Avusturya’nın başkenti Viyana’da, Türkiye’nin Viyana Büyükelçiliği öncülüğünde, Viyana Yunus Emre Enstitüsü (YEE) tarafından “Birliğin ve Sevginin Dili Yunus Emre” konferansı düzenlendi.
Türk dilinin en önemli şairlerinden Yunus Emre’nin şiirlerine yansıyan hayat felsefesinin anlatıldığı konferansta konuşan Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç Dr. Mustafa Tatcı, Yunus Emre üzerine yaklaşık 40 yıldır araştırmalar yaptığını belirterek, şairin bütün şiirlerinin tam anlamıyla henüz anlaşılamadığını, Yunus’un tamamen anlaşılabilmesi için daha fazla çalışmalar yapılması gerektiğini söyledi.
Tatcı, şairin şiirlerinin merkezinde aşk ve muhabbetin olduğunu belirterek, “İslam dini aşk ve irfan dinidir.” ifadesini kullandı.
“3 bine yakın şair, Yunus’un izini takip etmiştir”
Yunus’un hayat felsefesi ve şiirlerinin meydana gelmesinde mürşidi Tapduk Emre’nin rolüne dikkati çeken Tatcı, “Yunus Emre, 40 yıllık medrese eğitiminde kendini bilmeye adamıştır.” şeklinde konuştu.
Mustafa Tatcı, kaynaklarda Yunus Emre’nin yaşamına ilişkin iki rivayetin aktarıldığını, buna göre ilk rivayette şairin okuma yazma bilmeyen eğitimsiz biri, bir başka rivayette ise müftülük yapacak seviyede dini eğitime sahip olduğunun belirtildiğini kaydederek, Yunus’un hakikate ulaşmak için tasavvuf öğretisine tabi olduğunu dile getirdi.
Yunus’un şiirlerinde kullandığı dil ve üslubun daha sonraki yıllarda farklı şairler tarafından da takip edildiğini dile getiren Tatcı, “Son 700 yıllık zaman zarfında 3 bine yakın şair, Yunus’un izini takip etmiştir.” dedi.
“Yunus hiçbir felsefi kaba sığmaz”
Tatcı, bazı Batılı düşünürlerin Yunus Emre’yi Hümanizmle sınırlandırmaya çalıştıklarına dikkati çekerek, “Yunus hiçbir felsefi kaba sığmaz. Yunus, İslam içinde yetişen, Kur’an-ı Kerim ve Hazreti Peygamberin metoduyla yetiştirilmiş olan bir aşk ve irfan adamıdır.” değerlendirmesinde bulundu.
Çok sayıda dinleyicinin katıldığı konferansta, Neyzen Mustafa Hakan Alvan da Yunus Emre’nin ilahilerinden oluşan eserleri seslendirdi.