Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da “Terörle Mücadele ve Bölgesel Bağlantılılığın Güçlendirilmesi” konulu 3’üncü Parlamento Başkanları Konferansı Açılış Resepsiyonu’nda konuştu.
“35 yıldır terör belasıyla mücadele ediyoruz”
Sahip olduğumuz ortak medeniyet birikimini tekrar insanlığın kutup yıldızı haline getirebiliriz. Hemen her ülke terör sorunuyla yüzleşmiş, bedel ödemiştir. Biz de yaklaşık 35 yıldır terör belasıyla mücadele ediyoruz. Uzun terörle mücadele dönemimizde, güvenlik güçlerimizden ve masum vatandaşlarımızdan binlerce şehit verdik. Çocukları, kundaktaki bebekleri, okulları, kütüphaneleri hedef almaktan çekinmeyen bir barbarlığa şahit olduk. Terör örgütlerinin kayıpları 10 binleri bulmasına rağmen maalesef arkalarındaki destek kesilmediği için soruna köklü çözüm bulamadık. PKK DHKP/C, MLKP gibi ideolojik söylemli örgütlerin yanı sıra DEAŞ ve FETÖ gibi dini söylemleri istismar eden örgütlerle karşı karşıya kaldık.
“Yaşadığımız sıkıntılar coğrafyamızın kaderi değildir”
Pek çok sorun terör kılıfı altında gizlenmektedir. Yaşadığımız sıkıntılar coğrafyamızın kaderi değildir, bu kötü gidişi durdurmak bizim elimizdedir. Güvenlik olmadan barış olmaz, barış olmadan kalkınma olmaz. Kalkınma olmadan huzur ve refah olmaz. Huzur ve refah olmadan da toplumlar geleceğine güvenle bakamaz.
“Teröristleri, kapımıza dayanmalarını beklemeden yuvalarında yok edeceğiz”
Kuzey Irak ve Suriye’de yürüttüğümüz terörle mücadele operasyonları asla bu ülkelerin toprak bütünlüğü ve egemenlik haklarını hedef almıyor. Önceki gün Suriye’de başlattığımız Barış Pınarı Harekatı’nın gayesi de aynıdır. Türkiye komşularının sınırlarına saygılıdır. Ama ülkemize yönelik eylemler yapılmaması şartıyla. Topraklarındaki terörist faaliyetleri engellemeyenler müdahalemize kapı açar. Teröristleri, kapımıza dayanmalarını beklemeden yuvalarında yok edeceğiz.
“Fırat’ın batısında olduğu gibi doğusunda da güven ortamını sağlayacağız”
Ülkemiz ve Suriye halkı için hayati önem taşıyan bu operasyonumuza destek bekliyoruz. Güvenlik olmadan barış olmaz. Fırat’ın batısında olduğu gibi doğusunda da güven ortamını sağlayacağız, ülkemizdeki Suriyelilerin kendi evlerine huzuru kalple geri dönmelerini sağlayacağız.
“Yaşadığımız sıkıntılar hepimize ders olmalıdır”
Bu kadim coğrafyanın huzurunu, güvenliğini, esenliğini dünya barışının anahtarı olarak görüyoruz. Maalesef uzunca bir süredir bu kadim coğrafyanın en azından önemli bir bölümü acıyı ve sefaleti sırtlanmak zorunda kalmıştır. Geçtiğimiz asırda tüm ağırlığıyla yaşadığımız sıkıntılar hepimize ders olmalıdır.
“Bizim mücadelemiz terör örgütleriyle”
PYD, YPG, DEAŞ bunlar bir terör örgütüdür. Batı PKK’ya terör örgütü diyor, onun yan kolu olan YPG’ye terör örgütü demiyor. Kürtler bizim kardeşimizdir, bizim mücadelemiz terör örgütleriyle. Biz Suriye’yi bölmeye değil, parçalamaya değil, orada tüm yaşayanların, hepsinin hukukunu korumak için orada yer almış bulunuyoruz. Tek amacımız oradaki canileri yok etmek, ortadan kaldırmaktır.
“Attığımız bu adımı asla durdurmayacağız”
Biz Türkiye olarak 911 kilometre sınırımız var, Irak hariç bunların hiçbirinin Suriye’yle sınırı yok. Attığımız bu adımı asla durdurmayacağız, kim ne derse desin durdurmayacağız. Bize sağdan soldan tehditler geliyor, bu gidişi durdurun diye. Sayın Trump’a da söyledim, diğerlerine de söyledim. Eğer bunu ‘durduracaksanız durdurun’ dedik size ama durdurmadınız. Şimdi biz kendi göbeğimizi kendimiz kesiyoruz, artık geri adım atmayacağız. Havan topu atışlarıyla 1 yaşındaki bebek öldü, 10’a yakın insan öldü, daha ne kadar bekleyeceğiz. Biz orada yaşayanların da hukukunu korumak için harekat yapıyoruz.
“En ufak bir destek vermiyorlar ama konuşmaya gelince konuşuyorlar”
Çünkü biz bu bölgeyi güvenli bölge olarak ilan ettik. Kim için? Ülkemizde yaşayan 4 milyona yakın mülteci için. Şu anda bu mültecilerin içinde Kürt var mı? Var. Arap var mı? Var. Biz bunların hukukunu, hakkını koruyoruz. Peki soruyorum. Acaba bu ülkelerin dünyada hangisi Suriye’den ne kadar insanı kabul edip de onlara bakıyor? Bakan biziz. En ufak bir destek vermiyorlar ama konuşmaya gelince konuşuyorlar. Öyleyse başımızın çaresine bakma zamanı gelmiştir, geçiyor ve bu kararlı duruşumuzu da devam ettireceğiz.
Kaynak: TRT Haber, AA