Sağlık Bakanı Ali Pilli konuşmasında ülkeye giriş konusunda Sağlık Bakanlığı olarak bir çalışma yaptıklarını belirtti.
Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu güncel konuşmalarla devam etti. Pilli, eleştirileri yanıtlamak amacıyla yaptığı konuşmada, önceliğin sağlık güvenliği olduğuna işaret ederek, Bakanlar Kurulu’nda gerekli kararların alınacağını kaydetti.
CTP Milletvekili Asım Akansoy, “Kent Güvenlik Sistemleri”yle ilgili konuşmasında, Kent Güvenlik Yönetim Sistemleri yasasının, Türkiye ile yapılan protokole dayanarak yapıldığını kaydetti.
Genel Kurula gelen yasanın reddedildiğini ve komitenin, önerilen yasa tasarısı üzerinde yeni bir yasa hazırladığını kaydeden Akansoy, bu yasada açık şekilde neler yapılacağının belirtildiğini söyledi.
Sistemin toplumun sürekli gözetim altına olmasına dönüştürülmemesinin en büyük hassasiyetleri olduğunu ve kamu yararına göre hazırlandığını dile getiren Akansoy, kurulun oluşum, görev ve sorumluluklarıyla ilgili yasadaki düzenlemeyi okudu.
Çok sayıda temsilciden oluşan kurulun demokratik bir yapı içerisinde görev yapması yönünde çalışma yaptıklarını kaydeden Akansoy, yasada ayrıca vatandaşa itiraz hakkı verildiğini ve itiraz kurulu oluşturulduğunu söyledi.
İtiraz kurulunun dikkat ettiği konulara da değinin Akansoy, yetkililerin görüşü ve kentin kimliğiyle doğal dokusunun bozulmamasına önem verildiğini kaydetti.
Gözetim sistemlerinin şehrin bazı alanlarını yönetmek anlamında kullanılabileceğini kaydeden Akansoy, Kent Güvenlik Yönetim Sistemleri yasasının yürürlüğe girdiğini ve bu yasayla ilgili uygulamaları görmek için yasaya baktığını belirtti.
Kurulda, önceden belirlendiği gibi 10 kişinin değil de 5 kişisinin yer aldığına işaret eden Akansoy, yasanın da eksik uygulandığını kaydetti.
Akansoy, Başbakanlığın yasada uygun görmediği maddeleri geçirmediğini ve bir kentin kimliğiyle karakterinin erozyona uğratıldığını söyledi. Akansoy, sistemin tam bir gözetim sistemine dönüştürtülmesinin kabul edilemeyeceğini belirtti.
Kent Güvenlik Sistemleri Kurulu’nda Şehir Planlama Odası’ndan hiç görüş alınmadığını dile getiren Akansoy, oda başkanının konuyla ilgili yazılı açıklamasını okudu.
Lefkoşalılara kente sahip çıkılması çağrısında bulunan Akansoy, kente yerleştirilen kameraların yasal olmadığını ve halkın bunu kabul etmemesi gerektiğini kaydetti.
Hükümetin yaptığı yanlıştan dönmesinin ve gerekli adımların atılması gerektiğini söyleyen Akansoy, LTB Başkanı’nın bu yapılanlara neden izin verdiğini de anlamadığını söyledi.
CTP Milletvekili Salahi Şahiner de “Covid-19 sonrası tarımsal üretim ve ülkemizdeki durum”la ilgili konuşmasında, salgınla birlikte tarım ve gıdanın öneminin ortaya çıktığını kaydetti.
Şahiner, tarım ve gıda ürünlerinin yaşamsal gereklilik olduğunu ve pandemi krizinin ardından ülkelerin sıkıntı yaşamaması için de ek desteklerin gündeme geldiğini dile getirdi.
Tarım sektörünün artık ülkeler için çok önemli olduğunu ve üretimden koparılan üreticinin yeniden üretime dönmesinin çok zor olduğunu dile getiren Şahiner, tarım alanında çalışan işçilerin taşınması ve barınması konusunda hassasiyet gösterilmesi gerektiğini, aksi takdirde salgında büyük risklere sebebiyet verileceğini kaydetti.
Ürün tedarik zincirinin önemine de dikkat çeken Şahiner, bu zincirin tüm tarım sektörünü etkileyebileceğinden reformun zamanının geldiğini söyledi.
Olması gereken reform başlıklarını da sıralayan Şahiner, ormancılık konusunda da değindi ve yangılar ile toprak yapası incelenerek, alternatif modellerin incelenmesi gerektiğini söyledi.
CTP Milletvekili Erkut Şahali de “Gıda Güvenliği, Hayvan Hastalıkları, Eradikasyon Projesinin Durumu ve Tarım Bakanlığı’nın İcraatları”yla ilgili konuşmasında, corona virüs sonrasında dünyanın özüne döndüğünü dile getirerek, tarımsal üretimin devamının önemini vurguladı.
Gelinen noktanın, olması gereken noktadan çok uzak olduğunu dile getiren Şahali, ithal ürünün hala yüksek olmasının üzücü olduğunu kaydetti. Ürün çeşitliliği gözden geçirilerek, iklim göz önünde bulundurularak ürün yetiştirmenin önemine dikkat çeken Şahali, gıda güvenliği konusunda da yetkinin kimde olacağının her zaman tartışmalı olduğunu ve çok başlı bir denetim yetkisinin idari boşluklar yarattığını kaydetti.
Gıda kontrol denetiminin yetkisinin tek olması gerektiğine dikkat çeken Şahali, bitkisel üretim ve satış yetkisinin sadece Tarım Bakanlığı’na verilmesi uyarısında bulundu.
Gıda güvenliği testlerinde eksiklik olduğu duyumları aldıklarını dile getiren Şahali, gıda güvenliğinin, insanlığın en önemli kaygılarından biri olduğunu belirtti. Herkesin güvenli gıdaya erişim hakkı olması gerektiğini kaydeden Şahali, devletin son derece hassas çalışma yürütmesinin önemli olduğunu ve bu konunun açığa kavuşturulması gerektiğini belirtti.
Devlet laboratuvarının fonksiyon eksikliklerinin giderilmesi gerektiğini söyleyen Şahali, hayvan hastalıkları konusunda da çok kritik bir dönemeçte bulunulduğunu kaydetti.
Devletin Hayvan Hastalıkları ve Eradikasyon Projesi’ni çok iyi yönetmesi gerektiğini de dile getiren Şahali, başka ülkelerden hayvan getirilmesinin risklerine işaret etti.
İspanya’dan getirildiği söylenen hayvanların küpe ve numaralarının Bulgaristan menşeli olduğuna dikkat çeken Şahali, İspanya meşeli olduğu iddia edilen hayvanların neden Bulgaristan menşei taşıdıklarının izah edilmesi gerektiğini kaydetti.
Hayvanlara ödenen bedellerin fahiş olduğunu da dile getiren Şahali, getirilen hayvanların sertifikaları olmadığı ve ülkeye girişte sağlık kontrollerinin yapılmadığı yönünde duyum aldığını söyledi.
Şahali ayrıca, hayvan çiftlik yapımının da ne durumda olduğunun bilinmesi gerektiğini dile getirdi.
Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Dursun Oğuz da, birçok alanda kendi kendine yeten bir ülke olduklarını fakat beklenmeyen bu salgından dolayı bazı olumsuzluklar yaşadıklarını kaydetti.
Gıdanın temel ihtiyaç olduğunu söyleyen Oğuz, özellikle bazı gıdalardaki fiyat dengesine yönelik çalışmaların devam ettiğini kaydetti.
Domatesin bol olduğu zaman salça yapılması ve depolanması için bir merkeze ihtiyaç olduğunu söyleyen Oğuz, ihracat anlamında da önlerini görecek bir yapıya ihtiyaç olduğunu söyledi.
Türkiye ile görüşmelere devam edildiğini ve kooperatifleşmenin önemli olduğunu kaydeden Oğuz, gerekli çalışmalarının devam ettiğini belirtti. Oğuz, bu yıl mevsimlik işçilerin gidiş gelişinin sorun olduğunu fakat bu yaşananların yüz yılda bir olmasından dolayı da ileriki süreçte sıkıntıların yaşanmaması için gerekli çalışmaların yapıldığını kaydetti.
Orman alanlarda ekonomik geliri olan ağaçların dikilmesinin öncelikleri olduğunu dile getiren Oğuz, şu anda gıda denetimleriyle ilgili bir sorun olmadığını belirtti.
Hayvan hastalıkları konusunda özel veterinerle ilgili ihalelere çıkılacağını ve AB ile anlaşmaların da yapıldığını dile getiren Oğuz, AB ile geçmiş dönemde yaşanan sorunların giderildiğini söyledi.
Oğuz, mezbahalarla ilgili de AB ile görüşmelerin devam ettiğini belirtti.
Limana gidip de damızlık hayvanların karşılanmasının eleştirilmesine anlam veremediğini dile getiren Oğuz, hayvan açığı ve et ihtiyacının güneyden kaçak yöntemlerle karşılanmasına izin verilmemesi gerektiğini belirtti.
Hayvan üretim merkezlerine adam yollayarak, gerekli inceleme yapıldıktan sonra hayvan alımlarının yapıldığını kaydeden Oğuz, ülkede hayvancılığın geliştirilmesi için hedefleri doğrultusunda çalışmalar yaptıklarını söyledi.
KKTC’ye hayvan getirmek için bedel ödenmesinin gerektiğini ve başka çarenin de olmadığını söyleyen Oğuz, hedeflerinin üreticiyi destekleyerek, hayvan artırımı olduğunu kaydetti.
Oğuz, hayvan hastalıklarıyla mücadelede ciddi adımlar attıklarını ve denetimlerinin de yapıldığını belirtti.
Su konusunda yerel kaynaklardan takviye yapıldığını dile getiren Oğuz, su konusunda tasarruf yapılması için gerekli uyarıların yapıldığını söyledi.
CTP Milletvekili Biray Hamzaoğulları, “Hükümet ve Toplu Taşımacılık”la ilgili konuşmasında, pandemi süresinde kaybedenler ve kazananlar olduğunu dile getirdi.
Turizm, üniversiteler ve toplu taşımacılığın kaybedenler arasında yer aldığını dile getiren Hamzaoğulları, pandemi dolayısıyla taşımacılık yapanların ciddi bağlamda sıkıntılar içerisine girdiğini söyledi.
Hamzaoğulları, taşımacılık yapan insanların ayakta kalabilmesinin de soru işaretleriyle dolu olduğunu kaydetti.
Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Tolga Atakan da konuşmasında, toplu ulaşımın pandemi süreci içerisinde en fazla etkilenen ve etkinin ne kadar süreceğinin kestirilemeyen bir sektör olduğunu ancak genel anlamda analiz yaparken sektörün sadece belli taşımacılık modelleri üzerinden tartışmayı çok doğru bulmadığını kaydetti.
Hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını dile getiren Atakan, odaklanılması gerekenin, sürecin uğrayacağı tüm zararları tazmin etmek değil de en az zararla atlatmak olduğunu söyledi.
İçinde bulunulan yapının tepeden tırnağa değişmeye mahkum sürdürülemez ve devam ettirilemez bir yapı olduğunu dile getiren Atakan, tüm taşımacılık izinlerin birbirinden farklı olduğunu ve farklı sözleşmelerden dolayı uygulamaların da farklı olduğunu söyledi. Atakan, birçok proje ürettiklerini ve sektör temsilcilikleriyle çeşitli toplantılar yaptıklarını kaydetti.
Bugüne kadar yaratılmış bozuk düzenin sürecin gidişatını etkilediğini söyleyen Atakan, sektörün, birlikte hareket etmeden hayatta kalamayacağını kendilerine göstermiş olduklarını kaydetti.
Bu saatten sonra sektörün birleşmesi gerekliliğinin net olduğunu söyleyen Atakan, bugüne kadar süren çalışmaların artık hayata geçme noktasında olduğunu belirtti.
Okulların kapandığı tarihe kadar tüm alacakların ödendiğini söyleyen Atakan, gerçekleşmeyen taşımacılık üzerinden yapılan ödeme noktasında ise belli bir tartışma yapılabileceğini dile getirdi. Atakan, yapılabileceklere Bakanlar Kurulu’nda son şeklini vererek, sektör temsilcileriyke paylaşacaklarını kaydetti.
Atakan’ın konuşmasının ardından Meclis bugünkü çalışmalarını tamamladı. Bir sonraki birleşim Pazartesi saat 10.00’da yapılacak.
(BRT/TAK)