Ulusal Birlik Partisi Gazimağusa milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu, dış politikada bir değişim zamanının geldiğini, Avrupa Birliği Komisyon Başkan Yardımcısı Borell’in Güney Kıbrıs’a yaptığı ziyaretle bunun daha da netleşmiş olduğunu” belirtti.
Hasipoğlu, “ tek alternatif federasyondur politikasının çöktüğünü, Avrupa Birliği’nin Kıbrıs politikasının Rum vesayeti altında olduğu bilinci ile davranılması gerektiğini” vurguladı.
Oğuzhan Hasipoğlu açıklamasında şunları kaydetti:
“Herkes sitem ediyor!
Cumhurbaşkanı Akıncı, AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Borell`in Kıbrıs`a yaptığı ziyarette, sadece Güney Kıbrıs yetkilileri ile görüşmesini haklı olarak eleştirdi!
AB”nin resmi olarak bizi dinlediği tek ortam, Meclisteki vekillerden oluşan heyetimizin, parlamentonun bulunduğu yer olan Brüksel`e yaptığı ziyaretler çerçevesinde olabiliyor. Takribi iki günlük ziyaretlerimizde en az 15 AB vekili ile görüşme imkanımız oluyor. Son ziyaretlerimizde Borell`in ekibiyle de görüşme imkanımız oldu. Bizi dinleyip, sorunlarımızı kaydediyorlar. Ancak iş icraata gelince AB, maalesef Rum tarafının vesayeti altında. Parlamentoda söz ve oy hakları sadece Güneyin vekillerinin var.
Ben Barış Dili kullanıp, ülkemizin dış dünyayla bağlantısını sağlayacağım iddiası ile makama gelen Cumhurbaşkanı Akıncı`nın, 5 yıllık görev süresinin sonunda AB`nin Komisyon Başkan yardımcısı ile görüşememekten şikayet ediyor! Kaldı ki, Cumhurbaşkanlığı makamı, ülkemizin dış temaslarda kabul görülen en üst makamıdır. Hatırlıyorum, Sayın Eroğlu`nun Cumhurbaşkanı olduğu dönemde, ABD Başkan yardımcısı ve gelecek seçimlerde başkan adayı Joe Biden, gelip Cumhurbaşkanını bizzat makamında ziyaret etmişti.
Vekilliğimin ilk yılında aynı durumu Maraş konusunda da yaşamıştık. Avrupa Birliği Dilekçeler komitesi, Kıbrıs Rum milletvekillerinin talebiyle, önce güney Kıbrısa gelmiş, sonra bizim taraf geçip Palm Beach bölgesinde eylem yapmışlardı. Sahildeki eylemi protesto etmek için Gazi Mağusa milletvekili Sayın Resmiye Canaltay ile birlikte oradaydım.
Bu Maraş meselesini neden bizimle de görüşmüyorsunuz, soruna AB olarak müdahil olmak istiyorsanız, tek tarafı dinlemek ile adil bir tesbit raporu yazamayacaksınız diye sitem edip, bir protesto mektubu vermiştim. O gün sahilde protesto mektubumuzu alıp, komite olarak tesbit raporunu yazmadan önce bizleri de dinleyeceği sözünü veren AB Dilekçeler Komite başkanı İsveçli Cecillia Wikstrom, bizi dinlemeden tamamen Rum tarafı lehine bir rapor ısdar etmişti.
Sayın Akıncı, bu konuda artık daha fazla üzülmesine gerek yoktur, kendisi bu konuda yalnız değildir, hepimiz siyasi hayatımızda bu kabul edilemez durumları yaşıyoruz. Sadece, artık klasikleşmiş “Tek Alternatif Federasyondur” politikasını, Kıbrıs Türk halkının menfaatine olacak şekilde bir kez daha düşünülmelidir.
I)AB”ye göre, 2014 yılında söz vermesine rağmen, göre KKTC ile doğrudan ticaret yapılamamalı
Iı)AB”ye göre kapalı Maraş Kıbrıs Cumhuriyeti toprağı, çünkü yasal devlet onlar.
Iıı) AB”ye göre Türkiye ve biz, Doğu Akdenizde Kıbrıs Cumhuriyetinin egemenlik haklarını ihlal etmemeli ve tek yanlı petrol faaliyetlerine son vermemiz gerekiyor
Federasyonu tek alternatif görmek demek; bir gün çözüm olacak ve Maraş”ı o zaman açacağız demektir. Keza, Doğu Akdeniz”de petrol arama ve sondaj faaliyetlerinden yararlanma hakkımız, ancak federasyona dayalı bir çözümden sonra olabilecektir. Kaldı ki, bu konuda çözüm olmadan da arama faaliyetlerine ortak bir komite kuralım ve devam edelim şeklindeki paylaşıma dayalı önerimizi reddeden de yine Rum tarafı olmuştu. Zira yegane amaçları bizi müzakere masasında federasyon görüşür gibi oyalayıp, kendisi diğer devletlerle istediği anlaşmaları yapabilmektir.
Federasyon Tek alternatiftir zihniyeti tamamen Rum tarafının çözüm iradesine bağlıdır.
Dış politikada değişim zamanı geldi! Biz söyledik anlatamadık, belki Borell`in bu ziyaretiyle anlaşılmıştır.”
(BRT)
