“11. Kalkınma Planı dönemi sonunda enflasyon yüzde 5’e inecek”

“11. Kalkınma Planı dönemi sonunda enflasyon yüzde 5’e inecek”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, 11. Kalkınma Planı’nın sunuş konuşmasını yaptı.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk kalkınma planı olan On Birinci Kalkınma Planı’nın, 15 yıllık bir perspektifle hazırlandığını dile getiren Oktay, “Her alanda topyekün bir değişim ve dönüşüm öngören On Birinci Kalkınma Planı, Türkiye’nin kalkınma vizyonunu ortaya koyarak, milletimizin temel değerlerini ve beklentilerini karşılamak, ülkemizin uluslararası konumunu yükseltmek ve halkımızın refahını artırmak için temel bir yol haritası olacaktır.” diye konuştu.

Planın, belirsizliklerin arttığı, uluslararası iş birliklerinin çeşitlenerek daha karmaşık bir hale geldiği, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler açısından ekonomik ve siyasi güç dengelerinin hızlı bir biçimde değiştiği, küresel düzeyde yeniden dengelenme sürecinin devam ettiği, siyasi ve ekonomik düzlemde yeni güç ve çekim merkezlerinin oluştuğu bir ortamda hazırlandığını belirten Oktay, “On Birinci Kalkınma Planı her alanda verimliliği artırarak, milli teknoloji hamlesiyle uluslararası düzeyde rekabet gücü kazanmasına yönelik daha fazla katma değer üreten bir ekonomik ve sosyal kalkınma süreci öngörmektedir.” ifadelerini kullandı.

Planda, hukukun üstünlüğü, güçlü demokrasi ve sürekli geliştirilen temel hak ve hürriyetlerin, kalkınma çabasının taşıyıcı sütunları olarak benimsendiğini aktaran Oktay, ekonomide istikrar ve sürdürülebilirlik, beşeri, sosyal ve mekansal gelişme alanlarında refahın artışı ve adil paylaşım ile süreklilik arz eden bir gelişmişlik yöneliminin öncelikli amaçlar olarak ortaya konulduğunu söyledi.

“Temel dayanak”

Oktay, şöyle devam etti:

“Kalkınma planında, plan ve bütçe bağlantısını güçlendirmek üzere uygulanacak tüm politikaların ve alınacak tedbirlerin bütçe boyutu da özellikle dikkate alınmıştır. Kamu kuruluşları politikalarını, yatırım ve cari harcamalarını, kurumsal ve hukuki düzenlemelerini planda öngörülen hedef ve kaynaklara göre yapacaklardır.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde yürütmenin hızlı ve etkili bir yapıyla bu çerçevede uygulanacak en üst politikaların belirlendiği On Birinci Kalkınma Planı’nın idarelerce etkin bir şekilde uygulanması amaçlanmaktadır.

On Birinci Kalkınma Planı, başta Orta Vadeli Program olmak üzere ulusal ve bölgesel plan ve programlar ile sektörel ve kurumsal strateji belgelerinin temel dayanağını oluşturacaktır. Plan, farklı işlevlere sahip söz konusu dokümanlar arasında politika koordinasyonunu sağlayarak tüm planlama çalışmalarını yönlendirici bir işlev görecektir. Böylece, kurumlar arası ortak anlayış ve hedef birliği sağlayacak olan plan, plan-program-bütçe bağlantısının güçlendirilmesi suretiyle de ülke potansiyelinin üst seviyede kullanılmasına zemin teşkil edecektir.”

On Birinci Kalkınma Planı’nın, bakanlıklar başta olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarının yanı sıra toplumun tüm kesimlerinden çok sayıda temsilcinin katkılarıyla katılımcı bir yaklaşımla hazırlandığına dikkati çeken Oktay, şunları söyledi:

“Bu kapsamda 3 bin 500’ü aşkın kamu çalışanı, özel kesim ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi ve akademisyenin bir araya gelerek katkı verdiği 75 özel ihtisas komisyonu ve çalışma grubu oluşturulmuştur. Ülkemizin kalkınma önceliklerine yönelik görüş alışveriş süreci kapsamında 81 ilde toplam 267 toplantı ve çalıştay düzenlenerek yerel düzeyde yaklaşık 12 bin kişinin katkısı alınmıştır. Ayrıca internet üzerinden gerçekleştirilen ‘vatandaş anketi’ yoluyla 19 bin kişiyi aşkın katılımcıdan plan önceliklerine dair fikir ve öneriler alınmıştır. Toplumumuzun tüm kesimleri için hedef birliği sağlayarak ülkemizin geleceği için yol gösterici olacak On Birinci Kalkınma Planı’nın hayata geçirilmesiyle ülkemizin gelişmiş ülkeler liginde yer almasına bir adım daha yaklaşması sağlanacaktır.” bilgisini verdi.

“5 temel gelişme ekseni”

Oktay, 2019-2023 dönemini kapsayan On Birinci Kalkınma Planı’nın vizyonunun “daha fazla değer üreten, daha adil paylaşan, daha güçlü ve müreffeh Türkiye” olduğunu, bu çerçevede, Türkiye’nin yüksek gelir grubu ülkeler ile en yüksek insani gelişmişlik seviyesindeki ülkeler arasına girmesinin amaçlandığını bildirdi.

Bu kapsamda On Birinci Kalkınma Planı’nın, istikrarlı ve güçlü ekonomi, rekabetçi üretim ve verimlilik, nitelikli insan ve güçlü toplum, yaşanabilir şehirler ve sürdürülebilir çevre ile hukuk devleti, demokratikleşme ve iyi yönetişim olmak üzere beş temel gelişme ekseninden oluştuğunu söyleyen Oktay, planda “İstikrarlı ve güçlü ekonomi” ekseni altında 2019-2023 döneminde ekonomi yönetiminde güçlü politika koordinasyonu sağlanarak, para, maliye ve gelirler politikaları arasındaki uyumun güçlendirilmesi ve bununla beraber, iş ve yatırım ortamının daha da geliştirilerek, piyasa aksaklıklarının giderilmesi ve kurallı, tam rekabetçi serbest piyasanın gelişiminin desteklenmesinin öngörüldüğünü kaydetti.

“Rekabetçi üretim ve verimlilik” ekseni altında ekonomide rekabetçilik ve verimlilik artışı sağlanarak üretimde hedeflenen yapısal dönüşüm ve refah artışına destek sağlayacak politikaların kapsandığını ifade eden Fuat Oktay, “Bu çerçevede, verimlilik artışını dinamik kılacak teknolojik yenilenmenin hızlandırılması ve istikrarlı büyümenin dinamiği olarak değerlendirilen imalat sanayiinde yapısal dönüşümün sağlanmasına yönelik sektörel önceliklendirme yaklaşımı benimsenmiştir.” dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, başta Planın odağında yer alan imalat sanayiinde belirlenen öncelikli sektörlerde olmak üzere, yerli üretimin artırılması ve sanayileşmenin hızlandırılmasının öngörüldüğünü belirterek, öncelikli sektörlere ilaveten tarım, turizm ve savunma sanayii Kalkınma Planında öncelikli gelişme alanları olarak belirlendiğini ifade etti.

“Nitelikli insan ve güçlü toplum” ekseni altında beşeri sermayenin güçlendirilmesi, kapsayıcı büyüme yaklaşımının belirgin bir biçimde hayata geçirilmesi ve refahın toplumun tüm kesimlerine yaygınlaştırılması amacıyla uygulanacak politikaların ele alındığını bildiren Oktay, “Yaşanabilir Şehirler ve Sürdürülebilir Çevre” ekseni altında ekonomik ve sosyal faydanın artırılmasına paralel olarak çevrenin korunması, şehirlerde ve kırsal alanlarda yaşam kalitesinin iyileştirilmesi ile bölgeler arası gelişmişlik farklarının azaltılmasına yönelik hedef ve politikalara yer verildiğini bildirdi.

Oktay, “Hukuk devleti, demokratikleşme ve iyi yönetişim” ekseni altında ise hukuk devleti ve demokratikleşme ilkelerinin devleti oluşturan tüm kurum ve kuruluşlarda güçlü bir şekilde egemen kılındığı; kamu yönetiminde katılımcılık, şeffaflık ve hesap verebilirliğin her düzeyde hayat bulduğu iyi yönetişim anlayışının pekiştiği hedef ve politikaların ele alındığını söyledi.

İstikrarlı ve Güçlü Ekonomi

On Birinci Kalkınma Planı hedeflerinin, verimliliği odağına alan, sanayi sektörünün başat rol üstlendiği, ihracata dayalı istikrarlı bir büyüme modeli çerçevesinde belirlendiğini die getiren Oktay, “Plan dönemi için belirlenen öncelikli sektörler başta olmak üzere sanayide teknolojik dönüşümün sağlanması ve daha verimli, rekabetçi bir ekonomik yapının tesisini sağlayacak katma değer artışının elde edilmesi için kamu yatırımlarının tahsisinde özel kesim yatırımlarını destekleyici fiziki ve beşeri sermayenin geliştirilmesi sağlanacaktır. Yatırım ve teşvik politikaları aracılığıyla özel kesim yatırımlarının öncelikli sektörlere yönlendirilmesi öngörülmektedir.” değerlendirmesini yaptı. Oktay, şunları kaydetti:

“Siyasal istikrar, makroekonomik istikrar, hukuk devleti ve demokratikleşme ile güçlü iş ve yatırım ortamı Plan hedeflerine ulaşmada çok önemli itici unsurları oluşturacak ve bu sayede oluşan güven ve istikrar; yatırımı, üretimi, istihdamı ve ihracatı artıracaktır.

Çalışma çağındaki nüfusta işgücüne katılımın dışında yer alan kesimlerin işgücüne dahil olmalarına imkan sağlanacaktır. Daha kaliteli eğitim ile yaygınlaştırılmış mesleki ve odaklı eğitim olanaklarıyla işgücünün yetkinlikleri ve iş hayatıyla uyumu geliştirilecektir.

Plan döneminin ilk iki yılında ekonomide yeniden dengelenme döngüsüne uygun bir büyüme öngörülürken, atılacak adımlarla büyümenin sonraki üç yılda ivmelenerek yüksek ve sürdürülebilir bir seviyeye ulaşması beklenmektedir. Bu çerçevede Plan döneminde büyüme oranının yıllık ortalama yüzde 4,3 oranında gerçekleşmesi ve Plan dönemi sonunda kişi başına gelirin 12 bin 484 dolara ulaşması, Satınalma Gücü Paritesi (SAGP) cinsinden kişi başına milli gelirin ise 37 bin doları aşması hedeflenmektedir. Plan dönemi boyunca 4,3 milyon yeni istihdam sağlanması ve işsizlik oranının dönem sonunda yüzde 9,9’a gerilemesi öngörülmektedir.

On Birinci Kalkınma Planı’nda belirlenen büyüme modelinde üretken alanlara yönelen yatırımların istikrarlı ve yüksek düzeyde olması önem arz etmektedir. Bu yatırımların en güvenilir finansman kaynağını oluşturan yurtiçi tasarrufların artırılması amaçlanmakta, Plan dönemi sonunda yurtiçi tasarrufların milli gelire oranının yüzde 30’un üzerine çıkarılması hedeflenmektedir.

Yurtiçi tasarrufların artırılması cari açığın azalmasına ve Türkiye ekonomisinin olası şoklara daha dayanıklı hale gelmesine katkı sağlayacaktır. Kamu tasarruflarının artırılmasının yanında hane halklarının ve firmaların tasarruf bilinci ve eğiliminin artırılması, uzun vadeli tasarrufların özendirilmesi sağlanacak ve tasarrufları ekonominin verimli alanlarındaki yatırımlara yönlendirecek politikalar uygulanacaktır.

Rekabetçiliği ve verimliliği artırıcı politikalar temelinde ithalata daha az bağımlı bir üretim yapısıyla daha fazla ihracat yapılmasını sağlayacak ihracat odaklı dönüşümün sağlam temelleri ortaya konulacaktır. Rekabet potansiyeli olan ve yüksek dış ticaret açığı verilen sektörlerin desteklenmesiyle artırılacak ihracatın yanı sıra artan turizm gelirlerinin de katkısıyla cari işlemler açığı ciddi oranda azaltılacaktır. Plan döneminde, uygulamaya konulacak politika ve tedbirlerle ihracatın 226,6 milyar dolara, ithalatın ise 293,5 milyar dolara ulaşması ve turizmde hedeflenen gelir artışıyla cari işlemler açığının milli gelire oranının dönem sonunda yüzde 0,9 olarak gerçekleşmesi öngörülmektedir.”

“Dönemin sonunda enflasyon yüzde 5’e inecek”

Para politikasında fiyat istikrarını ve finansal istikrarı esas alan politika çerçevesine devam edileceğini bildiren Oktay, güçlendirilmiş politika koordinasyonu altında enflasyonun yüzde 5 hedefine kademeli bir şekilde yakınsayacağını söyledi.

Bu doğrultuda, dalgalı döviz kuru rejimi sürdürülürken, belirlenen hedefin gerektirdiği fiyat istikrarının sağlanması için eldeki tüm araçların kararlılıkla kullanılmasına devam edileceğini belirten Oktay, “Plan döneminde ulaşılması öngörülen büyüme hedefleri doğrultusunda finansal piyasaların reel sektörün finansman ihtiyacını düşük maliyetle karşılayacak ve farklı nitelikteki finansal araçları kullanıma sunacak bir yapıya kavuşması amaçlanmaktadır. Sanayide yapısal dönüşümün hedeflendiği bu dönemde, hem finansal piyasaların ortaya konulan politikaların hayata geçirilmesinde etkili olması, hem de ülkemizin küresel bir finans merkezi olma yönünde kararlı adımlarla ilerlemesi sağlanacaktır. Bu kapsamda, sermaye piyasaları geliştirilecek, finansal teknoloji ekosistemi güçlendirilecek ve faizsiz finansın sektör içerisindeki ağırlığı artırılacaktır.” diye konuştu.

Ekonominin, enflasyon oluşturmayan, kaliteli büyüme patikasına girmesini destekleyecek şekilde kamu mali disiplininin korunacağını ve harcama politikası plan hedeflerine azami düzeyde tesir edecek şekilde uygulanacağını belirten Oktay, bu kapsamda; program bütçe sistemine geçileceğini, harcama gözden geçirmelerinin yapılacağını söyledi.

Vergi adaletini güçlendirici ve vergi tabanını genişletici revizyonlar yapılacağını, yerel yönetimlerin öz gelirlerinin artırılacağını belirten Oktay, plan dönemi sonunda, milli gelire oranla kamu kesimi borçlanma gereğinin yüzde 1,7, genel devlet açığının yüzde 1,8, merkezi yönetim bütçe açığının ise yüzde 2 olarak gerçekleşmesinin hedeflendiğini bildirdi.

Ekonomide verimlilik artışı ve kamu mali dengelerini iyileştirme hedefleri doğrultusunda özelleştirme uygulamalarına devam edileceğini ifade eden Oktay, “Kalkınma Planımızın yaklaşımı, sadece üreten değil, yüksek katma değerli üretim yapan bir sanayi yapısına dönüşümü sağlamaktır. Planda seçici, odaklı, aktif sanayi politikaları uygulanacak, öncelikli sektörlerde tasarım, markalaşma, yenilikçilik becerileri geliştirilerek değer zincirinde katma değeri yüksek alanlarda konumlanma sağlanacaktır.” dedi. 

Kaynak: AA, TRT Haber

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir