Savcı Kiraz’ın şehit edilmesine ilişkin davanın gerekçeli kararı açıklandı

Savcı Kiraz’ın şehit edilmesine ilişkin davanın gerekçeli kararı açıklandı

İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesince 11 Temmuz’da açıklanan kısa hükme ilişkin gerekçeli kararın yazımı tamamlanarak taraflara gönderildi.

Gerekçeli kararda, Halkın Hukuk Bürosu mensuplarının rehin alma eylemi sırasında Cumhuriyet Savcısı Kiraz’ı şehit eden teröristlerle görüştükleri belirtildi. DHKP/C terör örgütünün duyuru, üstlenme, açıklama ve çağrılarının yer aldığı internet sitesinde savcı Kiraz’ın rehin alınmasıyla ilgili yürütülen müzakere süreci ve örgüt mensuplarına gerçekleştirilen operasyonla ilgili açıklama yayımladıkları gerekçeli kararda yer aldı.

Halkın Hukuk Bürosu adıyla açılan bir sosyal paylaşım sitesinde “Çağlayan Adliyesinde yaşamını yitiren müvekkilimiz Bahtiyar Doğruyol” paylaşımında bulunulduğu belirtilen gerekçeli kararda, Halkın Hukuk Bürosu’nun, adliyede meydana gelen rehin alma olayında güvenlik güçleriyle girdiği silahlı çatışmada ölü ele geçirilen Bahtiyar Doğruyol’un müvekkilleri olduklarını aynı sosyal paylaşım sitesinde yayımladıkları ifade edildi.

Gerekçeli kararda Halkın Hukuk Bürosu kullanıcı adıyla açılan başka bir sosyal medya sitesinde, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne yönelik silahlı ve bombalı saldırıda bulunan güvenlik güçleriyle girdiği silahlı çatışmada ölü ele geçirilen DHKP/C terör örgütü mensubu Elif Sultan Kalsen için ”Dersim yiğit kızı Elif Sultan’ı ölümsüzlüğe uğurluyor.”, ”Elif şimdi Munzur’un doruklarında Dersim’in bağrında bir fidan.” gibi paylaşımlar yapılarak terör örgütü mensubunun sahiplenildiği vurgulandı.

Teröristlerin telefonları ile örgüt yöneticileri irtibatlı

DHKPC terör örgütü mensupları tarafından Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın rehin alınması ve ardından şehit edilmesi olayı ile ilgili terör eylemini gerçekleştiren örgüt mensupları ve Savcı Kiraz’a ait telefonların Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce incelenmesi sonucunda aralarında avukat Şükriye Erden’in de bulunduğu telefon kayıtlarına ulaşıldığı bilgisine yer verilen gerekçeli kararda, telefonların terör örgütüne mensup şahıs veya kuruluşlarca kullanılan numaralar olduğu belirtilirken, telefon kullanıcılarının eylem öncesi ve sırasında, eylemi gerçekleştiren örgüt mensuplarıyla irtibatlı, eylem hakkında bilgi alışverişi yaptıkları, muhtemel keşif çalışmalarına katılmış olabilecekleri değerlendirildi.

Gerekçeli kararda DHKPC terör örgütünün yapılanması olan Halkın Hukuk Bürosu içerisinde yer alan ve haklarında soruşturma yürütülen şüphelilerin daha önce Cumhuriyet Savcısı Selim Kiraz’ı şehit eden teröristlerle görüşmüş oldukları yurt dışı ve yurt içi telefonları ile örgütsel bağlantılarının tespiti amacıyla HTS raporu yer aldı.

Örgüt mensubu Şafak Yayla’nın otopsi işlemi sırasında ceket cebinde bulunan Halkın Hukuk Bürosu ile örgüt arasındaki bağlantıyı gizlemek amacıyla yırtılarak 34 parçaya ayrılmış kağıt parçalarının birleştirildiği vurgulanan kararda, söz konusu kağıtta, Halkın Hukuk Bürosu’nun 5 avukatının TC kimlik numaralarının yazılı olduğu ifade edildi.

Tanık ifadeleri

Gizli tanık Berk Ercan’ın beyanlarının yer aldığı gerekçeli kararda, sanık Mustafa Koçak’ın daha önce örgütsel eylemlerde bulunduğu ve birçok gözaltında isminin geçtiği ifade edildi. Berk Ercan ifadesinde, Savcı Kiraz’ın şehit edilmesinde örgüt üyesinin kullandığı silahı Koçak’ın temin ederek Yayla’ya verdiğini, Yayla’nın da Mustafa Koçak’a “manevi sembolü” temsil eden kırmızı kareli bir gömlek bıraktığını anlattı.

Terör örgütü mensupları Şafak Yayla ve Bahtiyar Doğruyol tarafından gerçekleştirilen Savcı Kiraz’ın şehit edilmesi eyleminde kullanılan silahı Murat Canım’ın örgütsel amaçlarla temin ederek sanık Koçak’a verdiği ve Koçak’ın da eylemcilerden Şafak Yayla’ya teslim ettiği anlatılan gerekçeli kararda, sanık Murat Canım’ın mensup olduğu örgütle kurduğu bağ nedeniyle “Anayasa’yı ihlal” suçuna ilişkin planlama ve hazırlık organizasyonundan haberdar olduğu belirtildi. Yargı faaliyetini hedef alan ve görevi başındaki cumhuriyet savcısını makamında şehit edilmesinin ülke çapında yarattığı vahamet ve yargının işlevini etkisiz bırakma çabasına yönelik eyleme, sanık Canım’ın silahı temin etme icra hareketiyle katıldığı aktarılan gerekçeli kararda, bu suç yönünden icra hareketleri için gerekli hazırlıkları yapanların müşterek fail olarak sorumlu tutulmaları gerektiği vurgulandı.

Ceza indirimi uygulanmadı

Gerekçeli kararda, sanık Mustafa Koçak hakkında yargılama sürecindeki olumsuz tutum ve davranışları, pişmanlık duymaması nedeniyle ceza indirimi uygulanmadığı kaydedildi.

Kararda, sanık Mithat Öztürk’ün kendisinin de iltisaklı olduğu örgüt mensuplarının yurt dışına çıkmaları için muhasebecilik işini kullanarak sigortalı gibi göstermek suretiyle vize almalarını sağladığı anlatılarak, Öztürk’ün, yurt dışından eylem talimatını getiren Berna Yılmaz’ı usulsüz biçimde muhasebesini tuttuğu iş yerinde sigortalı olarak gösterdiği, eylem gerçekleştikten hemen sonra Berna Yılmaz’ı sigortalı gösterme işlemine son verdiği aktarıldı.

Sanık Cengiz Özel’in evinin güvenli kabul edildiği belirtilen gerekçeli kararda, terörist Şafak Yayla’nın bu evde kaldığı, örgüt içerisinde Savcı Kiraz’ın şehit edilmesinin öncesinde evin güvenli olması ve olay öncesinde kullanılacağı gerekçesiyle gidilmemesi yönünde talimat verildiği belirtildi.

Gerekçeli kararda, sanık Deniz Özel’e yönelik ağabeyi Cengiz Özel’in tanıdığı ve kendisinin de fotoğraflardan teşhis ettiği örgüt mensubu kişilerin kıyafet- yemek gibi ihtiyaçlarını giderdiklerine ilişkin beyanları olduğu belirtildi.

Kısa karar

Mahkeme heyetince 11 Temmuz’da verilen kararda, tutuklu sanıklar Mustafa Koçak ve Murat Canım, “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılırken, bu sanıklar ayrıca, savcı Kiraz’ın şehit edilmesiyle ilgili, “kasten öldürmeye yardım” suçundan 27 yıl, “kamu görevlisini silahla hürriyetinden yoksun kılma” suçundan 12 yıl ve “ateşli silahlar kanununa muhalefet” suçundan 3 yıl (2 bin 700 lira da adli para cezası) olmak üzere toplam 42’şer yıl hapis cezasına mahkum edilmişti.

Mahkeme heyeti, “silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme” suçundan tutuklu sanıklardan Cengiz Özel’e 11 yıl 3 ay ve Mithat Öztürk’e de 10 yıl hapis cezası verirken, bu sanıkların tutukluluk halinin devamın kararlaştırmıştı.

Tutuksuz sanık Deniz Özel’in, “silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme” suçundan 6 yıl hapsini kararlaştıran heyet, sanık hakkında daha önce verilen “ev hapsi” şeklindeki adli kontrol uygulamasını kaldırırken, yurt dışına çıkış yasağından oluşan adli kontrol tedbiri uygulanmasının devamına yönelik hüküm kurmuştu.

Heyet, haklarında daha kırmızı bültenle yakalanma emri çıkarılan firari sanıklar Faruk Ereren, Hüseyin Fevzi Tekin, Mesut Demirel, Musa Aşoğlu, Nuri Eryüksel, Seher Demir, Şadi Naci Özpolat, Şerefettin Gül ve Zerrin Sarı’nın dosyalarının ayrılmasına ve yakalama infazlarının beklenilmesine yönelik karar da almıştı.

Kaynak: AA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir