Halkbank eski Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla, iyi hal indiriminden erken tahliye oldu. Ancak dava sürecine bakıldığında gözaltına dahi alınmasının hata olduğu ortaya çıkan Mehmet Hakan Atilla’nın dava süreci nasıl işledi? İran ambargosunun delinmesi başlığıyla açılan dava, nasıl olup da FETÖ’nün 17-25 Aralık kumpasına ait sözde ses kayıtlarının dinletildiği duruşmalara dönüştü? İşte haberin ayrıntıları…
Ambargo delindiği gerekçesiyle başlatıldı siyasi davaya dönüştü
ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarını delmekle suçlanan Reza Zarrab Mart 2016’da Miami’de tutuklandı. Bu faaliyette rol aldığı iddiasıyla Halkbank eski Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla da, Mart 2017’de New York’ta gözaltına alındı.
Mehmet Hakan Atilla’nın bu suçla hiçbir ilgisinin olmadığı daha sonra anlaşılacaktı.
Zarrab, Ekim 2017’de suçunu itiraf etti ve savcılıkla iş birliği yapmaya karar verdi. Suçu işlemesine karşın sanık sandalyesinden tanık sandalyesine oturtuldu. Böylece Mehmet Hakan Atilla, işlemediği bir suç ile ilgili mahkeme salonunda tek sanık olarak kaldı.Amerikan adalet sisteminin adaletsizliği bir kez daha gözler önüne serilmiş oldu.
FETÖ kayıtları delil kabul edildi
Davayı başlatan, Güney Bölgesi Başsavcısı ve FETÖ’ye bağlı kişi ve yayın organlarına yakınlığıyla bilinen başsavcı Preet Bharara’ydı. Trump’ın başkan olduktan sonra kovduğu Bharara, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda FETÖ’nün Türkiye’de faaliyet gösteren yayın organlarının haberlerine yer vermişti.
Bharara görevden alınmıştı ama savcılığın iddianamesi, onun Türkiye’deki 17-25 Aralık kumpası yanlısı tutumu çerçevesinde şekillendi. Dava boyunca 17-25 Aralık’ta FETÖ tarafından kullanılan ve sahte olduğu ortaya çıkan ses kayıtları “delil” diye mahkeme salonunda dinletildi.
Söz konusu kumpası hazırlayan FETÖ’cü firari polislerden Hüseyin Korkmaz sözde tanık sıfatıyla ifade verdi.
FETÖ’cü polisin ifadelerinin yalan olduğu ortaya çıkarken Korkmaz’a, ABD’de çalışma izni verilmesi ve mahkeme boyunca tüm masraflarının FBI tarafından karşılanması davanın ardındaki niyeti de ortaya koydu.
Amerika Birleşik Devletleri’nin New York kentinde görülen Halk Bankası eski Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla davasında gerek ismi geçen tanıklar gerekse iddianamenin çelişki dolu içeriği davanın siyasi bir ajandaya dönüştürüldüğünü açıkça gösterdi.
Savunma avukatları FETÖ’cü firari polis Hüseyin Korkmaz’ın Hakan Atilla’ya karşı somut deliller sunamadığını belirterek davanın düşürülmesini talep etti.
Tüm bu sahte ifade ve sözde ses kayıtlarına, yalan beyanlara karşın savcılık makamı Mehmet Hakan Atilla’yı suçlu gösterecek herhangi bir delil ortaya koyamadı.
Kararı verecek olan yargıçtı ama Amerikan sistemi gereği jürinin kararı da bunda belirleyici olan etkendi.
Jüri ise İran ambargosu, banka hareketleri ya da altın ticaretini bilmeyen sıradan insanlardan oluşuyordu. Yargıç Berman’ın Jüri üyeleri ile davanın sonunda yaptığı görüşmeler jürinin kararında etkili oldu ve 12 kişilik jüri heyeti Mehmet Hakan Atilla’nın 6 suçtan beşini işlediğine karar verdi.
Yargıç Hakan Atilla’nın ambargoyu delmediğine kanaat getirdi
Yargıç Richard Berman, 16 Mayıs Çarşamba günü New York’ta yapılan oturumda verdiği cezayı ve gerekçelerini açıkladı. Berman, Atilla’nın Halkbank’ın üst düzey yöneticisi olarak yapması gerekeni gerçekleştirdiğini, yaptırımları delmek için kurulan düzenden yararlanmadığını ve talimat ile hareket ettiğini belirtti.
Mahkemenin kararında Halkbank hakkında ceza verilmedi. Mehmet Hakan Atilla 32 ay hapis cezası aldı. Cezaevinde geçirdiği süre düşüldü. İyi hal indirimi de alan Mehmet Hakan Atilla 19 Temmuz’da tahliye edildi.
Atilla’nın avukatları, müvekkillerinin cezaevinden çıktıktan sonra bir süre göçmenlik ofisi yetkilileri tarafından sorgulanacağını ve bunun ardından Türkiye’ye döneceğini belirtti. Avukatlar, Hakan Atilla’yla ilgili temyiz sürecinin ise devam edeceğini söyledi.
İran yaptırımlarını delme suçunu işleyen ama ABD savcılığı ile yaptığı işbirliği sayesinde daha iyi koşullarda tutulan Reza Zarrab’ın nerede olduğu ise bilinmiyor.
Kaynak: TRT Haber