FETÖ’nün gizli yapılanmasının önemli isimlerinden Reşat Nazmi Oral, Ankara Emniyet Müdürlüğü ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından yürütülen ortak operasyonla Ankara’da yakalandı.
Terör örgütü FETÖ/PDY’nin gizli yapılanması içerisindeki unsurların deşifre edilmesi için Ankara Emniyet Müdürlüğü ile Milli İstihbarat Teşkilatınca ortaklaşa yürütülen çalışmalarda, Reşat Nazmi Oral’ın örgütün gizli yapılanması içerisinde önemli görevlerde bulunduğu tespit edildi.
Oral, TEM ekiplerince 29 Temmuz’da düzenlenen operasyonda Batıkent’te yakalanarak gözaltına alındı.
Terörle Mücadele Şube Müdürlüğündeki işlemlerinin tamamlanmasının ardından 9 Ağustos’ta sevk edildiği mahkeme tarafından tutuklanan Oral, cezaevine konuldu.
Terör örgütünde, TSK bünyesine sızan gizli yapılanma da dahil olmak üzere, sözde “eğitim danışmanı, Güneydoğu Anadolu Bölgesi temsilcisi, 2. Ordu imamı ve avukat yapılanması imamı” olarak faaliyet yürüttüğü tespit edilen “Usame-Metin” kod adlı Reşat Nazmi Oral’ın, örgüte 1983’te katıldığı belirlendi.
Terör örgütü içerisindeki kod isminin bizzat örgüt elebaşı Fetullah Gülen tarafından verildiği öğrenilen Oral’ın üst düzey yöneticilik yaptığı, TSK’ya sızan örgüt mensuplarından 31 üst düzey subaydan 12’sinin 15 Temmuz hain darbe girişiminde etkin rol oynadığı tespit edildi.
Oral’ın Emniyetteki sorgusunda, terör örgütündeki 35 yıllık faaliyetlerini, bu faaliyetlerin 19 yılının mahrem hizmetlerde geçtiğini anlattığı ve 100’den fazla örgüt yöneticisi ve üyesiyle olan bağlantıları hakkında bilgi aktardığı öğrenildi.
FETÖ’nün devlete nasıl sızdığı bir kez daha gözler önüne serildi
Emniyet ve Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) ortak operasyonuyla yakalandıktan sonra tutuklanan Reşat Nazmi Oral’ın emniyette verdiği ifadesi ile yapılan tespitler, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) başta Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) olmak üzere devletin “kılcal damarlarına” nasıl sızdığını bir kez daha gözler önüne serdi.
FETÖ’nün, TSK bünyesine sızan mahrem yapılanması dahil sözde üst düzey yöneticilerinden olan Usame- Metin kod adlı Reşat Nazmi Oral, gözaltına alındıktan sonra sevk edildiği adli makamlar tarafından tutuklanarak cezaevine konuldu.
Emniyet’te ve MİT’teki sorgularında 100’den fazla örgüt yöneticisi ve üyesi ile bağlantıları hakkında bilgi aktaran Oral, 19 yılı mahrem yapılanmada olmak üzere 36 yıl terör örgütüne nasıl hizmet ettiğini anlattı. Oral’ın sözde “bölge temsilciliği” ve “ordu imamlığı” yaptığı dönemlerde TSK’ye 31 üst düzey subayın örgüt üyesi olarak sızdığı, bunlardan 12’sinin 15 Temmuz’daki darbe girişiminde etkin rol oynadıkları tespit edildi.
Kod adı Gülen tarafından verildi
Alınan ifadesi ile buna bağlı tespitlere göre, FETÖ bünyesinde sözde “eğitim danışmanı”, “Güneydoğu Anadolu Bölgesi temsilcisi”, “2. Ordu imamı” ve “avukat yapılanması imamı” olarak görev yapan Oral, Gülen ile 1983’te katıldığı bir okul gezisinde tanıştı ve örgüte dahil oldu.
Oral’a, örgüt içinde kullandığı “Usame-Metin” kod adı da elebaşı Gülen tarafından verildi.
İstanbul Koşuyolu’ndaki bir evde örgütsel faaliyetlerini sürdürdüğü 1994’te Oral, örgüt elebaşı Fetullah Gülen’in yanına götürüldü. Oral ifadesinde Gülen’in dersanedeki askeri öğrencilere “nasılsınız, dersleriniz nasıl, namaz kılıyor musunuz, sıkıntınız var mı?” gibi sorular sorduğunu anlattı.
Oral, hakimlik sınavını kazandığı 1996’da “İshak” kod adlı örgüt yöneticisinin kendisine İzmir’de ihtiyaç duyulduğunu söylemesi üzerine stajını bu ile aldırdı. Oral, aynı dönemde örgüt içinde sözde “eğitim danışmanı” olarak görev yürüten ve Anadolu’dan gelen mahrem yapı içindeki öğretmenlerle görüşmeleri ayarlayan sözde yönetici “Kozanlı Ömer” kod adlı Osman Hilmi Özdil ile tanıştı. Özdil, Oral’a, Anadolu’dan gelen ve askeri öğrencilerin takibini yapan kişileri karşılama ve ilgili adreslere yönlendirme görevini verdi. Oral ifadesinde, Mustafa Yeşil isimli örgüt yöneticisinin Hilmi Özdil’in üstü olarak faaliyet yürüttüğünü beyan etti.
Birlikte avukatlık yaptığı Mustafa Çuhacı ile 1999’da askeri öğrencilerle ilgilendiklerini, yine aynı dönemde sözde “Türkiye rehberlik hizmetlerinden sorumlu” örgüt yöneticisi ile birlikte hareket eden Oral’a, 2004’ten itibaren Kara Kuvvetleri Sınıf Okulları, 2006’dan itibaren de Lojistik Komutanlığı birlikleri bağlandı.
Görevi örgüt içi morali yüksek tutmak
Oral ifadesinde eşinin tayininden dolayı 2010’da Gaziantep’e taşındıklarını ve örgüt içinde görevinin “2. Ordu Komutanlığı temsilciliği”ne yükseltildiğini, çalışmış olduğu personelin moral ve motivasyonunu yüksek tutmakla görevlendirildiğini, ayrıca bölgede ihtiyaç olması durumunda “sivil bölge” ile koordinasyonu sağladığı bilgisini aktardı.
Mahrem yapı içerisinde sözde “bölge temsilcileri” ile Diyarbakır’da iki ayda bir toplandıklarını belirten Oral, başkanlığını “Kozanlı Ömer” kod adlı Özdil’in yaptığı toplantılara “Bekir” kod adlı “emniyet bölge mahrem imamı”, “Salim-Osman” kod adlı “Hava Kuvvetleri bölge mahrem imamı”, “Alper” kod adlı “Jandarma bölge mahrem imamı”, “Asım” kod adlı “adliye bölge mahrem imamı”, ile “Tuncay” kod adlı “mülkiye bölge mahrem imamı” gibi örgütün sözde yöneticilerinin katıldığını anlattı.
Bu toplantılarda alınan kararların bölge yapılanmalarına aktarıldığını söyleyen Oral ifadesinde ayrıca, sözde “Kara Kuvvetleri mahrem yapılanması” ile ilgilenen tüm bölge temsilcileri olarak 1-1,5 ayda bir İstanbul’da toplantı yaptıklarını, bu toplantıların 3 yıl boyunca devam ettiğini söyledi.
Oral bu toplantılarda genellikle, istatistiksel veriler, örgüt içi evlilikler, maddi durum, “ümitçiler”in yapıya kaç kişi kazandırdıkları, askerlerin tayin durumları, operasyonel olarak kullanılan hatların sıklıkla değiştirilmesi, kişisel hatlar ile operasyonel hatların aynı yerde bulundurulmaması gibi konular konuşulduğunu paylaştı.
Kozanlı Ömer’de kartviziti çıkınca görevini devretti
Örgütün sözde yöneticisi “Kozanlı Ömer” kod adlı Özdil’in ABD’ye girişi sırasında FBI tarafından yapılan üst aramasında, kendisine ait kartvizitin bulunduğunu ve kolluk kuvvetlerinin bu konuda ABD ile yazışmalar yaptığını anlatan Oral, örgütün talimatıyla sözde “Güneydoğu Anadolu Bölgesi temsilciliği” ve “2. Ordu imamlığı” görevlerini “Arif” kod adlı örgüt yöneticisine devrettiğini ve avukatlık yapmaya devam ettiğini söyledi.
Oral, Ankara’ya geldiği 2014’ün Haziran ayında da örgüt içerisindeki faaliyetlerini devam ettirdiğini, o dönemde Kara Kuvvetleri Komutanlığı imamı olan ve “general” seviyesinde örgüte yeni katılan “öğrenciler”le, başka illerde görevli olsalar bile yüz yüze görüşmeler yaptığını anlattı.
3 kere ABD’ye gitti
Oral, aynı dönemde örgütün “Emir” kod adli “avukatlar imamı” ile tanıştırıldığını ve örgütün avukat yapılanması içerisinde yönetici olarak faaliyet yürütmeye başladığını ifadesinde belirtti.
Terör örgütü elebaşı Gülen ile görüşmek için 2005, 2009 ve 2011’de ABD’ye gittiğini ifadesinde belirten Oral, gidiş-gelişlerin ücretinin ve diğer masraflarının örgüt tarafından karşılandığını, seyahatlerinin hiçbirinde dijital bir malzemeyi yanına almadığını, cep telefonlarını Türkiye’de bıraktığı bilgisini paylaştı.
ABD’ye son gidişinde yanında ailesini de götürdüğünü söyleyen Oral, örgütsel faaliyetleri esnasında, görüşmelerin kesinlikle kendi adına kayıtlı hatlardan yapılmadığını, başkaları adına çıkarılmış operasyonel hatları kullandıkların ve bu hatların genelde altında görev yapan müdürler tarafından temin edildiğini ifade etti.
Oral, tedbir olarak kullandıkları şahsi hatlar ile operasyonel hatların yan yana olmamasına dikkat ettiklerini, ilgilenilen askeri personel ile yapılan görüşmede bir sonraki buluşmanın yeri ve zamanının kararlaştırdığını, olağanüstü hallerde öğrencilerin büfe, ankesör ve sabit hatlardan aranarak durumun iletildiğini ancak 2010’dan sonra bunun örgüt içi irtibat yöntemi olarak kullanılmaya başladığını aktardı.
İfadesinde, 2011’de “Hacı Murat” kod adlı Ali Semerci sayesinde örgütün gizli haberleşme programını kullanmaya başladığını anlatan Oral, kendisine bağlı faaliyet yürüten müdür, müdür yardımcısı ve öğretmenlerin, ilgilendikleri askeri personel hakkında topladığı bilgilerin de kendisine iletildiğini söyledi.
Kaynak: AA