Erenköy Direnişi ve bu direnişte şehit düşenler törenle anıldı.
Erenköy Şehitliği’ndeki tören şehitliğe çelenklerin sunulması ardından da saygı duruşu, saygı atışı ve bayrakların göndere çekilmesiyle başladı.
Anıt özel defterinin imzalanmasının ardından günün anlam ve önemini belirten konuşmalara geçildi.
Erenköy Mücahitler Cemiyeti Başkanı Mustafa Arıkan, 1964’te Türkiye’nin 8 Ağustos günü yaptığı müdahaleyle Kıbrıs Türkü’nü kurtardığını anımsatarak, yaşananları anlattı.
Arıkan konuşmasında Erenköy Direnişinin belgeselleşmesi çağrısında da bulundu.
Arıkan “Erenköy direnişine katılan çok az sayıda kalan arkadaşlarımız bu dünyadan göçmeden gelin bu belgeseli birlikte yapalım. Bizler bunları kendimiz için değil. Gelecek nesiller ve devletimize olan borcumuz için yapılmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.
Yeni Erenköy Belediye Başkanı Emrah Yeşilırmak da, 8 Ağustos sayesinde bugünlere gelinebildiğini vurgulayarak, Şanlı Erenköy direnişinin Kıbrıs Türkünün varoluş mücadelesi olduğunu söyledi…
Yeşilırmak “8 ağustos bir destanın yazıldığı gündür ve Kıbrıs’ın Çanakkalesidir” ifadelerini kullandı
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı da törende yaptığı konuşmada, 8 Ağustos 1964’te yaşanan Şanlı Erenköy direnişinin 56’ncı yılında şehitleri saygıyla andı, gazileri sevgi ve minnetle kucakladı.
O tarihte özellikle Türkiye ve Türkiye dışından yükseköğretimlerini ve işlerini yarıda bırakıp Erenköy’e gelen ve köylülerle vatan savunmasında yer alanları unutmanın mümkün olmadığını belirten Akıncı, Kıbrıs Türk halkının bu topraklarda özgürce yaşaması için mücadele verildiğini vurguladı.
Akıncı, “Bu ada Yunanistan’a bağlı bir ada haline gelmesin ve Kıbrıs Türk halkı Yunanistan yönetiminde azınlık olmasın diye bu fedakarlıklar yapıldı. Fedakarlıkların en büyüğü de vatan için can vermektir. Bu fedakarlıklar sonunda bugünlere ulaşılabildi” dedi.
“Şehitlere, gazilere ve tüm hakla borcumuz var” diyen Cumhurbaşkanı Akıncı, bunları ekonomisi ve demokrasiyle güçlü bir yapı kurma, adaleti gerçek anlamda tesis etme, sosyal adaleti yaygınlaştırma, çağdaş eğitim ve sağlık altyapısını yapısını kurma ve sürdürme, doğal tarihi çevreyi korumak ve tahrip etmeme, trafik kazaları olmasın diye altyapıyı kurma sorumluluğu olarak sıraladı.
Konuşmasında Erenköy Cemiyeti Başkanı’nın sözlerine işaret eden Akıncı, şöyle konuştu:
Cumhurbaşkanı Akıncı, “herhangi bir şekilde ve herhangi bir dönemde müzakereler yapılabilir. Yeri ve zamanı geldiğinde yine yapılacak. Bu topraklarda uluslararası hukuk içinde yerimizi alabilmemiz için ne gerekirse yapılacak. Bu topraklarda sadece bir tarafın resmi tanınmış devlet hüviyetinde olması ve bizim haklarımızı gasp etmesine göz yumacak hiçbir kişi yoktur aramızda. O nedenle diplomasi, diyalog, müzakere her gerektiğinde kullanılması gereken araçlardır. Ama hedeften şaşmadan. Hedef nedir? Bu topraklarda özgürlük, eşitlik ve güvenlik içinde yaşayabilmektir. Bunun için günü geldiğinde müzakereyse müzakere, elbette Türkiye ile de istişare içinde bu makamda kim olursa olsun mutlaka bunu yapacaktır. Yapmak sorumluluğu vardır. Ama bu birşeye engel olmamalı. Biz iki şeyi paralel yürütebilme becerisini gösterebilmeliyiz. Biz müzakere var diye kendi iç bünyemizde atmamız gereken adımları niye erteleyeceğiz. Niye ekonomimizi, sağlığımızı, eğitimimizi bir başka güne erteleyeceğiz. Bizim daha iyiyi, daha güzeli arayıp bulmak için ve bunları yaşama geçirmek için elimizi tutan mı var. Bunları yapmak, daha güçlü bir ekonomiye, daha güçlü bir eğitim sistemine ve diğer bütün unsurlara sahip olmak gün gele müzakere masasında bizim elimizi güçlendiren unsurlardır, zayıflatan değil” dedi.
Cumhurbaşkanı Akıncı, şehitlere, gazilere ve tüm topluma bir borcun daha olduğunu kaydederek, asıl olanın bu adada bir daha yeni şehitler ve gaziler yaratmayacak bir düzen oluşturmak olduğunu söyledi.
Günü geldiğinde mecbur kalınması halinde canını seve seve verecek gençlerin bulunduğunu ancak asıl olanının bir daha o günlere, o tehlikelere itilmeyecek bir düzenlemenin hayata geçirilmesi olduğunu belirten Akıncı, “bunu başarabilecek bir güçte ve dirayette bir toplumuz” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Atatürk’ün “yurtta barış dünyada barış ilkesi”nin rehberleri olmaya devam ettiğine işaret ederek, “bu adada ve etrafındaki mavi denizlerdeki zenginlikleri hakça bölüşebilmenin yollarını bulmalıyız, bunun mücadelesini verebilmeliyiz. Bunun gereklerini zaten Türkiye ile birlikte yerine getiriyoruz. Rum tarafının bu benim egemenlik alanımdır. Bunu konuşmam, tartışmam söylemlerine karşı onları bu alanda da müzakereye zorlayacak bir diplomatik girişim içerisindeyiz. Bundan daha fazla kaçabileceklerini ben sanmıyorum. Çünkü bugün BM olsun AB olsun burada diyalogdan başka ve adil ve hakça paylaşımdan başka bir seçeneğin olmadığını onlar da görüyor ve anlıyorlar” dedi.
“Savaş kazananı olmayan bir sonuçtur” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Akıncı, önemli olanın bunun nedenlerini ortadan kaldırmak olduğuna işaret etti.
Erenköy’deki tören dua okunması, şehit kabirlerinin gezilmesi ve çiçeklerin bırakılmasıyla sona erdi.
(BRT)