Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı ve Başbakan Ersan Saner, 15 Temmuz 1974’te Kıbrıs’ta yapılan darbenin tek hedefinin adayı tümüyle Yunan yapmak olduğuna, nitekim darbenin hemen ardından Kıbrıs Helen Cumhuriyeti’nin ilan edildiğine dikkati çekti ve “ Bizler tarihten ders aldığımız ve 15 Temmuz 1974’teki duruma düşmek istemediğimiz için egemenliğimizin kabul edilmesini ve 2 Devletli çözüm istiyoruz” dedi.
Başbakan Saner, Anavatan Türkiye’de 5 yıl önce dış güçlerin dürtüsü ve organizasyonu ile gerçekleştirilmeye çalışılan darbenin amacının Türkiye’nin giderek güçlenmesini engellemek ve içinde Kıbrıs’ın da yer aldığı geniş bir coğrafyadan Türkiye’nin elini ayağını çekmesini sağlamak olduğunu da belirtti. Saner, “O hain darbe başarılsaydı en büyük zararı göreceklerden biri de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkı idi” şeklinde görüş belirtti.
Saner, 15 Temmuz 1974 Yunan darbesinin 47’nci, Türkiye’deki 15 Temmuz 2016 Fettulahçı Terör Örgütü darbesinin 5’nci yıldönümü dolayısı ile bir açıklama yaptı.
Başbakan Ersan Saner, açıklamasında şunları kaydetti:
“ Özellikle gençlerimiz tarihimizi, Türk milletine ve onun kopmaz bir parçası olan biz Kıbrıs Türklerine oynanmak istenen oyunları iyi bilmelidir ki geleceğe daha emin adımlarla ilerleyelim.
1960’ta kendileri ile birlikte kurduğumuz Devleti yönetimini Kıbrıs’ı Yunan yapmak uğruna Anayasa’yı, yapılan antlaşmaları hiçe sayarak silahlı saldırıyla yıkan Rumlardır.
1968-1974 arasındaki toplumlararası görüşmelerde bizimle uzlaşmaya yanaşmayan, bizi ekonomik olarak çökertmek ve göç ettirmek için her şeyi yapan, Enosis kapısını hep açık tutmaya çalışan Rum-Yunan ikilisidir.
15 Temmuz 1974 günü EOKACI Rumlarla Yunan Cuntası tarafından Kıbrıs’ı yavaş yavaş Yunan yapma kararını uygulamaya koyan Makarios yönetimine karşı gerçekleştirilen darbenin hedefinin Kıbrıs’ı Yunan yapmak olduğunu, hemen sonrasında Kıbrıs Helen Devleti’nin ilan edildiğini ve başına azılı Türk düşmanı Nikos Samson’un getirildiğini asla unutmamalı, unutturmamalıyız.
İçimizden veya dışımızdan bunları unutturmaya çalışanlar hata içindedirler ancak onlar ne yaparsa yapsınlar biz doğru bildiğimiz yolda Anavatan Türkiye ile birlikte güven içinde ilerlemeye devam edeceğiz.
Bizler tarihten ders aldığımız ve 15 Temmuz 1974’teki duruma düşmek istemediğimiz için egemenliğimizin kabul edilmesini ve 2 Devletli çözüm istiyoruz, istemeye de devam edeceğiz.
Öte yandan, 5 yıl önce Anavatan Türkiye’de dış güçlerin dürtüsü ve organizasyonu ile gerçekleştirilmeye çalışılan darbenin amacının Türkiye’nin giderek güçlenmesini engellemek ve içinde Kıbrıs’ın da yer aldığı geniş bir coğrafyadan Türkiye’nin elini ayağını çekmesini sağlamak olduğu açıktır.
Eğer o hain darbe başarılsaydı bundan en büyük zararı göreceklerden biri de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olacaktı.
Ancak gördük ki, Türk halkı 15 Temmuz 2016 gecesi tüm zorluklara rağmen dış güçlerle onların içerideki işbirlikçilerinin oyunlarını bozarak, demokrasinin, yanında durdu, özgürlüğünün, güvenliğinin, Devleti’nin kıymetini bildi ve hainlerin emellerini boşa çıkardı.
Yapılması gereken, dış güçlere ve içerideki uzantılarına karşı 15 Temmuz gecesi ruhunu canlı tutmak ve geleceğe taşımaktır.
Uyanık ve bilinçli olmak zorundayız. Güçlü Türkiye, güçlü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti demektir. Türkiye’mizin güvenliği bizim güvenliğimiz, özgürlüğü bizim özgürlüğümüz demektir. Kaderimiz birdir.
Bu duygu ve düşüncelerle 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nde tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet yakınlarına sabır diliyor ve Türk milletinin bir daha böyle karanlık bir gece yaşamamasını temenni ediyorum.”