MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, partisinin 15 il başkanıyla “İstanbul” gündemli parti genel merkezindeki toplantısına ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Yalçın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından iptal edilmesinden sonra MHP’nin, Cumhur İttifakı’nın ilke, amaç ve hedeflerinin seçmenlere daha iyi anlatılmasına yönelik yeni bir seçim stratejisi belirlediğini belirtti.
İstanbul seçimlerine dair MHP’nin temel stratejilerinden birinin, bütün Anadolu’yu ve Türkiye’yi İstanbul için seferber etmek olduğunu aktaran Yalçın, “Bu istikamette yalnız İstanbul il sınırlarına münhasır değil, bütün vatan sathını esas alan, kapsamlı bir seçim çalışması yapılacaktır. Türkiye’deki bütün MHP teşkilatları İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin yenilenecek olması dolayısıyla şimdiden teyakkuza geçirilmiştir.” ifadesini kullandı.
MHP’nin İstanbul’a yönelik seçim stratejisi belirlenirken, öncelikle hemşehrilik profilinin esas alındığını vurgulayan Yalçın, İstanbul halkının büyük çoğunluğunun Türkiye’nin farklı illerinden gelen insanların oluşturduğuna işaret etti.
“Çalışmalar ittifakın ruhuna uygun olarak yürütülecek”
Yalçın, “Karargahımızı İstanbul’a kuracağız.” cümlesiyle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimine atfettiği önemi vurgulayan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin talimatı doğrultusunda, ilk etapta İstanbul’daki hemşehri nüfusu 250 bin ve yukarısına ulaşan taşra kentlerinin il başkanlarıyla bugün toplantıda bir araya geldiğini kaydetti.
İstanbul’da en büyük hemşehri profiline sahip olan Sivas’tan başlayarak Kastamonu, Ordu, Giresun, Tokat, Samsun, Erzurum, Malatya, Trabzon, Sinop, Erzincan, Rize, Kars, Ardahan ve Mardin illerinin il başkanlarının toplantıda hazır bulunduğunu aktaran Yalçın, daha sonra diğer illerin il başkanlarının da aynı şekilde toplantıya çağrılacağını ifade etti.
Yalçın, şöyle devam etti:
“Böylece İstanbul seçimleri için sadece Genel Merkezimiz ile İstanbul il teşkilatı değil, yurt sathındaki teşkilatlarımızın hepsinin sahada olması, 23 Haziran’a kadar gerçekleşecek çalışmalara bir siyasi seferberlik anlayışı içinde katkıda bulunması sağlanacaktır. İstanbul seçimine ilişkin saha çalışmaları, Cumhur İttifakı’nın diğer ortağı AK Parti ile uyum ve ortak anlayış çerçevesinde, ittifakın ruh ve özüne uygun olarak yürütülecektir.”
“Hemşehrileriyle temas kuracak, kucaklaşacaklardır”
Toplantıda, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminden zaferle çıkılabilmesi için 23 Haziran’a kadar MHP teşkilatlarının takip etmesi gereken temel stratejinin ayrıntıları üzerinde durulduğunu belirten Yalçın, şunları kaydetti:
“MHP teşkilatlarının yönünün ve yüzünün İstanbul’a çevrilmesini sağlamak üzere ilki yapılan toplantıda, metropol kentteki seçmenlerin nabzını hemşehrilik bağları üzerinden tutmak üzere yapılacak çalışmalar ele alınmıştır. Yurdun dört bir yanında görev yapan teşkilatlarımız, taşra-İstanbul ilişkisi içinde yaşatılan ortak değerler üzerinden hemşehrileriyle temas kuracaklar, kucaklaşacaklardır. Bütün MHP milletvekilleri, MYK ve MDK üyeleri bu çalışmalara nöbetleşe katılacaklardır.”
Yalçın, bu kucaklaşmada, Cumhur İttifakı’nın milli mutabakatı ve Türkiye’nin bekasını esas alan siyaset mantığını İstanbul halkına daha yakından, daha samimi bir ortamda anlatma imkanı doğacağını ifade etti.
Toplantıda Cumhur İttifakı’nın hedefleri ve kuruluş amaçlarıyla önceki seçimlerde elde ettiği başarıların değerlendirildiği, ittifakın İstanbul’da başarıya ulaşması için bunların halka iyi anlatılmasının öneminin vurgulandığını kaydeden Yalçın, MHP’nin belirlediği stratejiyle hem siyasetin bütün ağırlığını İstanbul’a taşıyacağını, hem de Cumhur İttifakı’nın Türkiye çapındaki güç ve sinerjisinin İstanbul’da temerküzünü sağlamış olacağını vurguladı.
Yalçın, “Hedef, aziz İstanbulluları Cumhur İttifakı’nda birleştirip buluşturmak ve 23 Haziran’da zafere ulaşmaktır.” ifadesini kullandı.
“İstanbulluluk” vurgusunun, İstanbul’un yerlisi için olduğu kadar taşra kökenliler için de geçerli olduğunu belirten Yalçın, İstanbul asıllılarla taşra kökenlilerin bin yıllık kardeşlik ve ortak kültür mirasından kuvvet alarak, bu kentin gelişip büyümesine katkıda bulunduklarını, İstanbul’u hem Türkiye’nin defakto merkezi hem de bir dünya kenti yapan büyük bir entegrasyonun mimarı olduklarını aktardı.
“İstanbul, Türkiye demek”
Yalçın, İstanbul’un, “Türkiye” demek olduğunu, sadece Türkiye’nin değil, bütün Türk ve İslam dünyasının göz bebeği olduğunu ve yüzyıllardır dünyanın en gözde şehirlerinin başında geldiğini belirterek, “Dünya, tek ülke olsaydı başkenti İstanbul olurdu.” diyen devlet adamı Napolyon ile “Bütün şehirler ölümlüdür, İstanbul hariç.” diyen doğa bilimci Gyllius’un, bu hakikati bilerek görüş beyan ettiklerini anlattı.
Bu ifadelerin, İstanbul’un Batı dünyasının tarihi ve sosyolojik hafızasında da mümtaz bir yer işgal ettiğinin ispatı olduğunu ifade eden Yalçın, şu değerlendirmede bulundu:
“Türkiye’de politikanın da ekonominin de nabzının attığı, dünyanın merak ve gıpta nazarlarını çevirdiği İstanbul’u kimin yönetmesi gerektiği sorusunun cevabı tektir. İstanbul, milli mutabakat ruhunun siyasi çatısı konumundaki Cumhur İttifakı’nı oluşturan MHP ve AK Parti’nin ortak adayı tarafından yönetilmeyi hak etmektedir. Ortak adayımız elbette Sayın Binali Yıldırımdır.
Cumhur İttifakı sadece iki partinin siyasi çıkar birlikteliği değildir. Daha geniş ve vasi, bütün milleti kucaklayan, bütün Türkiye’yi ihata eden bir ittifaktır. Cumhur İttifakı, Türkiye’yi 2023’teki etkin ve güçlü küresel pozisyonuna taşıyan bir lokomotif olmakla kalmayacaktır. Aynı zamanda 2023 sonrasında Türkiye’nin en az yüz yılını dizayn edecek sosyolojik altyapının temellerini de yavaş yavaş atacaktır.”
Yalçın, ancak Mayıs 2018 ile Mart 2019 arasında yüksek hararetteki seçim ortamı dolayısıyla siyasi rekabetin de kızıştığını, bu arada karşı siyasi cephede yer alanların, Cumhur İttifakı’nı kutuplaşmanın, ayrışmanın zemini olarak gösterme çabasına girdiğini ifade ederek, o zaman diliminin şartları altında Cumhur İttifakı’nın derinlemesine anlaşılamadığını, çoğu entelektüelin de onu sathi değerlendirmelerle tahlil edebildiğini savundu.
Cumhur İttifakı’nın hem Türkiye’de bin yıllık birikim temelinde ve çok ağır bedeller ödenerek tesis edilen toplumsal barışa yönelik iç tehdidin etkisizleştirilmesi hem de ülkeyi çevreleyen önemli dış sorunların giderilmesi için planlanıp hayata geçirildiğini vurgulayan Yalçın, şunları kaydetti:
“Bu yüzdendir ki 31 Mart’ta kripto FETÖ unsurları devreye girmiş, seçimlerde sandık sonuçlarını etkilemek ve siyasi menfaat irtikap etmek için her türlü yolsuzluğu, her türlü yolu denemiştir. Bilhassa İstanbul’da Cumhur İttifakı’nın kaybetmesi için seçime şaibe karıştırılmıştır. Binlerce sahte seçmen yazımı gerçekleştirilmiştir. Kamu görevlisi olmayan kişiler sandık başında görevlendirilmiştir. Seçimlerde öylesine karışık istismarlar ve şaibeli hareketler vardır ki YSK da işin içinden çıkabilmek için kılı kırk yarmıştır. YSK, İstanbul’da seçimin yenilenmesi için yapılan itiraza dair bütün detayları hukukun dışına çıkmadan irdelemiş, incelemiş ve ona göre karar vermiştir. Sonuçta hiçbir dayatma, baskı ve cebir söz konusu olmamıştır. Yargı erkinin önemli bir parçası olan YSK, kararını bağımsız şekilde vermiştir.
MHP ve AK Parti’nin hukuksuzluk, usulsüzlük ve haksızlıklar karşısında yasaların verdiği imkanlardan faydalanarak hak arayışına gitmesi ve sonuç alması normal karşılanmalıdır. Seçim sonuçlarına itiraz demokratik bir haktır ve Cumhur İttifakı’nın ortakları bu hakkı kullanmışlardır. Çünkü İstanbul’da sandığa milli iradeyi saptırmaya dönük illegal çabaların gölgesi düşmüştür. Bu gölgenin seçim sandığının üzerinden yine halkın hakemliğiyle kaldırılması icap etmiştir.”
Cumhur İttifakı’nın ortaklarının, tamamen meşru kaygılardan ve gerekçelerden hareket ederek, meşru yollara başvurarak seçimin yenilenmesini talep ettiklerinin altını çizen Yalçın, “Yeniden oyların sayıldığı bölgelerde oy dağılımının bariz şekilde Cumhur İttifakı adayının lehine değişmesi, şaibe iddialarını güçlendirmiştir. Bu durum, seçimin yenilenmesi halinde Cumhur İttifakı adayının kazanacağının da göstergesi olmuştur. Kazanacağı bir seçimde Cumhur İttifakı adayının hakkının elinden alındığının da göstergesi olan yeniden sayım sonuçları, itiraz noktasındaki haklılığımızın da delillerinden biri olmuştur.” değerlendirmesinde bulundu.
Yalçın, geçmişte de bazı il ve ilçelerde sonucu etkileyecek şekilde usulsüz oy kullanma işlemlerinin seçim sonuçlarını etkilediği gerekçesiyle YSK tarafından çok sayıda iptal kararı alındığını anımsatarak, İstanbul seçimlerinin iptaline ilişkin kararın da bir ilk olmadığını aktardı.
“YSK’ya baskı yapılmamıştır”
“Bu iptal kararında hiçbir iltimas, hiçbir kayırma söz konusu olmamıştır. İktidar tarafından YSK’ye baskı da yapılmamıştır.” ifadesini kullanan Yalçın, YSK’nin bağımsız bir yargı kurumu olduğunu ve İstanbul ile ilgili kararını hiçbir tesir altında kalmadan verdiğini kaydetti.
Seçimlerin yenilenmesinin, bir parti veya kişinin haklarına tecavüz anlamına gelmediğini, aksine, yenilenecek seçimlerle bir hakkın tesliminin, milli iradenin sandığa şaibesiz yansımasıyla sağlanmış olacağını ifade eden Yalçın, itiraz hakkı kullanılırken, kimsenin hakkının elinden alınmadığını, kimsenin hakkının yenmediğini, bilakis hakkın yerini bulmasının amaçlandığını vurguladı.
Meşruiyetten zerrece sapma olmadığını, hukuk yolundan ayrılınmadığını ifade eden Yalçın, kamuoyunda vicdani huzurun karşılık bulmasının, demokratik rejimlerin hayatiyeti açısından büyük önem taşıdığını kaydetti.
Yalçın, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Üstelik İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin yenilenmesi kararıyla hukuk nizamının işlerliği sınanmış, böylece vicdanlar huzur bulmuştur. Adalete duyulan güven sarsılmamış, bilakis artmıştır. Hem insani hem de kurumsal hak ve yükümlülüklerin hukuk nizamının, yasaların teminatı altında olduğu bir kez daha görülmüştür. Buna karşılık Cumhur İttifakı karşıtlarının YSK’de namuslu hakimlerin bulunduğuna dair açıklamalarının ne derece samimi ve dürüst olduğu da kamuoyu nezdinde test edilmiş, CHP ve ortaklarının ‘benim çıkarıma uygun karar meşru, işime gelmeyen karar gayrimeşrudur’ zihniyetinde olduğu gözler önüne serilmiştir. İstanbul seçmeni, yeniden sandığa giderken işte bütün bu hakikatleri, bütün bu çarpıcı tespit ve gerçekleri dikkate alacaktır. Milli iradenin hassas mizanı, hukukun terazisini tamamlayacaktır.”