Milletvekili Doğuş Derya geçen gün havai fişek patlatılmasının yasaklanması için yasalar tahtında elinden geleni yapacağını söyledi. Bu açıklaması haber oldu. Bu haberlere yapılan bazı insanlık dışı yorumlar dikkatimi çekti. Tabi küfürlü olanları hemen sildim ve yorum sahibinin yorumunu silmekle kalmayıp yorumu yaptığı mecradan da engelledim.
Çünkü doğaya, çevreye zararlı insanoğlu, kendisinin çaba sarf etmediği yetmezmiş gibi, başkalarının yapmaya çalıştığı insanlık çabalarına da laf uzatıyor.
Çünkü tanık olduğu insanlık karşısında olmayan vicdanlarının sesinden rahatsız oluyor ve herhalde saldırma içgüdüsü hissediyor.
Düşünün bir, zavallı masum kuşlar gökyüzünde uçarlarken, hiç beklenmedik bir anda korkunç seslerle ardarda bombalar patlıyor, kulaklarını sağır ediyor, o denli korkutuyor ki şoka sokuyor ve öldürüyor ya da yaşam savaşı vermeye çalışıyorlar veya kulakları patlamış, beyinleri zarar görmüş şekilde yaşamaya devam ediyorlar.
Ve bunu çıkıyor bir milletvekili ve diyor ki, “bundan vazgeçilmesi için çabalayacağım.”
Ne var bunda? Kime ne zararı var böyle bir vahşetin yasaklanmasının? Kimin cebinden bir şey eksilecek? Kimin hayatına dokunacak?
Ama bencillik, zorbalık diz boyu!
Bizlere zararı olmasa da, kuşların kulaklarının, beyinlerinin patlatılmasına karşı çıkılmasına karşı çıkılmaya kalkılıyor.
Bu ne insanlığa ne de hayvanlığa sığar. Bu ancak şeytani bir düşünce tarzıdır.
Gökyüzüne, kuşların yaşam alanına bomba atılıyor, sırf festivallerde, şafak nöbetlerinde kutlama yapılacak diye. Ülkenin, devletin, toplumun yani bizlerin parasıyla, vergileriyle havai fişek saçılıyor gökyüzüne. Bunun adına da kutlama deniyor. Kuşlar yıllardır özellikle yaz aylarında vahşice katlediliyor bu şekilde. Ve hepimiz de buna seyirci kalıyoruz.
Bir milletvekili çıkıp bunun önlenmesi için çabalayacağını söylüyor. Ve o vekil acımasızca eleştiriliyor.
Çünkü karşılıksız iyilik düşündü. Çünkü çıkarlarıyla değil vicdanıyla hareket etti. Çünkü cebini doldurma, oy toplama derdinde değil. Bu yüzden bu çabası övülmüyor, yeriliyor.
Geçen gün bir yorum geldi bir haberime. Bir Bakan, yasal görevini yerine getiriyor diye, bir vatandaş da haberin altına aynen şu yorumu yaptı… “Cennetlik insan!”
Şaka gibi.
Yasal görevi olan bir icraatı yapıyor diye, o yetkiliye hayran olan ve cennetlik olduğunu düşünen insan tiplemesi!
Diğer tarafta da bu havai fişeklerle ilgili habere yapılan bir yorumsa şöyle:”Büyük avı da kaldırmayı unutma. Hem tavuk kesimi falan…hayvan yetiştiriciliğini de kapat… saçmalan yani…”
İnsanların çok sorunları varken, insanlar kuşlardan daha önemliymiş…!
Alın size bir mantık! Havai fişek atılmaya devam edilsin, büyük avın da önüne geçemiyoruz diye.
Vahşi insanoğlu taa gökyüzüne ulaşıp kuşların kulaklarını ve beynini patlatmaya devam etsin, sırf insanların da sorunları var diye.
Yok böyle bir mantık? Böyle insanlık olamaz. Böyle egoistlik olmaz Allah aşkına!
“İnsanlar niye daha önemli olsun? Arz talep nedeniyle yapılan kanatlı hayvan kesiminin maalesef, ne yazık ki şuanda önüne geçemiyoruz diye, keyiften, kutlama olsun diye, tören şeklinde yapılan bu vahşeti de mi görmezden gelmeliyiz?
Bir başka ileri görüşe göre de, 20 Temmuz yaklaştığı için bu görüş ortaya atılmış.
Düşünebilir misiniz, hem vicdandan yoksunlar, hem de vicdanı karalamaya kalkıyorlar.
Vicdanlı, merhametli insanlar, yani insan gibi insanlar, böyle duyarsız, sorumsuz, bencil, egoist insanlara göre, ya delidir, ya iyiliklerinin altında bir çıkar vardır ya da sahtedir.
Çünkü merhametsiz insan, başkasında merhamet olacağına inanamaz. Eli hırsızlığa alışmış insanın, başkasının hayatı boyunca bir tek kuruş çalmayacağına inanamadığı gibi. Veya abazaların, eşlerini herkesten kıskanması gibi bir şey mesela.
Neyse, 2014 yılında “Havai fişekler yasaklanmalı!” başlıklı bir haber yayınlamıştık. “Yaz mevsimiyle birlikte artan festivallerde, kutlamalarda, üniversite öğrencilerinin mezuniyet törenleri ve temel atma törenlerinde yapılan havai fişek patlamasının yarattığı gürültünün, başta insanlar olmak üzere bütün yabani ve evcil hayvanları korkuttuğu, kuşlara ciddi zararlar verdiğini yazmıştık.
Uzmanlar, her geçen gün kullanımı yaygınlaşan havai fişeklerin, sesi, dumanı ve ışığıyla kuşları korkuttuğunu, sağır ettiğini ve şok sonucu ölümlerine yol açtığını söylemişti. Biyologlar Derneği Başkanı Hasan Sarpten, havai fişek patlamasının ortama, kuşlara ve gürültü kirliliği nedeniyle insanlara ciddi zararları olduğunu vurgulamıştı.
Fakat o yıllarda ne yazık ki, bu haberlerimizi ne gören olmuştu ne de duyan. Çünkü siyasilerin daha önemli işleri vardı bilirsiniz. Kuşların oyu yoktur bir de!
Bugün bir milletvekili çıkıyor ve insanlık örneği gösteriyor, biz de ümitleniyoruz belki başarır da, adına kutlama denen bu vahşi katliamdan vazgeçeriz artık diye. Bu kez de başlıyor çatlak sesler yükselmeye.
Kıbrıs Türk halkı bu mu gerçekten? Be arkadaşlar, Çin’de festivallerde işkenceyle köpekleri öldüren o canilerden ne farkımız kaldı bizim?
Kuş besleyenlere soruyorum. Kendi kuşunuzu hiç gökyüzünde beyinleri ve kulakları patlatılan kuşların yerine bir an olsun koydunuz mu?
Ve son olarak, ister şafak nöbeti olsun, ister festivaller olsun, isterse üniversitelerin mezuniyet törenleri veya otellerin konserleri olsun; ister x parti milletvekili öneride bulunsun isterse y partili milletvekili; biz hep birlikte bu vahşetin karşısında durmalıyız. Bu bizlerin insanlık görevidir.