlerini almıştı.
Ardından eğitim kurumlarının kapatılmasıyla ABD toplumu yaklaşan tehlikeyi hissetmiş ve artan endişe insanların stok yapmaya başlaması ile sonuçlanmıştı. Ancak şaşırtıcı bir şekilde tükenen gıda ürünleri değil, tuvalet kağıtları olmuştu.
Kişi başına bir rulo
Koronavirüs krizinin üçüncü haftasından bu yana 100 binden fazla çalışan istihdam eden tuvalet kağıdı arzını karşılamaya çalıştığını açıklayan Walmart süpermarketler zinciri, her vatandaşın kendine ait birer rulosu olacak şekilde beş gün boyunca yeterli sayıda satış yapacağını bildirdi.
Teksas’daki bir Walmart süpermarketinde çekilen bir fotoğraf, gıda ürünlerinin yerinde durduğunu, ancak tuvalet kağıdı raflarının boş olduğunu gözler önüne seriyor. Şirketin CEO’su Doug McMillon, tüketicilere stok yapmak yerine haftadan haftaya alışveriş yapmaları çağrısında bulundu.
Son satın alma dalgasına, New York Times’da “Tuvalet kağıdı kullanma” manşeti eşlik etti. Haberde tüketicilerin girdiği panik ve yaptıkları stok miktarı, salgının artmasına neden olan gerekçesiz bir uygulama olarak değerlendirildi.
Tuvalet kağıdının tarihi
Çin’de Bilim ve Uygarlık kitabında yazdığına göre, tuvalet kağıdının tarihi Çinli bir bilim adamının klasik metinleri tuvalet ihtiyaçları için kullanmaya cesaret edemeyeceğini yazdığı 6. yüzyıla dayanıyor. Çeşitli yeniliklerin ardından, Seth Wheeler, 1891’de tuvalet rulosunun patentini aldı. Sonrasında ise renk, baskı, parfüm gibi değişiklikler yapıldı.
Quai Branly Müzesi’ndeki Fransız bir arkeolog Philippe Charlier’e göre ise, Çinlilerin 2. yüzyılda tanıştığı tuvalet kağıdı, Batı dünyasına 16. yüzyılda girdi. Charlier, Japonların ise 20-25 cm boyutlarında ahşap parçalar kullandıklarına, Greko-Romen döneminde ise bir sopanın ucuna bağlı sünger kullanıldığına, ardından bunun tuz, su ve sirke ile dezenfekte edildiğine değiniyor.
Charlier, 2012’de “Klasik Çağda Tuvalet Adabı” başlıklı yazısında, bazı kültürlerin ise kağıdın yokluğu nedeniyle çim, taş, hayvan derisi, deniz kabuğu gibi araçlara başvurduğunu ya da yalnızca elleri kullandığına işaret ediyor.
Sağlık tehlikesi
Tuvalet kağıdı kullanımını sağlıksız bulan bazı doktorlar, insan sağlığı ve çevre güvenliği için yalnızca su kullanımını öneriyor. Houston’daki McGovern Sağlık Okulu kolorektal cerrahı Randolph Bailey, bu konuda ‘bidet’ kullanımını öneriyor.
Bailey, tuvalet kağıtlarının cildi tahriş eden kimyasal ve parfümler içerdiğine, bunun suyun saflığı ile değiştirilemeyeceğine değiniyor. Kağıdın hijyensiz olması durumunda kolera, hepatit, kolon, idrar yolu enfeksiyonu gibi hastalıklara neden olabileceğine değiniyor. Bu husustaki son çalışmalar, dışkıda koronavirüsün varlığına rastlamıştı.
İdeal olan, Japonların kullandığı gibi akan suyun sıcaklığının ayarlandığı yüksek teknoloji tuvaletler gibi görünüyor. Yine de bu alandaki icatlar yavaş ilerliyor.
ABD şirketlerinin tüketici talebine karşılık vermede karşılaştığı zorluğun ardından, ihtiyaca ayak uydurma yolunda alışveriş için yeni strateji ve modeller geliştirildi. Nitekim koronavirüs salgınıyla birlikte alışveriş alışkanlıkları da değiştirildi.
Walmart’ın yöneticisi Dan Bartlett, işe yeni alınan çalışanlardan yüzde 10 ila 15’inin kalıcı olduğunu, kalanının ise salgın krizinden ciddi şekilde etkilenen diğer sektörlerden gelen kişilerden oluştuğunu, geçici olarak çalıştıklarını ifade ediyor.
Hem çalışanların hem de tüketicilerin sağlığı için müşterilerin sosyal mesafe olarak altışar metre aralıklarla yer almaları gibi yeni protokoller geliştirildi. Bartlett ise tüm sektörlerde bu tür hususlara uyulması gerektiğine değiniyor.
Kurumlar, Mart ayıyla beraber değişen tüketici taleplerini karşılamak için harekete geçmiş durumda. Nielsen şirketinin verilerine göre, maske ve dezenfektan satışlarında yüzde 470’lik bir artış kaydedildi. Temizleyici ve gıda ürünlerinin stoğunun ardından puzzle, bulmaca, oyuncak gibi eğlence ürünlerine doğru bir yönelim görüldü. Walmart’ın Nisan ayı verilerine göre, tıraş aletleri ve saç boyası ürünlerine karşı ciddi bir rağbet yaşandı. Şirketlerin tüketici yönelimleri konusunda önümüzdeki haftalarda hazırlıklı olması gerekiyor.