Bakan Pakdemirli: Türkiye orman varlığını arttıran dünyada üçüncü ülke

Bakan Pakdemirli: Türkiye orman varlığını arttıran dünyada üçüncü ülke

TRT Haber’e özel röportaj konuğu olan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, TRT Haber Koordinatör Yardımcısı Aysun Torun’un gündeme ilişkin sorularını cevapladı.

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin açıklamalarının satır başları şöyle;

15 Ağustos ile 20 Ağustos tarihleri arasında 72 adet yangın çıktı. Bunlardan 4 tanesi zorluydu. Pazar gününden itibaren bizi biraz zorladı. Muğla ve İzmir’de yangınlar vardı. Karabağlar ilçesinde başlayan yangını kontrol altına almamız 48 saat sürdü. Gerçekten büyük bir yangındı. Ben de yangın bölgesine ilk bir saat içerisinde intikal ettim. Yangın bölgesinde helikopterle bölge müdürünü almaya kalkarken bir ufak da tehlike geçirdik inişte oraya inemedik başka yere indik Allah yardım etti. Yangın bölgesine gitmek çok önemliydi. Vatandaşlarımızın hepimizin bir ağaç hassasiyeti var. Bir ağaç daha az yansın diye herkes bir gayret içerisine giriyor. Yangınlara erken müdahale etmek önemli. İzmir yangınında da ben bakan olarak bir saatin altında bir sürede oradaydım. Çıkması itibarıyla ufak bir yangındı ama büyüyebileceği her halinden belliydi.

“Havadan müdahalenin zor olduğu bir durum vardı”

Ben ilk saatlerde sayın Cumhurbaşkanımıza bilgi verdim. Çünkü hemen aradı bilgi istedi. Çıkması itibarıyla 20-30 hektar ya vardı ya yoktu. Fakat Cumhurbaşkanımıza dedim ki 500 hektar gidebilir. Daha ilk saatlerde bu tahmini ordaya koyduk çünkü 70-80 kilometre hızla esen bir rüzgar vardı. Normal şartlarda hava araçlarının çalışamayacağı bir rüzgar. Havadan müdahalenin çok zor olduğu bir durum. Rüzgar, ısı ve nem bunlar birleştiği zaman özellikle negatif anlamda birleştiği zaman bizim için zorlu şartların başladığı dönem. Büyük yangınlarda dua eder vaziyetteyiz ki rüzgar biraz dinsin diye çünkü müdahale etmek gerçekten güçleşiyor.

 

“Tek bir yangın değil yüzlerce küçük yangın vardı”

Hemen akabinde de zaten bu 500 hektarlık alanda parça parça yangınlar çıktı. Tek bir yangınla değil aslında bu alanın içinde yüzlerce ufak yangınla uğraştık. Çünkü yanıyor, kozalak patlıyor rüzgarla 2-3 kilometre ileriye gidiyor. Bunlarla uğraşmak zorunda kaldık. Zorlu arazi şartları araçların giremediği şartlar ve üstüne de hava araçlarının zor şartlar altında çalışması ekleninci yangın ister istemez büyüdü.

“Yangına karşı ateşle müdahale edildi”

Yerleşim yerlerine yakın olduğu zaman uyguladığımız ve gerçekten o anda bizim son umut olarak kullandığımız bir teknik ateşi ateşle boğama. Aslında bizim oradaki ormancı arkadaşımız, sosyal medyadaki yayılan videodaki ormancı arkadaşımızın hiç hatası yok, görevini yapıyor. Görevini yaparken darp edilmiş vaziyette. Tek hatası onu vatandaşın yanında yapmamalıydı çünkü vatandaş anlamıyor şimdi vatandaş anlamayabilir ama bir şekilde açıklamak da lazım. Bana göre öyle bir eksiği var orada.

“Devlet hiç kendine ait olan ormanını yakar mı?”

Ne yazık ki siyasilerimizin çoğu yazmadan katip, okumadan alim oldukları için hemen Twitter’dan paylaşıyorlar devlet ormanlarını yakıyor diye. Hangi partiye mensup olursanız olun hangi düşünceye sahip olursanız olun devlet hiç kendine ait ormanı yakar mı? Bir de orman teşkilatı ormanı korumakla görevli bir teşkilat. Her bir ağaç her bir fidan için neredeyse canını verebilecek kapasitede insanlarla çalışıyoruz. Neden orman teşkilatı böyle bir şey yapsın? Bunu görsen bile bunu gördüğünde diyeceksin ki bu işin içinde bir iş olması lazım. Bu ya bir provokasyon veya bu işte bir iş var. Hakikatten bu işin içinde bir iş var çünkü yangına yangınla karşılık vermek diye birşey var.

“Bu işte siyasetin olmaması lazım, yangın bir savaştır”

Biz bu sene Köyceğiz’de evlere 150 metre kala bir yangın yakarak evleri kurtardık. Yani bu konu teknik bir konu. Teknik konuyu da teknik insanlara bırakmak lazım. Ülke hepimizin, farklı düşünceler olabilir ama bu işin içinde siyaset olmaması lazım. Yangın bir savaştır siz o anda savaşıyorsunuz. Nasıl ülkenizin savunması için herkes kendini cepheye götürüyorsa siz de aynı öyle savaşıyorsunuz. Bu savaşı yenebilmek için herkesin tek vücut olması lazım. Eksikler var mıdır? Onların hepsi konuşulabilir ama yangın zamanı değil.  

“Rant arayan karşısında beni bulur”

Anayasa’nın 169. maddesi der ki, ormanlar imara konu edilemez. Yani yansa dahi sen orayı ağaçlandırmakla mükellefsin. Ben günde 1 milyon ağaç diken bir kurumun başındayım. Orada yanan ağaçları biz 6 saatte dikeriz. Herkesin burada katkısı, kamuoyunun katkısı ve insanların bu işe olan hassasiyeti çok güzel. Bu beni memnun da ediyor. Fakat biz zaten günde 1 milyon ağaç ve fidan diken bir kurumuz. Herkes buna katkıda bulunabilir fakat herkes bundan şahsi ve siyasi rant çıkarmaya çalışırlarsa karşılarında en başta beni bulurlar. 

“Yangınların yarıya yakınının nedeni belirlenemiyor”

Orman yangınlarında ihmal ve dikkatsizlik bu işin üçte biri. Doğal sebeplerle de çıkabiliyor. Yani yıldırım düşüyor orada yangın oluşuyor. Kazalar var, yüzde 7 kasıt. Sebebi bilinmeyen aşağı yukarı yüzde 42 yani yarıya yakınını tespit edemiyoruz. Bunu ilgili bakanlıklarımızla çalışmamız lazım. Sebebini eğer bilirsek bununla ilgili tedbirlerimizi alırız.

Bir defa toplumdaki bilinci artırmamız lazım. Yangınlarla mücadele konusunda dünyada bir numarayız. Fakat yangın çıkmaması konusundaki hassasiyette de herhalde son sıralarda yer alıyoruz. Haftasonu piknik yapmak herkesin hakkı fakat piknik yaptıktan sonra başta çöpünü orada bırakmayacaksın, mangalını toplayıp götüreceksin onun söndüğünden emin olacaksın, boş şişeleri ormana atmayacaksın. Bugün yarın çıkmaz ama güneşin etkisiyle daha sonra yangın çıkabilir.

“Cezai müeyyideler çok ağır”

Bu işin aslında cezai müeyyideleri çok ağır. Kasıtta müebbet hapis var. Fakat ihmal ve dikkatsizliklerde hakimler ne yazık ki para cezasına çeviriyorlar. Bu konuyu da Adalet Bakanımız ile konuştum. Bunu örnek hale getirmemiz lazım. Çünkü ciğerimiz yanıyor İzmir’de 500 hektar alan yok oldu, fakat hala sebebini bulamadık. Bir ağacın bedeli yok buna ben bir bedel biçmek istemem.

“Terör örgütleri zaman zaman böyle şeyler yapıyor”

Terör örgütü zaman zaman orman yangınlarını üstlenir. Bunların bir kısmı gerçektir bir kısmı da hani birşeyler yaptım tarzında birşeyler söylemek için yapılır. Bununla ilgili tabiki daha çok bizden çok kolluk kuvvetleri başta İçişleri Bakanlığı bu işlerle ilgileniyor. Tabiki terör örgütleri zaman zaman bu işleri yapıyor. Mesela Bursa’da bir yangın çıktı sebebi belli değil fakat yedi ayrı yerde aynı anda çıktı. Buna çok halishane saf duygularla yaklaşmamak lazım. Fakat her şeyde kasıt vardır diyemeyiz. İstatistiksel olarak bu işte kastın yüzde 7’lerde olduğunu görüyoruz. Bunun içinde de terör belli bir miktar mutlaka vardır. 

 

1970 ila 1979 yılları arasında bir yangın çıktığı zaman aşağı yukarı 180 dönüm yani 18 hektar bir alan yanıyormuş. 2010 ile 2018 arasında biz bunu 2,8 hektara yani 28 dönüme kadar düşürdük. Bu işte yangına müdahale sürelerinin kısalması, yeni tekniklerin yeni teknolojilerin kullanılması ile bunları elde edebiliyor olduk. Yangın başına düşen alanlarda da kabaca 2019 yılında da 2,2 hektara indik. Yani geçen yıl 2,6 hektardaydık şu anda 2,2 hektara indik. Bununla ilgili 2023’te bir hedef koyduk kendimize 2 hektarın altına ineceğiz. Bu sene aşağı yukarı yüzde 7-8 fazla yangınımız var geçtiğimiz yıla göre. Fakat yangın başına düşen alanı ise yüzde 15 iyileştirdik. Yangına müdahale süremizi düşürdük. Yangına müdahale süremiz 18 dakikalardan 12 dakikaya indi. Yangın çıktı ihbar geldi 12 dakika içerisinde bizim ekiplerimiz orada.

“Bu işin bahanesi yok ormanlarımızı korumak zorundayız”

Yangına müdahalede birinci sıradayız. Yıllık yanan alan olarak bakıldığı zaman şöyle söyleyim Türkiye kiminle karşılaştırmak lazım Portekiz, İspanya, Fransa, İtalya, Yunanistan. Hem gelişmiş ülkeler hem de Akdeniz iklimi mevcut. Rüzgar, nem, ısı benzer. Portekiz’ine her yıl ormanlık alanlarının yüzde 3’ü yanıyor. İspanya her yıl yüzde 0,33 yanıyor yani her yıl yaklaşık 300’de biri yanıyor. Fransa çok iyi durumda her yıl 10 binde 7’si yanıyor. Yunanistan her yıl yüzde 0,41. Türkiye her yıl 10 binde 4’ü yanıyor. Fransa’dan da iyi durumdayız. Yani bu işin bahanesi yok biz ormanlarımızı korumak zorundayız.

 

“Türkiye orman varlığını arttıran dünyada 3. ülke”

OECD verisidir Türkiye orman varlığını arttıran dünyadaki nadir ülkelerden biri. Hindistan ve Çin’den sonra üçüncü ülkeyiz. Orman varlığımızı arttırmakla ilgili çok ciddi hırslı bir hedefimiz var. Bu hedef dünyada yaşayan her bir insan için bir tane ağaç dikme, fidan dikme hedefimiz var. Şu anda 3 milyar ağacı fidanı toprakla buluşturduk. Bundan sonra önümüzde 2,5 milyar daha 2023’e kadar büyük bir hedef var. İnşallah bunu da dikerek orman varlığımızı artıracağız ve bu konuda dünyada bir veya ikinci sıraya oturmayla ilgili ciddi bir hedefimiz var.

Yangına uçakla mı müdahale etmeli helikopterle mi müdahale etmeli? Her ikisi de olabilir. Helikopter bir defa yangına çok daha rahat yanaşabilir ve suyu çok daha rahat hedefe bırakabiliyor. Uçağın avantajı ilerden bir şerit halinde suyu atarak yangının henüz gelmediği yeri suyla dövmek uçağın da böyle bir fonksiyonu var. Uçak aslında bilinenin aksine yangının olduğu yerlere müdahalede çok başarılı değil çünkü çok süratli geçiyor. Fakat kullanılabilir mi kullanılabilir. Biz geçen yıl kullandığımız uçak filosunu bu yıl kullanmıyoruz. Onun yerine herhangi bir ekipman eksiğimiz yok 6 helikopter daha fazla filomuza ekledik.

“Muhalefet uçak konusunu ajite ediyor”

Muhalefet partisi özellikle CHP bu uçak konusunu ajite etti. Başta 20 ile başladılar. Türk Hava Kurumu’nun hangarda 20 uçak varmış çok büyük bir yalan. Sonra 9 dediler o da tutmadı sonra 6 dediler. Geçen gün ben arkadaşlardan bir fotoğraf istedim. Etimesgut’ta duran Türk Hava Kurumu uçaklarının fotoğraflarını çektirdim. Motor yok üç tanesinde, pervane yok tabiri caizse kuşlar bunların motor yuvalarına yuva yapmışlar. Ne yazık ki CHP bunu kullandı. Türk Hava Kurumu’da buna alet oldu. Benim Türk Hava Kurumu’na bir lira borcum yok bakanlık olarak ben bu işler ile alakalı ihaleye çıkıyorum. Türk Hava Kurumu’ndan bu hizmeti almak zorunda da değilim. Bu uçaklar artık ömürlerini doldurmuş. Ben her hava aracına bir tane de normal personel görevlendiriyorum. Orman personelinin bana arkadaşlarıma söylediğini iletiyorum diyor ki; “Ben bu uçağa binmiyorum” biz de diyoruz ki, bineceksin. O da diyor ki; “Beni istersen memuriyetten at çünkü kendimi emniyette hissetmiyorum.” Uçakların bu kadar kötü olduğu bir durumda bizim bu uçakları kullanma imkanımız yok.

“CHP uçakları istismar etti, THK da alet oldu”

Bu uçakların motorlarının etrafı siyah ama kurum siyahı çalışan motorlar da yağ akıtıyorlar. Ben yapacağım bir işte böyle bir hizmet almam. CHP bunu kullandı, kullanabilirler fakat Atatürk’ün kurduğu kurum Türk Hava Kurumu’da buna alet oldu.

Uçak helikoptere oranla 6 kat daha pahalı

Uçak filosu belli bir kalitede olsa kullanılabilir. Fakat uçak helikoptere göre 6 kat daha pahalı. Bu yüzden parayı daha verimli olacak şekilde geçen yıl 24 helikopter artı uçaklar olan filoyu uçakları bir kenara koyduk zaten verimli değil 30 helikoptere çıkardık. Bir başarısızlık, ihmal varmış hatta devletin kastı varmış gibi göstermek istiyorlar.  

“Ciddi bütün yangınlarda ekibimin yanında olurum”

Ben yangınlara gidiyorum birincisi ekibimi motive etmek için. Ciddi gördüğümüz her yangında orada olmak istiyorum. Vatandaş her türlü sıkıntıda yöneticileri başında görmek istiyor. Yönetici tatilde de olabilir başka bir yerde de olabilir ama bir sıkıntı olduğunda çıkıp işinin başına geçeceksin. Bir sıkıntı varsa sıkıntının olduğu yere gideceksin. 

 

“3 gece görüşlü Skorsky filomuza katılacak”

Önümüzdeki yıllarda koordinasyon için yine gece uçuşu kabiliyeti olan termal kameralarla donanmış 3 tane skorsky helikopterimiz filomuza katılacak. Gece belki su atmayacağız fakat gece kalkıp yangına müdahale edeceğiz.

Kaynak: TRT Haber

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir