Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi’nde “Küreselleşmenin Krizi: Riskler ve Fırsatlar” ana temasıyla düzenlenen TRT World Forum 2019’da katılımcılara hitap etti.
Dünya, bölge ve ülke için verimli tartışmaların zemini olarak gördüğü TRT World Forum’un başarılı geçmesini temenni eden Erdoğan, bu yıl üçüncüsü düzenlenen Forum’un, küresel meselelere çözüm üreten, bölgenin ve dünyanın en prestijli platformlarından biri olma yolunda emin adımlarla ilerlediğini söyledi.
Erdoğan, foruma dünyanın dört bir ucundan farklı görüşte siyasetçi, akademisyen ve fikir liderlerinin katıldığını dile getirerek, iki gün boyunca açık ve kapalı toplantılarda katılımcılar tarafından ele alınacak konularla ilgili raporlar hazırlanacağını, raporlardaki tespitlerin ve çözüm önerilerinin tüm dünyayla paylaşılacağını aktardı.
Bu yıl, “Küreselleşmenin Krizi: Riskler ve Fırsatlar” başlığıyla gerçekleşecek olan toplantının, bu tema etrafındaki siyasi, ekonomik ve sosyal gelişmelere ilham kaynağı olacağına inandığını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Küresel düzeyde bunalımların yaşandığı böylesi bir dönemde, meseleleri bir araya gelerek konuşabilmeyi, tartışabilmeyi ve çözüm önerileri üretebilmeyi gerçekten önemsiyorum. Demokrasinin ve adaletin tesisi, dünyadaki farklı sesleri bir araya getirmekten ve özgür bir tartışma ortamı oluşturabilmekten geçiyor. Daha önce katılacaklarını bildirdikleri halde, Barış Pınarı Harekatını gerekçe göstererek programlarını iptal edenler, aslında bu büyük fırsatı kaçırmışlardır. Türkiye’nin bölgeyi terörden arındırmak için başlattığı Barış Pınarı Harekatı’nı protesto amacıyla konuşma yapmaktan vazgeçenlerin demokrasiyi hazmedemediklerini düşünüyorum ve terör örgütlerine de destek verdiklerini düşünüyorum. Bu tiplerin teröre karşı olduklarını hiçbir yerde anlatmalarına gerek yok. Eğer karşıysan işte platform burası, gelirsin burada teröre karşı olduğunu bütün her şeyiyle ortaya koyarsın. Forum’da pek çok farklı fikir ve dünya görüşünden insan bir araya gelmişken, bu tavır hiçbir demokratik değer ve etikle uyuşmuyor. Katılımcılara, gösterdikleri ilkeli duruş ve toplantılarda ortaya koyacakları değerlendirmeleri için şimdiden teşekkür ediyorum. TRT yönetimini, bu güzel etkinliği ülkemize kazandırdıkları ve başarıyla sürdürdükleri için de ayrıca tebrik ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dünyanın, aşağı yukarı her asırda yeni ve köklü bir değişim yaşadığını, bu değişimin bir tarafında büyük yıkımların, acıların, zulümlerin, adaletsizliklerin olduğunu dile getirerek, diğer tarafında ise yeni bir inşa, yeni bir yükseliş, yeni bir refah düzeni bulunduğunu söyledi.
Toplumlar açısından önemli olanın bu değişimin ne tarafında yer aldıkları olduğuna işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:
“Ülkeleri yönetenler bakımından ise durumu, tercihlerini ne yönde kullandıklarına göre değerlendiriyoruz. Türkiye’nin merkezinde yer aldığı coğrafyada, insanlık tarihi boyunca bu iniş-çıkışlar hep yaşanmıştır. İnsanlığın en büyük medeniyetleri, kültürleri, fikir ve sanat eserleri bu topraklarda neşvünema edip tüm dünyaya yayılmıştır. Yine insanlığın en büyük acıları da ya bu toprakların kendi içindeki mücadeleler sırasında ya da dışarıdan gelen etkilerle yaşanmıştır. Son birkaç yüzyıldır, her ne kadar dünyaya yön veren sıklet merkezi bir parça değişmiş gibi gözükse de kavganın odağında hala bu coğrafya vardır. Hal böyle olunca, ister istemez ülkemiz gelişmelerin merkezine yerleşiyor. Esasen, Türklerin Anadolu’daki varlığı ve etkisi çok daha eskilere dayanıyor. Bununla birlikte, Anadolu’daki mutlak siyasi hakimiyetimizin geçmişi, 1071 Malazgirt Zaferini esas alacak olursak, bin yıla yaklaştı.”
Anadolu Selçuklu Devleti, Osmanlı Devleti, Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak kesintisiz bir süreç izleyen bu dönemin en kritik aşamalarından birinin yaklaşık bir asır önce yaşandığına dikkati çeken Erdoğan, “Birinci Dünya Savaşı’nın ardından kurulmaya çalışılan yeni dünya düzeninde, Türk Milletine ve devletine yer verilmemişti. Anadolu’nun içinde küçük bir alana sıkıştırılan; siyasi, ekonomik ve askeri olarak tam manasıyla bitirilmiş bir devletçiği, bize adeta bahşetmişlerdi. Millet olarak bu zilleti elbette kabul etmedik. İstiklal Harbimizi zaferle sonuçlandırmamızın ardından Lozan’da varılan mutabakat, kabul edebileceklerimizin asgarisini oluşturuyordu. Öyle ki, Samsun, Erzurum, Sivas ve Ankara hattında şekillenen istiklal mücadelemizin hedefi olan Misakı Milli sınırlarımızdan dahi ciddi fedakarlık yaparak bu neticeye ulaşmıştık. Hiç şüphesiz, bu tür esneklikleri dönemin şartları içinde düşünmek, değerlendirmek, yargılamak gerekir. Bunu yapacak olan da tarihçilerdir. Bugün bize düşen görev; milletimizin Anadolu’daki bin yıllık varlığına ve gücüne uygun şekilde yeni hedefler, yeni vizyonlar ortaya koyarak yolumuza devam etmektir.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sınırları terle ve kanla değil de masa başında cetvelle çizilerek oluşturulan devletlerin, hiçbir zaman gerçek devlet olamayacağının ortaya çıktığını söyledi.
Türkiye’nin hiçbir ülkenin topraklarında, hiçbir toplumun özgürlüğünde veya çıkarlarında gözü olmadığını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
“Herkes Suriye’de, Irak’ta, Afganistan’da, Libya’da, Afrika’da, Balkanlar’da başka niyetlerle at koşturuyor olabilir. Türkiye, sadece kardeşleriyle olan kader birliği sebebiyle oradadır. Bu, ‘bir damla petrolü bir damla kandan daha değerli görenlerin’ asla anlayamayacağı büyük bir erdemdir.”
“Biz hiçbir ayrım yapmadan zulme zulüm demeye devam edeceğiz”
Erdoğan, “Biz hiçbir ayrım yapmadan, zalime zalim, teröriste terörist, haksızlığa haksızlık, zulme zulüm demeye devam edeceğiz. Hiçbir zaman Türkiye olarak 17-18 yıllık görev süremizde biz terör örgütüyle masaya oturmadık, oturmayız ve oturmayacağız.” diye konuştu.
Diplomasinin sadece güçlülerin baskı aracı olarak kullanılmaya devam edilebilmesi mümkün olmadığını söyleyen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
Erdoğan, “Kuzey Suriye’de, eğer 30 bin tır Irak üzerinden silah, mühimmat, araç-gereç buraya sokuluyorsa, acaba bu ‘ben dünyanın en güçlüsüyüm’ diyenler bunu neyle izah edecekler, bunu hangi demokratik anlayışla izah edecekler?” dedi.
Erdoğan, Türkiye ile empati yapmak yerine başımızdaki terör ve sığınmacı sorunlarının ilanihaye Türkiye ile sınırlı kalacağını düşünenlerin, yanıldığını aktardı.
Erdoğan, düşünce ve inanç özgürlüğüne inananların, ne inancını, ne düşüncesini, dolara asla değişmeyeceklerinin altını çizdi.
Küresel sistemin lokomotif kuruluşlarının yeniden yapılandırılması çağrısında bulunan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“Tüm Batı, teröristlerin yanında yer aldı ve hepsi birlikte bize saldırdılar. NATO ülkeleri dahil, Avrupa Birliği ülkeleri dahil hepsi. Hani siz terörizme karşıydınız, hani siz teröre karşıydınız, yahu ne zamandan beri siz terörle beraber hareket etmeye başladınız?”
Erdoğan, “Bizi, terör örgütlerinin kalemşörlerinden değil, bizden dinleyin.” ifadelerini kullandı.
Yarın bir Rusya ziyareti olduğunu hatırlatan Erdoğan, “Yarın Rusya, Soçi seyahatimiz var. Bu seyahatte Sayın Putin ile bu süreci ele alacak, ondan sonra da atılması gereken adımları inşallah atmış olacağız.” dedi.
(BRT/AA)