Salih Bozok Atatürk’ün hayatı boyunca yanından ayırmadığı tek isim. Atatürk gibi 1881’de Selanik’te dünyaya gelen Bozok, Mustafa Kemal’in hem mahalle hem okul arkadaşıydı. Aynı okulları okudular, Harp Okulunu bitirdiler. Atatürk’ün yıllarca başyaverliğini yapan Bozok, milletvekili olduktan sonra bile hep Ata’nın yanı başındaydı.
İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cezmi Eraslan, Atatürk’ün bir şeye ihtiyacı olduğunda gözünü ilk çevirdiği anda gördüğü kişinin Salih Bozok olduğunu belirterek, “Sadece bakışlarla anlaşan, neyin yapılması gerektiğini, neyin yapılmaması gerektiğini kaş göz işaretleriyle kararlaştıran ve uygulayan bir uyum söz konusu.” dedi.
Aylarca yatağının başucunda bekledi
Atatürk amansız hastalığa yakalandığında Salih Bozok aylarca yatağının başucunda bekledi. Mustafa Kemal, o kötü günlerde, en sevdiği 4 mevsim tablosuna baktıktan sonra Salih Bozok’a döndü ve “Ne kadar bizim oralara, Selanik’e benziyor, bir gün iyileşirsem böyle bir yerde yaşayalım” dedi. Durumunu bilen Bozok gözyaşlarına hakim olamadı.
“Gidiyorum, işim bitti benim artık”
Sadece Türk milleti için değil, Salih Bozok için de kara gün geldi çattı. 10 Kasım 1938 sabahı…
Neredeyse hayatının tamamını birlikte geçirdiği Mustafa Kemal, 71 numaralı odada hayatını kaybetti. Yatağa doğru eğilen, Ata’nın elini öpen ve hızla odadan ayrılan Bozok, “nereye gidiyorsun” sorusuna “gidiyorum, işim bitti benim artık” cevabını verdi.
Derin sessizliği bir silah sesi bozdu
Tüm saray şoktaydı. Ata’nın ölüm haberi duyuldukça kalplerdeki acı, sessizliğe dönüşüyordu. Bu derin sessizliği bir silah sesi bozdu. Ata’nın ölümüyle kendisi için de her şeyin bittiğine karar veren Bozok, daha önceden hazırladığı silahı kalbine dayar ve tetiği çeker. Bozok, her şeyi önceden planlamıştı. Dostu olmadan yaşayamayacağını, Atatürk’ün hastalığı ağırlaşınca eşine yazdığı mektupla da söyledi.
Bozok, mektubunda şu ifadelere yer verdi:
“İşte o gün gelmiştir. Ben artık aranızdan çekiliyorum. Senden çok memnun olarak ayrılıyorum. Ben hayatımı Atatürk’ün hayatına bağladım ve ondan sonra yaşamamaya karar verdiğim için hayatıma nihayet verdim. Fazla teessüre mahal yoktur. Ebediyen arz-ı veda eylerim sevgili karıcığım, Pakizem.”
İşini şansa bırakmak istemeyen Bozok, her gün tentürdiyotla kalbinin olduğu yeri işaretledi.
“Salih Ata’sına kavuştu”
Bozok’un birkaç milim sapma dolayısıyla ölmediğini belirten, Eraslan, “Atatürk’ün doktorlarından Mim Kemal Öke Bey’in yardımları, ameliyatı, vesairesiyle bir müddet daha yaşamış vefatı 1941 yılında ama yakın çevresinin de söylediği bir şey var. Atatürk’ten sonra Salih Bey yaşamamıştır. 15.04 vefat ettiği zaman 1941’de Salih Bozok öldü dememiştir gazeteler, Salih Ata’sına kavuştu demiştir.” dedi.
Salih Bozok, Atatürk’ü en çok seven isim olarak kaldı hafızlarda. Eraslan, “Başyaverlikten öte bir dost olarak, hatta ahiret yolculuğunda bile gönlü yalnız bırakmaya razı gelmeyen bir dost ki ne o dönemde ne bu dönemde böyle bir vefa duygusunu, sadece duygu değil eylemini görme şansımız yok.” ifadelerini kullandı.
Haber: Ali Artmaz
Kamera: Sefa Bakış