Maliye müfettişliğinden bankacılığa, cumhurbaşkanlığı genel sekreter yardımcılığından ekonomi bakanlığına ve son olarak cumhurbaşkanlığı koltuğuna…
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un yükselişi, liderlik koltuğuna oturduğu günden bu yana hızla düşmeye başladı.
Cumhurbaşkanlığı adaylığı döneminde ekonomik büyümeyi artırmayı hedefleyen iş dünyası yanlısı politikaları, dijital alandaki yenilikçi girişimleri, uzun mesafeli otobüs pazarına verdiği destek ve çalışma saatleri konusunda attığı adımlarla Fransa ekonomisine yeni bir soluk getirmesi beklenen Macron, ülkeyi kaosa sürükleyen kararlara imza attı.
Sendikalar greve gitti
Cumhurbaşkanlığı görevinde geldiği 2017 yılında hastalık izni, maaş dondurulması ve gelecek beş yıl kamu sektöründe çalışanların sayısının azaltılması gibi konularda Macron’un politikalarına karşı sesler yükselmeye başladı.
Dokuz sendikaya bağlı kamu görevlileri Macron’un politikalarının çalışma şartlarını kötüleştirdiğini ve greve gideceklerini açıkladı.
Fransız havayolu şirketi Air France, grev nedeniyle iç hat seferlerinin yüzde 25’inin iptal edildiğini duyurdu.
Ülke çapındaki öğretmenlerin yüzde 17’si greve giderken, bazı okulların grev nedeniyle kapalı olduğu duyuruldu.
İsyan bayrağı bu kez polislerden
Grev kararından kısa bir süre sonra bu kez de polisler sokaklara çıktı.
13 Kasım’da 2015’te 130 kişinin öldüğü terör eylemlerinin ardından ilan edilen olağanüstü hal çerçevesinde yoğun stres ve iş yükü altında çalışan polisler, çalışma koşullarını protesto amacıyla gösteri düzenledi.
Göstericiler, Paris’te Invalides Meydanı’nda toplanarak, polislerin fiziki olarak yetersiz ortamlarda ve tehlikeli koşullarda çalıştığını vurgulayan pankartlar taşıdı.
Protesto sırasında, “Vatandaşlar uyanın polisiniz ölüyor”, “Yeter, yeter polisler yakıldı” şeklinde sloganlar atıldı.
2018 yılında tansiyon hiç düşmedi
Fransa’da 2018’in Mart ayında yeni bir grev dalgası başladı. Memurlar, kamu ve yerel yönetim çalışanları ile kara, hava ve demiryolu sektörü çalışanları, hükümetin kemer sıkma ve reform kararlarına tepki olarak grev yapmaya başladı.
Özellikle mayıs ve haziranda ülke genelinde düzenlenen grev ve gösterilere milyonlarca kişi katıldı.
Ekim başlarında da Fransa’da Cumhurbaşkanı Macron ve hükümetin politikalarına karşı 100’den fazla kentte gösteri düzenlendi.
Ancak bu gösteriler, Sarı Yeleklilerin fırtınasından önceki sessizlik olarak kaldı.
Sarı Yelekliler sahnede
2018’in Kasım ayına gelindiğinde ise ülke protesto gösterileri nedeniyle adeta savaş alanına döndü.
17 Kasım’da birçok sendikanın ortak çağrısıyla toplanan “Sarı Yelekliler” adlı geniş bir grup, Emmanuel Macron’un ekonomi alanında yaptığı reformları protesto etmeye başladı.
Ancak protestolar birkaç gün içerisinde reform karşıtlığından Macron karşıtlığına dönüştü.
Akaryakıt depolarının abluka altına alındığı olaylarda, Fransız ekonomisine önemli bir girdi sağlayan Eyfel Kulesi bile ziyarete kapatıldı.
İlk hafta ek vergiler yüzünden yaşanan akaryakıt zammı nedeniyle ambulans şoförleriyle başlayan eylemlere, tüm sektör çalışanları, üniversite öğrencileri, hatta emekliler destek vermeye başladı.
Gösteriler, Fransız ekonomisine ağır bir darbe vurdu. Resmi rakamlara göre sadece enerji şirketlerinin ciro kaybı yüzde 40’lara yaklaştı.
Protestolarda 11 kişi hayatını kaybetti, 5 bine yakın kişi yaralandı ve binlerce kişi gözaltına alındı. 3 binden fazla kişi ise hapis cezasına çarptırıldı.
Fransa İçişleri Bakanı Christophe Castaner, ülke genelinde düzenlenen yaklaşık bin 600 gösteriye, 106 bin kişinin katıldığını kaydetti.
Fransız polisinin şiddeti tüm dünyada tepki toplarken, Avrupa Birliği, yaşananlara karşı sessiz kaldı.
Protestocuların sesini en çok duyurabildiği alan ise sosyal medya oldu.
Yükselen tansiyon Macron’un popülaritesini düşürdü
Protestoların ardından Fransa merkezli Journal du Dimanche (JDD) dergisinde yayımlanan ve yaklaşık 2 bin kişinin katılımıyla gerçekleşen ankete göre, Macron’un popülaritesi yüzde 25’e düştü. 2018’in Ekim ayında bu sayı yüzde 29’du.
Odoxa araştırma şirketinin anketine göre ise Fransızların yüzde 84’ü, hükümetin akaryakıta ek vergi koymasını protesto eden “Sarı Yeleklilere” destek verdi.
Ankete göre, Fransızların 3’te 2’si Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un çevre, iklim değişikliği ve protestolara dair açıklamalarını dinledi ancak dinleyenlerin yüzde 78’i konuşmayı ikna edici bulmadı.
Fransa’daki protestoların simgesi haline gelen sarı yelek, kısa sürede uluslararası bir simgeye dönüştü ve dünyanın farklı bölgelerindeki protestolarda kullanıldı.
Fransa tarihinin en büyük grevi
Görevinin 3’üncü yılındaki Macron, şuan Fransa tarihinin en büyük greviyle yüzleşiyor.
Macron yönetiminin emeklilik reformunu protesto eden binlerce kişi iş bıraktı, meydanlara indi. Başkent Paris başta olmak ve birçok kentte protestolar şiddete dönüştü. 70’in üzerinde kişi gözaltına alındı.
Grev nedeniyle demiryolu, havayolu, otobüs ve metro çalışanları süresiz iş bıraktı.
Sağlık ve eğitim sektörü çalışanları, polisler, avukatlar, postane çalışanları, taksi ve nakliye şoförleri dahil pek çok iş kolu da greve katıldı.
Sarı yeleklilerin de katıldığı gösteriler nedeniyle Eyfel Kulesi yeniden kapatıldı.
Gözler şimdi, Macron yönetiminin atacağı adımlarda…
Kaynak: TRT Haber, AA, AP, DW, AFP