Kırşehir’de, oniks taşını işleyen ve Abdal kültüründen gelen ustalar, Çin ve Pakistan menşeli ürünlerle rekabet ederek geleneği yaşatmaya çalışıyor.
İl Kültür ve Turizm Müdür Vekili Eyüp Temur, 80’li yıllarda oniks taşı işleyen 70 civarında atölye olduğunu, son zamanlarda bu sayının azaldığını söyledi.
Oniks taşı ustalığının Kırşehir’den diğer kentlere yayıldığını belirten Temur, “Oniks taşı kolay işlenen bir taş olarak bilinse de bolca emek gerektiren meşakkatli bir sanat. Atölyede bu işin erbabı ustalarımızın hünerli ellerinde 20 santimetre bir vazonun yapımı 1 saat sürüyor. Ustalarımızın el emeği ile 300 civarı eser üretiliyor. Hediyelik eşya olarak kullanılan bu ürünlerin tanıtımını bizler EMITT fuarında yapıyoruz” dedi.
Oniks taşından üretilen el emeği ürünlerin büyük kısmının ihraç edildiğini, şehri ziyaret eden turistlerin de hediyelik eşya olarak bu ürünleri satın aldığını anlatan Temur, el işçiliği ile üretim yapan atölyelerden bazılarının zamanla kapandığını dile getirdi.
“Bozlağın nazar boncuğu”
Temur, “Biz oniks taşını ‘Bozlağın nazar boncuğu’ olarak nitelendiriyoruz. Maalesef Kırşehir’de üretim yapan bir tek atölyemiz kaldı. Bu atölyede Abdal müziği ile uğraşan aileden gelen 2 kardeş severek yaptıkları mesleği ayakta tutmak için direniyor. Bu atölyede el emeği ile yapılan üretim hem kentin tanıtımına katkı sağlıyor hem de kentimiz için kıymetli bir meslek olan oniks taşı ustalığını yaşatıyor” dedi.
Oniks taşının yerin alt katmanlarında, termal suyun olduğu yerde madenlerle birleşerek oluştuğunu ifade eden Temur, sağlığa da pek çok faydası olduğunu vurguladı.
Kırşehir’in Bağbaşı Mahallesi’ndeki evlerinin bir bölümünü atölyeye çevirerek oniks taşı işlemeciliği yapan Erdem ve Dinçer Ertek kardeşlerin yanında yetişen mesleğin kentteki son çırağı Raci Garip de meslekte yetişen son çırak olmaktan üzüntü duyduğunu paylaştı.
Atölye sahipleri ile akraba olduğuna vurgu yapan Garip, şunları kaydetti:
“Onlar bu işi yaparken ben de merak sardım. Yaklaşık 6 aydır mesleğin çıraklığını yapıyorum. Eskiden meslekte çok usta vardı. Şimdi sayıları bir elin parmağını geçmiyor. Severek yaptığım bir iş. Devamı gelsin istiyorum. Son çırak olmak bir yandan gururlandırsa da bu durumdan meslek adına kaygılanıyorum.”