CTP Milletvekili Özdil Nami Kıbrıs konusunda BRT’de yayınlanan Birinci Boyut’a konuştu.
Özdil Nami, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Türkiye arasındaki ilişkilerdeki sıkıntının toparlanmayacak nitelikte olduğunu düşünmek istemediğini ifade etti.
Nami, “Özellikle siyasetin üst noktasına gelen insanlar mutlaka ülkelerinin menfaatleri için gereken siyasi iradeyi ortaya koyarlar, diyaloğları sağlarlar. Elbette sıkıntılar olur. Hiç bir şekilde kimse kimsenin iradesini yok sayamaz. Bunlar ifade edilirken bazen uyumsuzluklar ortaya çıkabilir bu doğaldır. Bu kendi içimizde bile oluyor”dedi.
CTP Milletvekili Özdil Nami,Türkiye’deki yetkililerin fikir ayrışmalarını Kuzey Kıbrıs’taki bazı kesimlere çeşitli yaftalar yapıştırmak için kullanmalarının da hoş olmadığını söyledi.
Nami, “Sayın Çavuşoğlu’nun açıklamalarını Türkiye’nin şuanda geçirmekte olduğu dönemin de verdiği bir ruh halinin yansıtılması olarak düşünüyorum. Elbette Türkiye’deki bazı yetkililerin bizdeki bazı kuruluşlarla ilgili bu tip değerlendirmeleri olduğunu biliyoruz. Biz biraraya gelişlerimizde gerçeklerin ne olduğunu burada bütün örgütlerimizin ve bütün siyasi partilerimizin birincil öncülüğünün Kıbrıslı Türkler’in geleceğini güvence altına almak ve onların refahını daha ileri bir noktaya götürmek olduğunu da net bir şekilde söylüyoruz. Bu süreç içerisinde içimizde değişik renkler var. Türkiye’deki yetkililerin bu fikir ayrışmalarını bizim içimizdeki bazı kesimlere çeşitli böyle yaftalar yapıştırmak için kullanmaları bence çok da hoş değil” diye konuştu.
Bu süreç içerisinde herkesin karşılıklı olarak sakinleşmesi gerektiğini de vurgulayan Özdil Nami, “bütün makamlara saygımız sonsuz ama eğer bu süreci başarılı bir şekilde neticelendireceksek birbirimize sahip çıkmamız lazım. Birbirimizin kamuoyundaki hassasiyetleri daha da kaşıyan açıklamalardan ziyade bizi çözüme götürecek politikalarımız, düşüncelerimiz nelerdir? Onları bence tartıştırmamız gerekir. Yapmamız gereken çok ciddi hamleler var. Dünyaya karşı çok güçlü tek seslilik gerekiyor” dedi.
Nami bir soru üzerine artık suçlu veya suçsuz tartışmalarından ziyade herkesin kollektif sorumluluğu göz önünde bulundurarak yapılması gerekenlere odaklanılmasının önemine işaret etti.
(BRT)