Avrupa Birliği (AB) Komisyonu tarafından her yıl aday ülkelerin kaydettikleri gelişmelerin değerlendirilerek, yıllık performanslarını ortaya koyan ve 6 Ekim’de yayımlanan 2020 AB İlerleme Raporu’nda, küresel salgının ülkelerdeki yönetim süreçleri de yer aldı.
Raporda, Türkiye’nin COVID-19 ile mücadelesine vurgu yapılarak, İngilizce ve Türkçe değerlendirme yapıldı.
“Sıkı önlemler alındı”
Sağlık Bakanlığınca sağlık kuruluşları ve çalışanları üzerindeki yükü en aza indirmek ve halk sağlığını korumak için önlemler alındığına işaret edilen raporda, şunlara yer verildi:
“Türkiye, bulaşıcı hastalıklara ilişkin AB Direktifleri ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Uluslararası Sağlık Tüzüğü doğrultusunda eylemler gerçekleştirmiştir. Türk makamlarının resmi açıklamalarına göre, Türk sağlık sistemi COVID-19 salgınıyla başa çıkmaktadır. Sosyal güvenliğine bakılmaksızın tüm bireylere test ve hastanede yatma hakkı verilmiştir.
Türkiye, okulların, halka açık yerlerin kapatılması, hafta sonu sokağa çıkma kısıtlamaları, genç ve yaşlıların sıkı bir şekilde korunması dahil olmak üzere sıkı önlemler almış ve uzmanlardan oluşan bir görev gücü oluşturmuştur.
Türkiye, krizin erken dönemlerinden beri AB tarafından finanse edilen proje aracılığıyla Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC) ile iş birliği yapmakta ve Ortak Araştırma Merkezi tarafından geliştirilen SARS-Cov-2 testi için bağışlanan pozitif kontrol materyalinden faydalanmaktadır. Türkiye, Haziran 2020’de ECDC ile veri paylaşımına başlamıştır.”
Bulaşıcı Hastalıklar Rehberi
Raporda, sağlık alanında hayata geçirilen uygulamalara ve faaliyetlere ilişkin de değerlendirme yapıldı.
Türkiye’nin, AB halk sağlığı müktesebatını uygulamak için gereken yapıların kurulması ve mevzuat uyumunda bazı ilerlemeler kaydettiği vurgulanan raporda, bulaşıcı hastalıklar ve sağlığa yönelik ciddi sınır ötesi tehditler alanında iyi ilerleme sağlandığı kaydedildi. Raporda, şu görüşlere yer verildi:
“Bulaşıcı Hastalıklar Rehberi, sağlığa yönelik bir tehdit durumunda il sağlık personeli tarafından izlenecek operasyonel prosedürleri uygulamaya koyarak güncellenmiştir. Bulaşıcı Hastalıkların Sürveyansı ve Kontrol Esaslarına İlişkin Uygulama Yönetmeliği değiştirilmiştir. Buna göre, AB direktifleriyle uyumlu revize edilmiş vaka tanımlarıyla bildirilmesi zorunlu hastalıkların sayısı 73’ten 80’e yükselmiştir.
Ulusal ve uluslararası bir halk sağlığı tehdidi durumunda Sağlık Bakanlığı bünyesinde ve diğer bakanlıklarla koordinasyonun sürdürülmesi için 15 Mart 2019’da yayımlanan bir genelgeyle, merkezi ve yerel kamu otoritelerinin rol ve sorumlulukları belirlenmiştir.”
Sigara paketlerindeki sağlık uyarılarının olumlu karşılandığına işaret edilen raporda, Türkiye’nin Küresel ve Bölgesel Antimikrobiyal Direnç (AMR) Eylem Planı doğrultusunda antibiyotik kullanım politikalarını ve AMR kontrol mekanizmalarını tamamladığı belirtildi.
“Antibiyotik reçeteleri yüzde 25’e düştü”
Raporda, antibiyotik kullanımına ilişkin şu değerlendirme yapıldı:
“Reçetesiz antibiyotik satışına ilişkin incelemeler Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu kontrolünde devam etmiştir. Elektronik reçete sisteminin izlenmesi, antibiyotik reçetelerinde yüzde 35’ten yüzde 25’e azalma ile iyileştirmeler ortaya koymaktadır.
Kanser kontrol programı kapsamında rahim ağzı ve meme kanseri taramaları yüzde 80’e ve ilgili hedef grupların yüzde 37’sine ulaşmıştır. Sağlık istatistikleri ve ölüm nedenlerine ilişkin verilerde halk sağlığı istatistiklerinin uyumu oldukça yüksektir. Türkiye, Mart 2020’de biyosidal ürünler konusunda AB müktesebatına uyum sağlamayı amaçlayan bir mevzuat kabul etmiştir.”
“Obezite sıklığı arttı”
Öte yandan raporda, “Organ mevzuatının AB müktesebatı ile uyumu konusunda ilerleme kaydedilmemiştir. Ruh sağlığı konusunda ilerleme kaydedilmemiştir. İthal kozmetik ürünlerin piyasaya sürülmesinden önce güvenlik değerlendirme raporlarının sunulması kuralı piyasada engeldir” eleştirilerine de yer verildi.
Obezite görülme sıklığının arttığına işaret edilen raporda, Türkiye’nin OECD ülkeleri arasında ikinci en yüksek diyabet görülme sıklığına da sahip olduğu anlatıldı. Beklentilerin neler olduğuna ilişkin de açıklamalar bulunan raporda, şunlar kaydedildi:
“Ön onay, lisanslama, sürveyans ve farmasötik ürünler için GMP uygulaması gibi Gümrük Birliğinin getirdiği yükümlülükleri ihlal eden malların serbest dolaşımı önündeki tarife dışı engeller kaldırılmalıdır.
Özelikle farmasötikler alanında, daha kolaylaştırıcı bir yatırım ortamının kurulması amacıyla, yerelleştirme planı yeniden değerlendirilmelidir. Sağlık harcamalarına ilişkin verilerde ilerlemeye ihtiyaç bulunmaktadır.
Merkezi ve il düzeyinde kurumsal kapasite (laboratuvar) artırılmalıdır. Bulaşıcı olmayan hastalıklar için ana risk faktörü olan yetersiz beslenme ve fiziksel aktivite eksikliği için adımlar atılmalıdır. Ruh sağlığı mevzuatı ve ruh sağlığı kurumlarını denetlemek için bağımsız bir kuruluş kurulmalıdır. Kan, doku, hücre ve organ alanında, uygulama için idari kapasitenin hem merkezi hem de yerel düzeyde güçlendirilmesi gerekmektedir.”
TRT