Meclis Genel Kurulunda YYK yasası görüşülüyor

Meclis Genel Kurulunda YYK yasası görüşülüyor

“Yayın Yüksek Kurulu 2020 Mali Yılı Bütçe Yasa Tasarısı”nın görüşülmesi sırasında Cumhuriyet Meclisi’nde temsil edilen 6 siyasi partinin genel başkanları ve temsilcilerinin Kıbrıs Rum Yönetimi’nin sınır kapılarında başlattığı yeni uygulamaya son vermesi ve AB yetkililerinin de salgın öncesi uygulamaya dönüş için inisiyatif alması çağrısı yaptığı ortak deklarasyon okundu.

Sağlık Bakanı Ali Pilli, eleştirileri yanıtlamak üzere söz alarak, “Herkes rahat olsun, Sağlık Bakanlığı olarak biz görevimizin başındayız ve sağlıktaki sorunları en iyi şekilde çözmeye çalışıyoruz. Halkımızın sağlığını en iyi şekilde koruyacağımızdan kimsenin endişesi olmasın” dedi.

Pilli, Sağlık Bakanlığı’nın salgının ilk gününden beri başarılı olduğunu, sadece bakanlığın değil herkesin üzerine düşen görevi yaptığını kaydetti.

Sağlığın siyasete alet edilmemesini isteyen Pilli, uzmanlar tarafından dünya standartlarına göre hazırlanan 45 sayfalık KKTC’nin Covid 19 raporunu milletvekillerine de sunacaklarını söyledi.

Sağlık Bakanlığı’nın ciddiyetle ve sorumlu şekilde çalıştığını ifade eden Pilli, bu konu hakkında siyaset yapanlar ve bu başarılı hizmeti görmezden gelenleri tarihin affetmeyeceğini belirtti.

“Biz ülkemizi daha ileri götürmek için var gücümüzle çalışacağız” diyen Pilli, raporun şu an baskıda
olduğunu ve gün içinde Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncıya da iletileceğini kaydetti.

HP Milletvekili Hasan Topal ise gündem dışında bir konuşma yapmayacağını dile getirerek, YYK’nın kıymetini bilebilmek ve basın özgürlüğünün anlamını kavramak için geçmişle kıyaslama yapmak gerektiğini belirtti.

KKTC’nin tanınmamış bir ülke olduğunu, bu nedenle yayınların çok önemli olduğunu kaydeden Topal, konuşmasının devamında Kıbrıs Türk basın tarihine dair bilgiler verdi.

Diyalog TV’yi örnek vererek yayın kuruluşlarının bazılarının bugün kapatıldığını söyleyen Topal, YYK’nın hayati önemi olduğunu belirtti. Topal, YYK bütçesinin daha da yükseğe çıkarılmasının elzem olduğunu kaydetti.

BRT’nin geçmişteki yayınlarına değinen Topal, özellikle konuşulan Türkçeye ve program kalitesine dikkat edilmesini istedi.

YYK’nın görevinin ceza vermek değil, programların veya yayınların daha iyi hale getirilmesi ve halkı motive etmesini sağlamak olduğunu söyleyen, Topal geçmişte Kıbrıs Türkçesini güzel kullanan programlar yapıldığına işaret etti.

TDP Milletvekili Hüseyin Angolemli de söz alarak, haberlerin yasama ve yürütmeye olan güveni sarstığını söyledi.

Bakan ve yetkililerin sorulan sorulara yanıt vermemesi halinde bu güvensizlik halinin süreceğini kaydeden Angolemli, bunun devam etmesi halinde hükümetin düşeceğini belirtti. Angolemli, buna Kıb-Et konusunu örnek verdi.

YYK’nın özerk bir kurum olmasının önemine değinen Angolemli, kurumun Diyalog TV’nin kapatılması konusunda bilgisi olmadığı açıklamasına işaret etti.

Türkiye’deki ilgililerle bu konuda ilişki kuran KKTC yetkilisinin kim olduğu konusunda Başbakan Ersin Tatar’ın bilgi vermesini isteyen Angolemli, aksi halde halkın KKTC’nin TC’nin alt yönetimi olduğunu düşüneceğini anlattı.

YYK’nın “bilgim yoktur” açıklamasını cesur bulduğunu ve alkışladığını söyleyen Angolemli, RTÜK ile YYK arasında işbirliği anlaşması olduğuna işaret etti.

Öte yandan YYK’nın görevini tam olarak yapmış sayılmadığını kaydeden Angolemli, RTÜK ile olan işbirliği anlaşmasının uygulanmadığını kaydetti.

YYK’nın Mayıs’ta Diyalog TV konusunda ne yapılabileceğini RTÜK’le temasa geçip, çözüm üretme planı yaptıklarını söyleyen Angolemli, bu konuda ne adımlar atıldığını ve “neden bana sormadan yayını kestin?” sorusunun sorulup sorulmadığını sordu.

“Biraz önce Sağlık Bakanı Ali Pilli çıktı salladı salladı ve gitti” diyen Angolemli, geçişlerin kapanmasıyla ilgili Güney Kıbrıs’ın Avrupa Birliği’nden yeşil ışık aldığını düşündüğünü belirtti.

Angolemli, pandemi raporunun hazırlanmamasının Güney Kıbrıs’ın eline güç verdiğini kaydetti.
Başbakan Ersin Tatar’a polis konusunda sorular sorulduğuna işaret eden Angolemli, polisin kağıt üzerinde Başbakana bağlı olduğunu ancak aslında durumun farklı olduğunu belirterek, geçici 10’uncu maddenin neden kalkmasını istediklerini anlattı. Angolemli, Türkiye ile güvenlik anlaşması imzalanması gerektiğini de söyledi.

YYK’nın özerk bir yapıya sahip olduğunu ancak Meclis’te bir temsilcisi olduğunu, bunun da Başbakan olduğunu kaydeden Angolemli, karasal sayısal yayın konusunun hangi noktada olduğunu sordu.

Türkiye televizyonlarının KKTC’de sürümde olan mallar için durmadan reklam verdiğini ve yerli kanalların hakkının yendiğini ifade eden Angolmeli, bu konuda YYK’nın RTÜK’le işbirliği anlaşması çerçevesinde neler yaptığını sordu.

Angolemli, bu çerçevede Türkiye televizyonlarından alınan ücretlerin KKTC kanallarına dağıtılması gerektiğini anlattı.

YYK’nın tespit ettiği suçlarda önce uyarıda bulunması gerektiğini söyleyen ve izlenmesi gereken süreci anlatan Angolemli, RTÜK’le Diyalog TV konusunun konuşulması gerektiğini söyledi. Angolemli, yasaya ret oyu vereceklerini dile getirdi.

Yayının kesilmesine neden olan programda yer alan Besim Tibuk’un İstanbul’da mahkemeye verildiğini ve kararın beraat yönünde olduğunu kaydeden Angolemli bu bağlamda YYK’nın bir an önce RTÜK’le iletişime geçmesi gerektiğini belirtti.

Bunun üzerine yerinden söz alan YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı, RTÜK’ün, kapama işlemini Besim Tibuk’un sözlerinden dolayı değil de lisans nedeniyle yaptığını açıkladığına işaret etti.

Angolemli, Afrika gazetesi konusunda yaşanan suskunluğun olayları bu noktaya getirdiğini ve Diyalog TV konusundaki suskunluk devam ederse durumun daha da ilerleyeceğini kaydetti.

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Dursun Oğuz da söz alarak, Kıb-Et konusunda “keşke bu olay olmasaydı” diyerek, “Bu göreve bizi halk getirdi, burada hep vekil kalma gailemiz yok. O nedenle birine göbek bağımız da yok, cep bağımız da yok. Birinin adamı hiç olmadık ve olmayacağız” dedi.

Toplum sağlığı için üzerindeki yetkileri kimseye vermediğini ve vermeyeceğini kaydeden Oğuz, kimseyi hedef görmediğini ve kimseyi hedef yapmadığını, yasaların gösterdiği neyse onu yerine getirdiğini belirtti.

“Artık siyaseti de temizleyeceğiz, siyasetçiyi de” diyen Oğuz, halk sağlığı için çalıştıklarını anlattı.
“Halkı düşündük diye, halk sağlığını düşündük diye suçlandık” diyen Oğuz, kimseyi karalama derdinde olmadıklarını anlattı.

Üreticinin mağdurmuş gibi basına açıklamalar yaptığını söyleyen Oğuz, devletin veterinerinin doldurduğu belgede de tahribat yapıldığını kaydetti. Oğuz, bir mezbahada veteriner olmadan işlem yapıldığını belirtti.

14 yıldır faaliyetleri süren bir işletmenin neden bugün prosedürü eleştirdiğini soran Oğuz, veterinerin amacının sağlık kontrolü yapmak olduğunu ve sorumlunun da ne polis, ne gümrük, ne de veteriner olduğunu kaydetti.

İlgili suçun cezasını yasaya göre uyguladıklarını dile getiren Oğuz, şirketin kim olduğunun kendileri için önemli olmadığını belirtti.

Oğuz, ilgili firmanın hayvan kaçakçılığını sürdüğü konusundaki açıklamaya da işaret ederek, bu isimlerin kendisine iletilmesini istedi.

Kaçakçılıkla mücadelenin bakanlığın değil, belli kurumların görevi olduğunu kaydeden Oğuz, kendi görevleri çerçevesinde olaya müdahale ettiklerini anlattı.

Vicdanlarının rahat olduğunu ve veremeyecek bir hesapları olmadığını belirten Oğuz, konuyla ilgili soruşturmanın sürdüğünü de sözlerine ekledi.

YDP Başkanı Erhan Arıklı da yerinden söz alarak, fiyat farkı nedeniyle et kaçakçılığının önüne geçmenin mümkün olmadığını dile getirdi.

Narenciyecilerin destekleri hala alamadıklarını, ciddi sıkıntı içinde olduklarını kaydeden Arıklı, bahçelere farelerin dadandığını, antep fıstığı ekmek isteyenlerin de sıkıntıları olduğunu belirtti.

Oğuz da bu hafta içinde akaryakıtı ödemeyi düşündüklerini kaydetti. Fare zehiri konusunda gerekli alım ve dağıtımı yaptıklarını kaydeden Oğuz, ikinci ihaleye de çıkılacağını anlattı.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir