Ülkemizde özellikle bu pandemi döneminde, insanlar açlıktan adeta grak grak etti. Daha pandeminin başında millet gıda paketleri dilenmeye başladı. Sosyal medyada ben gördüklerime, okuduklarıma o dönem inanamadım. Çünkü insanlar işsiz kaldı veya maaşsız kaldı. İnsanlara gıda paketleri bazı iş adamları ve hayır kurumları dağıtmaya çalıştı. Birçok insan da gıda yardımlarından alamayarak, çareyi yakın buldukları gazetecilere ulaşarak yardım istemekte buldular.
Vakıflar gibi, Kızılay gibi hayır kurumlarına ulaşmaya çalıştılar. Kaymakamlıklar aracılığıyla gıda yardımları yapıldığı açıklandı. Örneğin Güzelyurt bölgesinde gıda paketi için başvurup da alamayan çok sayıda insan olduğunu duydum.
Vakıflar İdaresi’nin sosyal medya sayfasında yüzlerce insan adeta dilendi. Bir takım gönüllüler bir takım yerlerden alınan bağışları insanlara ulaştırma çabasına girdi. Yani kısacası halk gıda paketlerine dilendirildi.
Ama yetkililerin umurunda olmadı, kılı kıpırdamadı. Bankalarla anlaşmaya çalıştılar, faizsiz borç ötelemesi konusunda, bankalar yetkilileri sallamadı, taksit ötelemelerine ciddi faizler yükledi.
İşte o dönemde, Başbakanlığın bir takım insanlara verdiği hane halkı yardımı ödeneği eş zamanlı olarak kesildi. Halkın sefalete sürüklendiği, hatırlanacağı gibi gerek İhtiyat Sandığı gerekse Sosyal Sigortalardan ek ödemeler gündeme geldiği dönemde, Başbakanlık fakir fukara halkın hane halkı yardım ödeneğini durdurdu.
Hane halkı yardım ödenekleri Sağlık Bakanlığı’na aktarıldı, sözde…! Ki daha o dönemde, ne hasta vardı, ne vaka vardı, ne salgın vardı ne de bir pandemi hastanesi vardı. Ve yoksulların yardımları Başbakan Ersin Tatar tarafından pandemi başlar başlamaz Mart ayında kesildi ve sözde pandemi harcamaları için Sağlık Bakanlığı’na aktarıldı.
Diyenler olacak belki de, o ödenekleri alanlar yoksul değildi…! O zaman ben de sorarım, yoksul değilseydiler, öyleyse niye “hane halkı yardımı” veriyordunuz kim bilir kaç zamandır?
Halkın gıda paketlerine muhtaç kalacak duruma düştüğü günlerde, işsiz kaldığı, maaşsız kaldığı, aç kaldığı günlerde bunu yapan Başbakan Ersin Tatar şimdi Cumhurbaşkanlığı’na aday.
Gelelim, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’a… Gururla açıkladı geçen gün… Örtülü ödeneği kullanmayı kabul etmeyeceği yönündeki sözünü tuttuğunu ve Dışişleri Bakanlığı’nın yarım milyon tutarındaki örtülü ödeneğini yani hane halkına yardım kalemini kullanmadığını açıkladı. Özersay, konuyla ilgili açıklamasında, bakanlığına ayrılan örtülü ödeneğin kuruşuna dokunmadan Maliye’ye aynen iade ettiğini vurguladı geçen gün.
Çünkü bu kalemlerdeki kaynakları genelde yetkileri ellerinde tutan kişilerin, “seçmen yatırımı” amaçlı kullanıldığı üzerinde duruluyor. Özersay da, şeffaflık uğruna, özellikle geçmiş pandemi dönemindeki fakir, fukara, işsiz kalmış, maaş alamamış insanların çığlığını belli ki duymadı. Ne gereği vardı… Yarım milyonluk örtülü ödeneği kullanmayı gerek görmedi. Geçinemeyen insanları geçtim, tamamen gönüllü olarak hayır işine yani iyiliğe varını yoğunu harcayan insanların imdat çığlığını bile duymadı. Halka bir iyilikmiş gibi de açıklıyorlar.
Örtülü ödenekler, halktan alınan vergiler, Türkiye’den gönderilen yardımlar ve son derece kıt olan öz kaynaklarla oluşturulan bütçede yer alıyor.
Ülkede yoksullara yardım yapılması, Sosyal Hizmetler Dairesi’nin asli görevleri arasında yer almasına karşın; “hane halkına yardım kalemleri, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Başbakan Yardımcılığı ile Maliye Bakanlığı’nın bütçelerine konuyor. Her yıl milyonlarca lira örtülü ödenek ayrılıyor.
“Hane halkına yapılan transferler” veya “sınıflandırılmaya girmeyen sosyal güvenlik ve sosyal yardım hizmetleri” adı altındaki “örtülü ödenekler”, hiçbir hesap verme zorunluluğu olmadan Cumhurbaşkanı ya da ilgili bakanlar tarafından kendi inisiyatifleri doğrultusunda kullanılıyor veya hiç kullanılmıyor.
Başbakan Ersin Tatar, pandemi başına kadar kullandığı hane halkı yardımlarını pandemi başlar başlamaz kesti. Pandemi öncesinde her ay para ödediğin insanlar yoksul değilseydi niye ödenek bağladıydınız? Eğer yoksulsaydılar pandemi gibi bir dönemde bu insanların ödeneklerini nasıl kesersiniz?
Maliye Bakanlığı’ndan zaten hiç ses yok, örtülü ödeneği ne yaptığı konusunda.
Gelelim Cumhurbaşkanı’na…. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ise, Cumhurbaşkanlığı bütçesinde Tanıtma ve Enformasyon Hizmetlerine Katkı Projesi kaleminde bulunan ve örtülü ödenek olarak anılan tahsisatın, Nisan ayından başlayarak yıl sonuna kadar olan dokuz ayı kapsayan tümünün koronavirüs mücadelesi için kullanılmasına karar verdi.
Herhangi bir yoksula verip de sonradan tam da pandemi gibi bir dönemde kestiğini duymadım Başbakan’ın yaptığı gibi… Koronavirüs mücadelesinde kullanılması için vermesini takdir ettim.
En azından diğerleri gibi, televizyon canlı yayınlarında halktan ve iş adamlarından dilenip, virüs mücadelesi için devlete bağış bekleyip örtülü ödeneğini de gözü gibi saklamadı.
Umarım anlatabiliyorum. Ben kimsenin taraftarı, yalakası ve sairesi değilim. Yarın Akıncı’nın bir yanlışını görürsem onu şiddetle eleştirebilirim.
Adaylardan Tufan Erhürman’a gelirsek, “Devletin en yüksek makamında (Cumhurbaşkanlığı’nda) bir örtülü ödenek olması meselesi çok da rahatlıkla reddedeceğim bir şey değil ama Ben başbakanlıkta örtülü ödenek istemem. Eğer hane halkı kaleminin 500 bin liralık bütçesinden harcanan bir şey olursa da buradan açıklarım. Eğer ben kullanırsam şu kişiye şu tarihte şu gerekçeyle verilmiştir diye açıklayacağım. Kullanmaya hiç niyetim yok. Şu noktada kullanılmayacağını taahhüt ediyorum. Kısacası, örtülü ödeneğin gizli olması, üstünün örtülü kalması kuralı madem ki yoktu, yasada böyle bir madde yoktu ve eğer sizin bu konuda şeffaflığınızı ispatlama gibi bir çabanız varsaydı, o zaman gerçekten ihtiyaçlı insanlara veya gönüllü hayır işi yapan insanlara hayır amaçlı yardımda bulunurdunuz, bunu da gönül rahatlığı içinde, iç huzuruyla çıkıp açıklardınız…
Ülkemizde bilmem farkındaysanız yoksullara, yaşama tutunmaya çalışan perişanların yardımına bazı iyilik gönüllüsü insanlar yetişmeye çalışıyor. Bunu da sağdan soldan esnaftan, iş adamlarından yardımlar dilenerek yapıyorlar.
Yerinizde olsaydım örtülü ödeneğin örtüsünü kaldırıp iyiliğe harcardım.
Ha sahi iyilik sizin için ne ifade ediyor, ya da merhamet?