İnsan ticaretine karşı farklı alanlarda mücadele veren örgütler 30 Temmuz İnsan Ticareti ile Mücadele Günü’nde yayımladığı mesajda yetkililere seslendi, insan ticareti suçuyla daha etkin mücadele edilmesi gerektiğini kaydetti.
Fasıl 154 Ceza Yasası’nda bu yıl yapılan düzenlemenin insan tacirlerinin cezalandırılmasına yönelik önemli bir adım olduğunu belirten örgütler, bu düzenlemenin insan ticaretiyle mücadelede tek başına yetersiz kaldığını belirtti, somut adım atılmasını istedi.
Örgütler, “Kovuşturma ve cezalandırma insan ticaretiyle etkili şekilde mücadele edebilmenin yalnızca bir ayağıdır, bunun yanında devletlerin önleme, koruma ve iş birliği alanlarında çalışmalar yapması gerek. Mağdurlara ikametgâh, barınma, çalışma ve eğitim gibi temel hakların verilmesi noktasında henüz yol kat edemedik. Bir insan ticareti mağdurunun polise şikayetçi olmasının ardından kendisini koruyacak herhangi bir mekanizma oluşturulmadı” açıklamasında bulundu.
Mülteci Hakları Derneği, Kuir Kıbrıs Derneği, Evrensel Hasta Hakları Derneği, SOS Çocuk Köyü Derneği, Barolar Birliği İnsan Hakları Komitesi, Kıbrıslı Türk İnsan Hakları Vakfı, Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği, LTB imzalı ortak açıklamada, Cumhuriyet Meclisi’nde bu yıl insan ticaretiyle mücadele konusunda ortaya konan iradenin güçlendirilmesi, kapsamlı yasal düzenlemenin hayata geçirilmesi talep edildi.
Yasal düzenlemede özellikle mağdurların korunmasına, insan ticaretinin önlenmesine ve iş birliğine yer verilmesi istendi.
İnsan tacirlerinin etkili şekilde soruşturulması ve cezalandırılması için sivil toplumla iş birliği halinde yasa uygulayıcılara eğitimler verilmesi; Sosyal Hizmetler Dairesi’nin insan ticareti mağdurlarına sosyal, ekonomik ve psikolojik destek sağlayabilecek şekilde yapılandırılması da talep edildi.
İnsan ticaretinin önlenmesi için somut adım atılması, özellikle bilgilendirme ve farkındalık artıcı çalışmaların sivil toplumla iş birliği halinde yapılması da örgütlerin talepleri arasında.
“İNSAN TİCARETİ İSE ARTIK GECE KULÜPLERİNİN DE ÖTESİNDE, ÖZEL APARTMANLARDA VE OTELLERDE”
İnsan ticareti, yasal durum ve uygulamalara konusunda değerlendirmenin de yapıldığı ortak açıklamada şunlar da kaydedildi:
“Ülkemizde insan ticaretinin çok çeşitli sektörlerde yaşanmakta olduğunu biliyoruz. Ülkemizde insan ticareti özellikle cinsel sömürü ve emek sömürüsü olmak üzere iki farklı amaçla yapılmakta ve özellikle inşaat, tarım, ev içi hizmetler, eğlence ve hayvancılık gibi sektörlerde görülmektedir. Cinsel sömürü amaçlı insan ticareti ise artık gece kulüplerinin de ötesinde, özel apartmanlarda ve otellerde de gerçekleşmektedir. İnsan tacirleri dil, din, ırk, cinsiyet, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve yaş ayırmaksızın herkesi hedef almaktadır. Özellikle yabancı öğrenciler, göçmenler ve LGBTI+lar gibi hali hazırda toplumda haklara erişim anlamında birçok ayrımcılığa maruz kalan gruplar risk altında bulunmaktadırlar.”
“MAĞDURLARIN HAKLARINA ERİŞİMİNE VE KORUNMALARINA İLİŞKİN CİDDİ EKSİKLİKLER VAR”
İnsan ticaretinin bu yıl Mart ayında, sivil toplum örgütlerinin de katkıları ile Fasıl 154 Ceza Yasası altında suç olarak tanımlandığının da hatırlatıldığı açıklamada şunlar da belirtildi:
“Yapılan düzenlemenin insan tacirlerinin cezalandırılmasına yönelik önemli bir adım olmasına karşın, insan ticareti ile mücadelede tek başına yetersiz olduğunu hatırlatmak isteriz. Kovuşturma ve cezalandırma insan ticaretiyle etkili şekilde mücadele edebilmenin yalnızca bir ayağıdır, bunun yanında devletlerin önleme, koruma ve iş birliği alanlarında çalışmalar yapması gerekmektedir. Tarafı olduğumuz ve uluslararası anlamda insan ticaretiyle mücadelede en önemli belgelerden biri kabul edilen Palermo Protokolü 2018 yılının Nisan ayında iç hukukun parçası haline gelmiş ancak ceza yasasında yapılan değişiklik haricinde protokolün gereklilikleri yerine getirilmemiştir. Bu anlamda özellikle Palermo Protokolünde yer alan mağdurlara ikametgâh, barınma, çalışma ve eğitim gibi temel hakların verilmesi noktasında henüz bir yol kat edilebilmiş değildir. Bugün bir insan ticareti mağdurunun polise şikayetçi olmasının ardından kendisini koruyacak herhangi bir mekanizma oluşturulmamıştır. Kaçtığı sömürü koşullarının ardından kendisine ne kalacak bir yer sağlanmakta ne de buradaki yaşamını sağlıklı bir düzlemde götürebilmesi için sosyal, psikolojik veya maddi yardım sağlanmaktadır. Tüm bunlar mağdurların haklarına erişimine ve korunmalarına ilişkin ciddi eksikliklerdir ve insan ticareti vakalarının etkili şekilde kovuşturulmasının da önüne geçebilmektedir”
“DENETİMSİZLİK İNSAN TİCARETİYLE İLGİLİ TESPİTİ ENGELLİYOR, DAHA FAZLA MAĞDUR OLMASINA ZEMİN HAZIRLIYOR”
“Mağdurların korunmasına yönelik herhangi bir adım atılmaması ve şikayetçi olmalarının ardından kendilerini neyin beklediğini öngörememeleri ve mevcut yapıya güvensizlik insan tacirlerinin elini güçlendirmektedir” denilen açıklamada şunlar da ifade edildi:
“Ülkemizdeki denetimsizlik farklı sektörlerdeki insan ticareti vakalarının tespit edilmesini engellemekte ve daha fazla kişinin insan ticareti mağduru olmasına zemin hazırlamaktadır.
Bizler, bireye karşı işlenen en ağır suçlardan biri olan ve birçok ağır insan hakları ihlalini içinde barındıran insan ticareti suçuyla bir an önce daha etkili şekilde mücadele edilmesinin gerekli olduğunu belirtiyor ve taleplerimizim hayata geçirilmesini istiyoruz.”
(BRT/MAIL)