Politis II. Hrisostomos ile yaptığı özel söyleşinin ilk bölümünü manşetten “Başkan Bana İki Devletten Söz Ettiğinde Ona Katılmadım” ve iç sayfasında “Başkan Anastasiadis Bana İki Devlet Çözümü İstediğini Söyledi” başlığıyla aktardı.
İkinci bölümün Politis’in yarınki sayısında yayınlanacağı belirtilen söyleşide II. Hrisostomos’un Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkındaki düşüncelerini de paylaştığını “Başpiskopos Erdoğan’ı yıllarca Türkiye’nin ucuz işgücünü kullanan Avrupa’dan bugün ‘intikam alan’ bir vatansever olarak görüyor” ifadesiyle aktaran gazete, bugünkü bölümde Erdoğan ile ilgili bölüme yer vermedi.
Kilise’nin Kıbrıs sorunuyla neden bu kadar ilgilendiğini “devlet olmadan önce Kilise vardı ve halkımıza önderlik ediyordu ve bugüne kadar halkın bu ülkedeki kaderi ile ilgilendi” diyerek cevaplayan II. Hrisostomos, Anastasiadis ile daha önce yaptıkları bir görüşme hakkında “Başkan, bana, iki devlet çözümü öngördüğünü söyledi. Kendisine şiddetle itiraz ettim” ifadesini kullandı.
II. Hrisostomos Anastasiadis’in, iki devlet çözümü istediğini söylediği görüşmelerinin tarihi sorulduğunda, “uzun zaman oldu” dedi, “iki devlet olabileceğine inanmıyorum. Halk kabul etmeyecek” diye ekledi.
Anastasiadis’in bu görüşünü artık değiştirdiği kanaatini de dile getirdi ve “öncelikle, Avrupa istemez. İki devlet olur olmaz Kıbrıs Türkiyeli Türkler tarafından istila edilecek. AB’den böyle bir iznimiz yok belki Kuzey Kıbrıs Avrupa’dan çıkmalıdır. Kıbrıs sorunu çözülmez. Başkan da bunu anladı” dedi.
ANNAN PLANINA HAYIR KAMPANYASINA 50 BİN KIBRIS LİRASI
II. Hrisostomos, 2004 yılındaki Annan planı referandumlarda “hayır”a destek vermek için “50 bin Kıbrıs Lirası harcadığı” itirafı hatırlatılarak, bu paraları nerelere verdiği sorulduğunda şunları söyledi:
“Halkı yönlendirmemiz için afiş çıkarmak, şunu-bunu yapmakla ilgilenen bir grup vardı. O zaman bir gazeteci, Başpiskoposluk tarafından kesilmiş 50 bin liralık bir çek fotokopisini sallayarak geldi. Onu kendisine bir muhasebeci vermişti. Halen Baf Metropolitiydim o da (gazeteci) hem Başpiskoposluğu hem de beni ifşa etmek istiyordu. Ne olduğunu anlar anlamaz sesimi yükselterek masaya yumruğumu vurarak ‘Kilise’nin mülkü 2-3 milyar. Bütün mülkü vatan için. Duyuyor musun?’ diye bağırdım, tek söz söylemeden çıkıp gitti”
2003’TE GEÇİŞLERİN AÇILMASI
2003’te KKTC ile Güney Kıbrıs arasındaki ilk geçişlerin açılmasına itiraz ettiği hatırlatılarak nedeni sorulduğunda ise II. Hrisostomos, “Barikatlar açılır açılmaz durumu gördüm ve Papadopulos’u bulup protestolarımı iletmek üzere Başkanlığa çıktım. Bana ‘Avrupa’ya giriyoruz, Avrupa da buna karar verdi’ dedi” şeklinde cevap verdi.
II. Hrisostomos, Tasos Papadopulos kast edilerek “o size, barikatların açılmasını istemediğini söyledi mi?” sorusu üzerine “İstemiyordu. Hakikaten istemedi. Bize sıkıntı yaratacağını biliyordu” dedi ve şunları ekledi:
“Halk haykırarak Avrupa’ya hayır diyelim dediğinde bir açıklama yaptım ve ‘hayır büyükler içindir, küçükler için değil’ dedim. 2003’te Başkanlığa çıktığım o gün müteveffa Papadopulos bana ‘Anlamıyor musun? Avrupa’ya hayır bizim için değil büyükler içindir. Almanya, Fransa, İngiltere içindir. Biz hayır dersek bize, içtiğimiz suyun kolibakteri kaynadığını, öleceğimizi söylerler. İçmek için suyu yurtdışından getirmemiz gerekecek…’ dedi”
“Durum buysa, daha sonra (2004’te) referandumda verilen hayır cevabını nasıl izah edersiniz?” sorusuna karşılık “Kaybettiğimizi gördü. Kıbrıs gidiyor. Kıbrıs Cumhuriyeti gidiyor. İngilizler adi. O sakat bağımsızlığı verdiler ve Kıbrıs Cumhuriyeti’ni istedikleri zaman yıkabileceklerini zannettiler” dedi, 1960’larla ilgili özetle şunları aktardı:
“Ancak III. Makarios diğer vasıfları yanında keşişti. Bilirsiniz, bir atasözü; ‘bir keşişi güldürmeniz için gece olmalı, ay olmamalı ve keşiş de gülmek istemelidir’ der. O Kıbrıs Cumhuriyeti’ni sağlamlaştırmak istediği için baldırı çıplak üçüncü dünya ülkeleriyle birlikte gitti. Hepsi Kıbrıs Cumhuriyeti’ni seçti ve destekledi. Makarios o zaman elimizdeki tek silahın devletlik varlığımız olduğunu, başka hiçbir şeyimiz olmadığını gördü. Birçok kez Kıbrıs Cumhuriyeti’ni yıkmaya çalıştılar. Annan planı ile de yıkmaya çalıştılar ve orada ayak direyen Papadopulos idi. Makarios Papadopulos’u çok zeki bulurdu. Tasos’u da müteveffa Alekos Markidis’i de severdi. Makarios, bu ikisi egoist olmasa ve anlaşabilse Kıbrıs’ı ileri götürebilecek seçkin ikili olabilirdi demişti. Maalesef ikisi de egoistti ve birlikte yapamadılar.”
ELAM’A DESTEK…
ELAM’a destek verdiği için birçok eleştiri aldığı hatırlatılan ve pişmanlık duyup duymadığı sorulan II. Hrisostomos “okumuş çocuklardı ve iyi gideceklerine inanmıştım. Sonra, Hrisi Avgi (Yunanistan’daki Altın Şafak) katillerine yapışık olduklarını gördüm. Yanlış yaptılar. Beni çok rahatsız etti. İnanılmaz rahatsız oldum” cevabını verdi.
“DİKO’YU BEN KURDUM”
Bir dönem DİKO’lu olduğunu söylediği hatırlatılarak halen bu partinin taraftarı olup olmadığı sorulan II. Hrisostomos “DİKO’yu üç kişi kurdu” dedi, şunları ekledi:
“Müteveffa Başpiskopos I. Hrisostomos Baf Metropoliti olarak, Alekos Mihalidis ve Ayiu Neofitu keşişi olarak ben. Sonra, gelip başa geçmesi için Spiros’u çağırdık. DİKO’nun kurucu üyesiyim. Başta demokratik bir cepheydi. Müteveffa I. Hrisostomos parti daha küçük iken cephenin daha büyük alan kapladığını söylerdi.”
Halen DİKO’lu olup olmadığı sorulduğunda da “Alakamı keseli çok zaman oldu” cevabını verdi.