Meclis Sağlık Komitesi özel gereksinimli bireylerin eğitim yasa tasarısını görüştü

Meclis Sağlık Komitesi özel gereksinimli bireylerin eğitim yasa tasarısını görüştü

Cumhuriyet Meclisi, İdari, Kamu ve Sağlık İşleri Komitesi Özel Gereksinimli Bireylerin  Eğitimi Yasa Tasarısı’nı  görüştü.

Meclis Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, Komite, Özel Gereksinimli Bireylerin Eğitimi Yasa Tasarısı’nın genel görüşmesini gerçekleştirdi.
HP Milletvekili Jale Refik Rogers başkanlığında toplanan İdari, Kamu ve Sağlık İşleri Komitesi toplantısına, CTP Milletvekili Komite Başkan Vekili Fazilet Özdenefe, UBP Milletvekilleri Aytaç Çaluda ve Menteş Gündüz, CTP Milletvekili Sıla Usar İncirli ve HP Milletvekili Hasan Topal katıldı.

Komite toplantısına davetli olarak, Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı, Personel Dairesi, Başbakanlık Engelli Hizmetleri Koordinasyon Kurulu, KTÖS, KTOEÖS, Kıbrıs Türk Görmezler Derneği, Kıbrıs Türk Zihinsel Engelliler Derneği, KKTC Engelliler Dayanışma Derneği, Kıbrıs Türk Ortopedik Özürlüler Derneği, Özel Eğitim Vakfı (ÖZEV), Kıbrıs İşitme ve Konuşma Engelliler Vakfı (KİKEV), Ela Özel Eğitim Merkezi, Engelsiz Yaşamı Destekleme Derneği’nden yetkililer katılarak konu ile ilgili görüş ve önerilerini bildirdiler.

Komite yasa tasarısı ile ilgili çalışmalarını bir sonraki toplantısında ele almaya devam edecek.
Özel Gereksinimli Bireylerin  Eğitimi Yasa Tasarısının genel gerekçesi:
“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulduğu 1983 yılından bugüne özel eğitim gerektiren bireylerin eğitimleri 17/1986 sayılı Milli Eğitim Yasası temel alınarak oluşturulan tüzük ve genelgelerle yürütülmektedir.
Özel eğitim hizmetlerinin sürdürülebilir ve nitelikli olması hayati önem taşımaktadır çünkü özel eğitimdeki temel ilkelerden belki de en önemlisi, erken yaşta ve ara verilmeksizin eğitim alabilme hakkının bireylere sunulmasıdır. Bu ilkeyi uygulanabilir kılmanın en önemli koşulları ise, kapsamlı yasal dayanak ve devamında gelecek olan güçlü kurumsal yapılanmalardır. Özel eğitimin, genel eğitimin ayrılmaz bir parçası olduğu günümüz dünyasında artık yadsınamaz bir gerçekliktir.
Öğrenme için evrensel desenleme, farklılaştırılmış öğretim, kanıt temelli öğretmenlik uygulamaları, destekleyici teknolojiler, olumlu tutum ve davranışların desteklenmesi, kaynaştırma ortamında ki paydaşların işbirliği konuları özel gereksinimli bireylerin eğitiminde temel noktaları oluşturmaya başlamıştır. Bu gelişmeler yanı sıra uluslararası mevzuat ve bu mevzuata imza atan ülkeler eğitim programlarında tüm çocukları kapsama alacak biçimde “hiç bir çocuk geride bırakılmaz” felsefesine uygun olarak yetersizlikten etkilenmiş bireylerin akranlarıyla birlikte eğitim almasını gerekli kılacak eğitim ortamlarını düzenlemeye başlamıştır. Bu konudaki uluslararası mevzuata kısaca bakacak olursak:
⦁    10 Haziran 1994 tarihlerinde İspanya’nın Salamanca şehrinde, 92 devleti ve 25 uluslararası kuruluşu temsil eden 300 den fazla kişi bir araya geldi. Amaçları, özellikle özel eğitim gerektiren çocuklar olmak üzere, okulu tüm çocuklara hizmet verecek şekilde güçlendirerek, “kapsayıcı eğitim” (herkesi kapsayan eğitim) yaklaşımını geliştirmek ve “herkes için eğitim” hedefini gerçekleştirmekti.
Salamanca Bildirgesi:
⦁    Herkes için Eğitim
⦁    Her çocuk, eğitim görme temel hakkına sahiptir.
⦁    Her çocuk, kendine özgü özelliklere, ilgi, yetenek ve öğrenme ihtiyaçlarına sahiptir,
⦁    Özel eğitim gereksinimi olanlar, normal okullara devam edebilmeli ve bu okullar onların ihtiyaçlarını karşılayabilecek, “çocuğu merkeze alan” eğitim sistemi içinde yetiştirmelidir.
⦁    Zorlayıcı başka sebepler olmadıkça, bütün çocukları normal okullara kayıt ederek, hukuki ve politik bir konu olarak kapsayıcı eğitim prensibini kabul etmelerini, Kapsayıcı eğitimin mesleki yönünde olduğu kadar, erken tanı ve müdahale yollarında da daha çok gayret harcamalarını ve daha pek çok konuda temennileri içermektedir.
Salamanca Bildirgesi yanı sıra Birleşmiş Milletler Engelli Hakları sözleşmesi de bu konuda önemli ipuçları vermektedir.
13 Aralık 2006 tarihinde Birleşmiş Milletlerce kabul edilen ve 30 Mart 2007 tarihinde imzaya açılan sözleşme, 27 Temmuz 2010 tarihinden itibaren ülkemizde de yürürlüğe girmiştir. Bu sözleşme, engelli bireylerin haklarına bütüncül olarak yaklaşmaktadır. Bu sözleşmenin 24. Maddesi eğitim hakkıyla ilgili düzenlemeleri kapsar.
(a) Özürlüler, özürleri nedeniyle genel eğitim sisteminden dışlanmamalı ve özürlü çocuklar özürleri nedeniyle parasız ve zorunlu ilk ve ortaöğretim olanaklarının dışında tutulmamalıdır;
(b) Özürlüler yaşadıkları çevrede bütünleştirici, kaliteli ve parasız ilk ve orta öğretime diğer bireylerle eşit olarak erişebilmelidir.
(c) Bireylerin ihtiyaçlarına göre makul düzenlemeler yapılmalıdır;
(d) Özürlülerin genel eğitimden etkin bir şekilde yararlanabilmeleri için genel eğitim sistemi içinde ihtiyaç duydukları desteği almaları;
(e) Özürlülere yönelik bireyselleştirilmiş etkin destekleyici tedbirlerin, özürlülerin eğitime tam katılımı/bütünleştirme hedefine uygun olarak akademik ve sosyal gelişimi artırıcı ortamlarda sağlanması.
Taraf Devletler özürlülerin toplumun eşit üyeleri olarak eğitime tam ve eşit katılımlarını kolaylaştırmak için yaşamı ve sosyal gelişim becerilerini öğrenmelerini sağlamalıdır. Taraf Devletler bu amaçla aşağıda belirtilen uygun tedbirleri almalıdır:
(a) Braille ve diğer biçemlerdeki yazıların okunmasının öğrenilmesi, beden dilinin ve alternatif iletişim araçları ve biçimleri ile yeni çevreye alışma ve bu çevrede hareket etme becerilerinin öğrenilmesini, akran desteği ve rehberlik hizmetlerinin kolaylaştırılması;
(b) İşaret dilinin öğrenilmesine, işitme ve konuşma özürlülerin dilsel kimliğinin gelişimine yardımcı olunması;
(c) Görme, işitme veya hem görme hem işitme- konuşma özürlülerin özellikle çocukların eğitiminin en uygun dille, iletişim araç ve biçimleriyle, onların akademik ve sosyal gelişimini artırıcı ortamlarda sunulmasını sağlamak.
Uluslararası yeni uygulamalar şu an KKTC’de uygulanmakta olan “bütünleştirilmiş eğitimi” yaygınlaştırma yönündedir. Şu an öğrenciler, herhangi bir etiket almadan normal gelişen akranlarıyla “kaynak oda” dan aldıkları destekle tüm gelişmiş ülkelerde de olduğu gibi öğretim görmektedir. İşte bu bağlamda ayrı bir yasayla özel gereksinimli çocuklar, alandaki son gelişmelere ve kaynaştırma/ bütünleştirmeye sağlanması ve ailenin de gebelik döneminden itibaren sürecin içerisine dahil edilmesi elzemdir.
Hazırlık aşamasında eğitim öğretim alanındaki güncel bilimsel yaklaşımlar, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi, Avrupa Birliği Kriterleri ile KKTC Anayasası, Milli Eğitim Yasası gibi ulusal ve uluslararası ölçekli mevzuat metinlerinin iç tutarlılık temelinde ele alındığı bu yasa önerisi ile özel eğitim gerektiren bireylerin;
a)    Nitelikli ortamlarda ve bilimsel yaklaşımlar ışığında erken tanılanmaları,
b)    En az sınırlandırılmış eğitim ortamlarına mümkün olan en erken yaşta yerleştirilmeleri,
c)    Kıbrıs Türk Milli Eğitimi’nin genel amaçları ve temel ilkeleri doğrultusunda. Örgün nitelikteki genel ve mesleki eğitim görme haklarını parasız ve parasız yatılı kullanabilmeleri,
d)    Tüm gelişimsel özellikleri dikkate alınarak hazırlanacak bireyselleştirilmiş eğitim programlarından (BEP) yerleştirildikleri eğitim ortamlarının tüm olanakları ile faydalanmaları,
e)    Eğitim ve destek hizmetleri sunulurken akranları ile birlikte olmalarına özen gösterilmesi,
f)    Öğrenim hayatlarının her aşamasında,  bireyselleştirilmiş eğitim programlarında belirtilen özellikleri dikkate alınarak değerlendirilmelerinin yasal güvence altına alınması,
g)    Her türlü rehabilitasyon hizmetlerinden ihtiyaçları doğrultusunda kesintisiz faydalanmaları,
h)    Gelişimleri doğrultusunda yeni eğitim programlarına veya uygun üst eğitim kurumlarına yerleştirilmelerine olanak sağlayacak etkin izleme hizmetlerinden faydalanmaları
i)    Ailelerinin de sunulacak tüm hizmetlerin karar ve uygulama aşamalarına etkin olarak katılımı,
j)    Özellikle yaygın eğitim olanaklarının genişletilmesi ile yaşam boyu eğitim hizmetlerinden yararlanarak gerek mesleki ve gerekse sosyal yaşam becerileri açısından toplumun aktif fertleri olmaları, öncelikli olarak amaçlanmaktadır.

Bu amaçlar gerçekleştiğinde, özel gereksinimli bireylerin yaşam standartları yükseltilerek, toplumda daha fazla kabul görmeleri sağlanacak ve her türlü eğitim hakları güvence altına alınmış olacaktır. Bu amaçlar doğrultusunda 17/1986 Milli Eğitim Yasası’nın 52’nci maddesi kaldırılarak yerine daha kapsayıcı olarak Özel Gereksinimli Bireylerin Eğitimi Yasa Tasarısı’nın yapılmasına gerek duyulmuştur.”

 

(BRT/TAK)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir