Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu, HAVELSAN ve BTK iş birliğiyle düzenlenen “Siber Savaşlar ve Geleceği” temalı “5’inci Teknoloji Sohbetleri”nin açılışında yaptığı konuşmada, gelişen teknolojilerin dünya çapında ekonomik, politik, sosyal ve kültürel dönüşümlere yol açtığını söyledi.
Teknolojinin sunduğu fırsatların yanında riskler barındırdığına işaret eden Karagözoğlu, “İnsan hayatının her alanına erişen teknolojiler, güvenlik açığının doğmasına ve yeni kaygıların gelişmesine sebep oluyor. Web sitelerine, ağ sistemlerine, bilgisayarlara, sunuculara ve endüstriyel sistemlere yapılan saldırılar, insanların kişisel güvenliğiyle devletlerin ulusal güvenliklerinde büyük tehlikelere yol açıyor.” diye konuştu.
Karagözoğlu, siber saldırıların büyük hasarlara sebep olabilecek kabiliyetlere ulaşabildiğine dikkati çekerek, “Siber savaşlar, ülkelerin ulusal güvenliğine yönelik en önemli tehditlerden biri.” ifadelerini kullandı.
Devletlerin siber kapasitelerini artırmalarının yanı sıra ordularında da siber güvenlik birimleri oluşturduklarını vurgulayan Karagözoğlu, Türkiye’nin de son yıllarda siber uzay çalışmaları için siber güvenlik stratejileri geliştirdiğini dile getirdi.
“SOME’ler etkin çalışıyor”
Karagözoğlu, siber uzay kapasitesinin verimli ve koordineli kullanılması için BTK bünyesindeki Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezinin (USOM) önemli bir misyonu bulunduğunu belirterek, şöyle konuştu:
“Elektronik haberleşme işletmecileri tarafından USOM’a raporlanan siber saldırı sayıları 2016’da 8 bin 625, 2017’de 99 bin 600 ve 2018’de 72 bin 975 olarak kayıtlara geçti. Bu yılın ilk yarısında saldırı sayısı 95 bin 202 oldu. Ülkemizi etkileyebilecek bu saldırılara karşı USOM ve siber olaylara müdahale ekibi (SOME) etkin çalışıyor. Kurum olarak Türkiye’nin yerli ve milli yazılım hassasiyetine özel önem veriyoruz. Tamamen yerli ve milli imkanlarla geliştirilen Avcı, Azad, Kasırga gibi yazılımlar bunun ispatı.”
Bu yazılımların siber casusluk saldırılarına karşı etkili tespitler yapabildiğini ifade eden Karagözoğlu, “Düzenlediğimiz Siber Yıldız Yarışması, SOME’lere yönelik düzenlediğimiz eğitimler, periyodik yapılan istişare toplantılarıyla siber güvenlik çalışmalarına katkıda bulunuyoruz. Ülkemizin güvenliği için, tek başına veya milli güç unsurlarıyla siber alanda, uluslararası hukuk ilkelerine bağlı kalarak, kendine özgü kural, esas ve stratejiler doğrultusunda ‘Ben de varım’ diyen paydaşlarımızı desteklemeye her zaman hazırız.” değerlendirmesinde bulundu.
“Siber güvenlik alanında mutlaka yerli ve milli çözümler üretmeliyiz”
HAVELSAN Genel Müdürü Ahmet Hamdi Atalay da bilgi ve iletişim teknolojilerinin artık bir sektör olarak anılmasının ötesinde, hayatın tüm alanlarında kullanılan bir olguya dönüştüğünü söyledi.
Siber güvenliğin artık dünya çapında 5’inci güvenlik alanı olarak kabul edildiğini anımsatan Atalay, bunun ulusal güvenlik için en önemli konulardan biri haline geldiğini dile getirdi.
Atalay, geçmişte milyonlarca dolarlık bir uçakla verilebilecek zararın artık neredeyse 100 dolarlık siber araçlarla da verilebilecek noktaya gelindiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Siber güvenlikte şöyle bir husus var: Mesela bir ürünü, bir silahı yurt dışından satın aldığınızda onun kontrolü sizde olabiliyor ama siber alanda aldığınız üründe bunun yüzde 100 kontrolünün sizde olup olmadığının garantisi yok. Siber güvenlik alanında mutlaka yerli ve milli çözümler üretmeliyiz.”
Türkiye’de siber güvenlik uzmanı açığı olduğuna işaret eden Atalay, gençlerin bu alana yönelmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA