Adaylığı ve seçim çalışmaları hakkında bilgi veren Kızılyürek, Kıbrıslı Türklerden yüksek oranda seçime katılım beklediğini, iki tarafın statükocularının huzurunu kaçıran bu adaylığın, Federal Kıbrıs yolunda ortaklaşma olduğunu ifade etti. Birilerinin Kıbrıslı Türklerin Avrupa’da görünür olmasını istemediğini ifade eden Kızılyürek, konuşmasında adaylığının Kıbrıslı Türklerin ve Türkiye’nin menfaatine olmadığı görüşüne sahip kişilere yönelik ise şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bizim seçime katılmamızı Kıbrıslı Türklerin ve Türkiye’nin çıkarlarına aykırı görenler var. Bunun altını kazıdığınız zaman, güneydeki mantaliteye benzer bir mantalite görürüz. ‘Mevcut statükodan mutluyuz, değişmesini istemiyoruz’ demektir bu. Adaylığımı Federal Kıbrıs yolunda atılmış bir adım olarak gördükleri için buna karşı çıkıyorlar. İki tarafın statükocularıyla karşı karşıyayız ve birbirleriyle paslaşarak önümüzü kesmeye çalışıyorlar. Kıbrıslı Türklerin görünmeyen bir toplum olarak kalmasını istiyorlar.
AB YURTTAŞI OLDUĞUMUZU BİZE UNUTTURDULAR
Kızılyürek Kıbrıslı Türklerin hem Kıbrıs’ın bütününde hem de Avrupa içinde hak sahibi olduğunu vurguladı. Bu yurttaşların siyasal, ekonomik, kültürel hakları olduğu üzerinde duran Kızılyürek, Kıbrıslı Türkler bu haklardan yeteri kadar yararlanamadığını çünkü statükocuların Kıbrıslı Türklerin AB yurttaşı olduğunu unutturduklarını kaydetti. “Kıbrıslı Türklerin Avrupa ile yakınlaşmasını istemiyorlar. 2004’ten beri AB yurttaşıyız, bir dizi hakka sahibiz” diyen Kızılyürek, Türkçe’nin Avrupa Birliği’nin çalışma dillerinden biri olması, Kıbrıslı Rum ve Türk gençlerinin AB fonlarından yaralanarak ortak işler yapması, örneğin çevreyi ve kültürel mirası birlikte koruması, bilimsel çalışmalar yaparak yakınlaşmaları çok önemlidir” dedi. Kızılyürek sözlerini şöyle tamamladı:
“AP seçimleri demek, AB yurttaşlarının seçimi demektir. AB yurttaşlar topluluğunun parçasıyız. Milyonlarca insanla birlikte daha iyi bir Avrupa için mücadele edeceğiz. AB’nin diğer yurttaşlarıyla yan yana geldiğimiz zaman emin olun çok daha görünür olacağız. İşte birileri tam da bunu istemiyor.
Bu mücadele ortak bir mücadeledir. Bu yüzden yakınlaşmaya ve barışa inanan herkesin desteğini istiyorum.”