Alman menşeli Volkswagen Aktiengesellschaft, Türkiye’nin Ege Bölgesi’nde yer alan illerden Manisa’da şirket kurdu.
Manisa Ticaret Sicili Müdürlüğünün 2447 sayılı ilanı, Türkiye Ticaret Sicili gazetesinin 2 Ekim tarihli sayısında yer aldı.
Buna göre şirketin sermayesi, 943,5 milyon lira. Manisa’da 1,4 milyar euro yatırım yapılacak.
Unvanı, “Volkswagen Turkey Otomotiv Sanayi ve Ticaret AŞ”.
Şirketin merkezi de, “Keçiliköy OSB Mahallesi Cumhuriyet Bulvarı No: 14/118 Yunusemre/Manisa” oldu.
Buna göre şirket, otomobil, kamyon ve her nevi motorlu araç ve nakil vasıtalarının tasarımı, imalatı ve montajı, bunların parçalarının ve komponentlerinin tasarımı, üretimi ve montajı ile tüm bu ürünlerin satışı, ithalatı ve ihracı başta olmak üzere bu konularla ilgili tüm diğer faaliyetleri yürütmek amacıyla kuruldu.
Üretimin 2022’de başlaması, yılda 300 bin otomobil üretilmesi, 4 bin 500 kişinin istihdam edilmesi öngörülüyor.
Peki Volkswagen’in bu yatırımının, Türkiye ekonomisine nasıl katkıları olur? Neden Manisa ili tercih edildi? Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) araştırmacısı Dr. Yunus Furuncu ile konuştuk.
Bu yatırım kararı, Türkiye ekonomisini nasıl etkiler?
Üretim, istihdam ve teknolojik gelişmeye doğrudan etki eden otomotiv sektörü katma değerle, ileriye ve geriye doğru bağlantılarla birçok sektörü pozitif etkilemektedir. Demir-çelik, cam, plastik, elektronik, elektrik ve yazılım gibi alanlardaki üretimlerden yararlanan otomotiv sektörünün savunma, inşaat, turizm, ulaştırma ve tarım gibi alanlara önemli katkısı bulunmaktadır. Ayrıca otomotiv sektörünün kendi bünyesi dışında ham madde ve yan sanayi ile nihai ürünlerin tüketiciye ulaşmasını sağlayan pazarlama, bayi ve satış sonrası servis hizmetleri gibi sektörlere de olumlu etkisi bulunmaktadır. Bununla birlikte otomotiv sektörü distribütörler, perakende satış, bakım ve onarım servisleriyle birlikte sigortacılık faaliyetleri başta olmak üzere çok sayıda hizmet sektörünün de gelişimine önemli katkılar sağlamaktadır.
Bütün bunlar göz önüne alındığında otomotiv sektörüne yapılan yatırımlar bu sektörle ilişkili diğer sektörlere de önemli katkı sunmaktadır. Volkswagen grubunun almış olduğu bu yatırım kararı, Türkiye ekonomisine başta ihracat-ithalat olmak üzere istihdam ve birçok alanda olumlu etki yaratacaktır. Son yaşanan kur şokundan önce Türkiye, 2017 yılında yıllık bazda yüzbinden fazla otomobili söz konusu firmanın farklı modellerinden ithal etmekteydi. Kur şokunun yaşandığı 2018 yılında kaydedilen büyük düşüşe rağmen bu gruba ait yaklaşık 50 bin aracın ithal edildiği görülmektedir. Bu yatırımla birlikte Türkiye’nin bu kalemdeki ithalatının düşmesi, ihracatının ise artması ve cari açığın üzerindeki baskının azaltılması beklenmektedir. Dahası, doğrudan yabancı yatırım miktarı son zamanlarda hakkında yapılan spekülasyonlara ve saldırılara rağmen dünyada Türkiye ekonomisinin birçok ülke ekonomisinden daha fazla fırsat sunmakta olduğunu göstermektedir. Politik ön yargılar bir tarafa bırakıldığında, Türkiye’de yatırım yapmak işletmeler için karlılık ve verimlilik açısından fırsatlar sunmaktadır.
Bu kararın, istihdama katkısı nasıl olur?
Küresel ekonomiye en fazla etki eden ve istihdam oluşmasında öncü sektörlerden olan otomotivde ABD’de 8 milyon ve Japonya’da 5 milyona yakın direkt ve dolaylı çalışan bulunmaktadır. Diğer taraftan Avrupa’da 12,5 milyon çalışanın olduğu otomotiv sektörünün toplam iş gücünün yüzde 5,7’sini oluşturduğu ve istihdam açısından AB’ye önemli katkı sağladığı anlaşılmaktadır. Aynı şekilde 2018 verilerine göre, Türkiye’de de imalat sanayiinde bulunan iş gücünün yüzde 5,5’lik oranla otomotiv sektöründe olduğu bilinmektedir. Otomotiv sektörü hem beyaz hem de mavi yakalılara yönelik sunduğu yüksek istihdam olanaklarından ötürü diğer sektörlerden farklılaşmaktadır. Bu yönüyle işsizlik oranını azaltıcı ve gelir dağılımını düzeltici bir etkiye de sahiptir.
Volkswagen grubunun fabrikasında direkt istihdam edilecek iş gücü ve oluşturulacak yan sanayi ile birlikte daha fazla istihdama katkı sunacağı ortadadır. En fazla istihdam oluşturan sektörlerin başında gelen otomotiv, ürünlerin tüketiciye ulaşmasını sağlayan pazarlama, bayi ve satış sonrası servis hizmetleriyle de istihdamı artıran bir etkiye sahip olması beklenmektedir.
Yer olarak neden Manisa seçilmiş olabilir?
İşletmeler kuruluş yerlerini seçerken ham madde, pazar, emek, ulaştırma, enerji, teşvik, doğa koşulları gibi birçok önemli kriteri göz önüne alarak karar vermektedir. Alınan bu kararda işletmenin karlılık ve verimliliği her şeyin başında gelir. Türkiye, yüzyıllık otomobil üretim tecrübesine sahip olmakla birlikte insan gücü ve stratejik konumundan dolayı birçok pazara kolay ulaşım noktasında önemli avantajlar barındırmaktadır. Bu avantajların ön plana çıktığı bölgelerden birisi de Ege Bölgesi’dir. Manisa gerek deniz ulaşımına kolay erişim imkanı sunması gerekse iş gücü potansiyeli barındırması nedeniyle bu yatırımı destekleyecek stratejik bir öneme sahip bir konumdadır.
Otomotivin merkezi Bursa’dan Ege’ye kayar mı?
Türkiye’de otomobil üreten fabrikaların Kocaeli, Bursa, Sakarya ve Eskişehir’de yoğunlaştığını görmekteyiz. Ayrıca Temsa’nın Adana’da, Mercedes Benz’in de Aksaray’da fabrikaları bulunmaktadır. Volkswagen’in Manisa’yı seçmesi, otomotiv sektöründe Manisa’nın da önemli bir konuma geleceğini göstermektedir. Yıllık 10 milyon otomobil üreten Volkswagen’in bu tercihiyle Manisa’nın yan sanayi gelişimine de katkı vereceği anlaşılmaktadır.
Peki bu adım, başka markaların da Türkiye’yi tercih etmesinin önünü açar mı?
2017 verilerine göre dünyada yıllık 95 milyon otomobil üretilmektedir. Türkiye’de üretim yapan Toyota, Hyundai, Honda, Fiat, Renault gibi markaların farklı yerlerdeki fabrikalarıyla dünya üretiminin yarısını gerçekleştirdiği görülmektedir. Son zamanlarda otomotiv sektöründe Çin’in atılımları bulunmaktadır. Türkiye, elektrikli otomobiller ile adından söz ettiren Çinli markalar için de üretim yeri açısından önemli fırsatlar sunmaktadır. Çinli markaların Avrupa ve Orta Doğu pazarına kolay erişebileceği bir konumda olan Türkiye yüzyıla yakın otomobil üretimi ile önemli bir birikime sahiptir. Alman markası Volkswagen’in atmış olduğu bu adım, Türkiye’nin yabancı yatırım çekme ve otomotiv sektörü konularında önemli bir konumda olduğunu göstermektedir.
Manisa seçiminin anlamı
Manisa, İzmir’den sonra Ege Bölgesi’nin 2. büyük ili ve ticaret merkezi.
Burada, Türkiye’nin gelişmiş organize sanayi bölgelerinden birisi var. Kentte, gelişmiş bir yan sanayi söz konusu.
Liman, tren yolu gibi ulaşım yollarına yakınlığı sebebiyle de birçok sanayi şirketinin üretim tesisi kurduğu bir şehir Manisa. İngiliz ekonomi gazetesi Financial Times 2005’te burayı, 200 Avrupa kenti arasında dünyanın en iyi yatırım kenti seçmişti.
Manisa’nın 2000 ve 2019 uydu görüntülerine bakıldığında da şehrin 19 yılda nasıl bir büyüme ivmesi yakaladığı görülüyor.
EBSO: Ülke imajı açısından çok önemli
TRT Haber’in yayınına katılan Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar da Volkswagen’in kararından memnun olduklarını söyledi.
“Öncelikle ülke imajı açısından son derece önemli ve büyük bir reklam olacak bir yatırım. Renault, Tofaş, Hyundai, Honda, Mercedes gibi araçlar ülkede yapılıyor. Volkswagen’in de burada bu yatırım kararını almasından dolayı çok büyük memnuniyet duydum. Özellikle istihdam, ihracat, ülkedeki sanayileşmenin gelişmesi açısından Ege Bölgesi’ne, İzmirimize ve çevre illere hem yan sanayi olarak hem de bitmiş ürün halinde ilk defa bir otomotiv bölgede olmasından dolayı büyük memnuniyet duydum. Ama bütün bunların başında şu geliyor: Bu kadar büyük bir yatırımın, özellikle ülkemizle ilgili birçok şeyin konuşulduğu bir ortamda Türkiye’de yapılması kararı ülke imajı açısından da son derece önemli.”
Yeni istihdam demek
Yorgancılar, istihdam için şimdiden rakam vermenin doğru olmayacağını, bunun, firmanın üretim kapasitesi, yıllık üreteceği araç miktarı ve hangi araçları burada üreteceklerine bağlı olduğunu vurguladı. Yorgancılar’a göre, burada üretimin hangi ayağının otomatik, hangilerinin iş gücüyle olacağı da önemli. Sayı, ondan sonra belirlenecek.
“Ama netice itibarıyla baktığınızda, en az bin 500-2 bin kişinin çalışacağı bir kompleks olacak.”
Birçok firmaya yan sanayi olarak üretim yapılıyor
Peki bu karar, diğer markalar açısından da ivme sağlar mı? EBSO Yönetim Kurulu Başkanı’na göre, sağlamalı.
“Sermaye Batı’dan Doğu’ya doğru kayıyor ve Türkiye bu üretim üssü açısından bakıldığı zaman, 3 tarafı denizlerle çevrili olan, teknolojisi olan, genç nüfusu olan bir ülke konumundayken bizim bunu yapamamamız için hiçbir sebep yok. En büyük avantajımız da, bugün Türkiye, Avrupa’da şu anda buraya gelen Volkswagen gibi birçok firmaya yan sanayi olarak çok başarılı üretimler yapıp ihraç eden bir ülke konumunda. Özellikle Ege Bölgesi’nde de Volkswagen olsun, BMW olsun, Mercedes olsun bu tip firmalara yan sanayi olarak çalışan birçok firmamız, üyemiz var.
Türkiye büyük bir ülke. 45 yıldır iş hayatının içindeyim, birçok kriz gördüm. Bunun da bir sonu var. Bunda sonra olumlu şekilde yukarı çıkacağımıza inanıyorum. Özellikle bu yatırımın da ülkemizde açıklanmasından büyük gurur duydum.”
“Önce Bursa öne çıktı ama Ege’de de üretim var”
Bu yatırım için neden Manisa’nın seçildiğini de Yorgancılar şöyle değerlendirdi:
“Oromotiv sektörü için önce Bursa, sonra Kocaeli bölgeleri öne çıktı. Ama geçmişe baktığınızda da İzmir’de bir BMC fabrikamız var, otobüs ve kamyon yapan. Şu anda da zırhlı araçlar üreten. Montaj sanayi dahi olsa bir Opel geçmişi var İzmir’in. Ama bölgeye Volkswagen’in gelmesi önemli bir avantaj oldu. İnşallah diğer markaları da burada görmekten büyük memnuniyet duyacağız.”
“Dış yatırımın gelmesinde çok büyük etkileri olacaktır”
Türk-Alman İşadamları Derneği Başkanı Sayıl Dinçsoy ise, TRT Haber’e şu değerlendirmeleri yaptı:
“Manisa iyi bir enkübasyon alanı. Manisa’da fevkalade gelişmiş bir yan sanayi var. Dolayısıyla bu yatırımın Manisa’da seçilmesinden hem seçenler hem Manisalılar hem de sonuçta ülke ciddi bir kazanç sağlar diye düşünüyorum. Dış yatırımın ülkeye gelmesinde çok büyük etkileri olacaktır diye düşünüyorum. Volkswagen gibi bir kuruluşun getirdiği teknolojiler, yarattığı teknolojiler etrafındaki en direkt teknolojiler çok önemsenmesi gereken hususlar. Manisa’daki mevcut yan sanayiye otomotiv yan sanayi de eklenecek. Bu, Bursa’daki otomotiv yan sanayiinden daha da önemli bir cesamette olacak. Ama bunun ötesinde, bütün ülke bundan yarar sağlayacak. Volkswagen gibi dünyayı ince ince eleyen ve dünyanın her bir tarafında fabrikası olan bir kuruluşun Türkiye’yi, özel olarak Manisa’yı, Ege Bölgemizi seçmesi, bence çok ciddiye alınacak bir nokta.”
OYDER: Hem ülkeye hem hem iç pazara güvenin göstergesi
Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği (OYDER) de Volkswagen’in yatırımının Türkiye’ye güvenin de açık bir göstergesi olduğunu dile getirdi.
OYDER Yönetim Kurulu Başkanı Murat Şahsuvaroğlu, “Dünyanın en büyük üreticilerinden biri olan Volkswagen markasının yatırım için ülkemizi seçmesi, ülkemize olan güvenin de açık bir göstergesidir. Aynı zamanda Volkswagen, iç pazarımıza olan güvenini de ortaya koymaktadır. En son ülkemize otomotiv markaları yatırımının 22 yıl önce yapıldığını düşünürsek bu haberin ne denli önemli olduğunu daha net kavrayabiliriz” dedi.
Otomotiv endüstrisi en fazla ihracat yapılan sektör
Otomotiv sektörü, üretim, istihdam ve teknolojik gelişmeleri direkt etkiliyor.
Haliyle ekonomi için de kritik önemde.
Türkiye de bu önemin farkında.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre otomotiv endüstrisi, geçen ay 2 milyar 594 milyon 651 bin dolarla en fazla ihracat yapılan sektör oldu.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfının (SETA) “Küresel otomotiv sektörünün değişimi ve yerli otomobil projesinin geleceği” başlıklı ve geçen şubat ayında yayımladığı rapor ise, Türkiye’nin toplam araba üretiminin 2000’de 431 bin seviyesinden 2017’de yaklaşık 1 milyon 696 bine yükseldiğini ortaya koydu.
18 yıllık dönemdeki ortalama üretim, yıllık bazda yaklaşık yüzde 8 arttı.
Türkiye de otomotiv üretiminde önemli bir üs haline geldi.
AR-GE (araştırma geliştirme) yoğun bir endüstri olan otomotiv sektörü, son on 10 yıldır Türkiye’de en fazla ihracat yapan sektör konumunda.
2017’de ulaşılan seviyeyle Türkiye taşıt araçları üretimi sıralamasında Avrupa’da 5’inci, dünyada ise 14’üncü sırada yer aldı.
Bununla birlikte Türkiye, Avrupa’nın ticari araç üreticileri kategorisinde.
Ancak Türkiye’deki otomotiv sektörü daha çok montaja dayalı bir yapıya sahip.
Özellikle yüksek teknolojili ve katma değeri fazla ara mallarda ithalata bağımlı.
Tükiye’de otomotiv sektöründe canlı bir ithalat pazarı söz konusu.
Binek arabalar kategorisinde 500 bini aşkın aracın ithal edildiği 2017’de, Türkiye’de henüz üretimleri olmayan Volkswagen, Opel ve Dacia ithalatın yaklaşık yüzde 35’ini oluşturdu.
Her yıl yaklaşık 8 bin patent başvurusu yapılan otomotiv sektöründe, bunun yüzde 55’inden fazlası Almanya ve Japonya’dan geliyor.
Dünya genelinde en fazla AR-GE harcaması yapan ilk 20 şirket listesinde 5 otomotiv şirketi var. İlk sırada da Volkswagen yer alıyor. Harcanan miktar, 13,2 milyar dolar.
Dünya ekonomisinin yaklaşık yüzde 5’ini oluşturan küresel otomotiv sektörü, dünyanın en büyük dördüncü ekonomisine karşılık geliyor.
Küresel ticaretten en fazla pay alan sektörler arasında bulunan otomotiv, 2015’te 16,3 trilyon dolar olan küresel ticaretin 1,3 trilyon dolarını oluşturdu. 2017’de yaklaşık 95 milyona ulaşan toplam üretimin 2020’de 100 milyon sınırına yaklaşması bekleniyor.
Kaynak: TRT Haber, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi, SETA, AA
Grafik: Bedra Nur Aygün