Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Su Ürünleri Fakültesi Balıkçılık Temel Bilimleri Ana Bilim Dalı Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Ataman Altuğ Atıcı, Van sazlıklarında buldukları doğu sivrisinek balığının dünya ve Türkiye’deki yayılımı, popülasyonu, ekolojik ve biyolojik özellikleri, diğer türler üzerindeki olumsuz etkilerini araştırdıklarını söyledi.
Doğu sivrisinek balığının genellikle 1 ile 5 santimetre arasında değişen ve yaklaşık 8 santimetreye kadar büyüyebilen farklı renkleri bulunan bir tür olduğunu belirten Atıcı, balığın Türkiye’de sıtma hastalığı ile mücadele amacıyla 1930’lu yılların başında Fransızlar tarafından Hatay’daki Amik Gölü’ne getirildiğini aktardı.
Balıkların aşılama yapılmadan önce biyolojisinin iyi araştırılması gerektiğini vurgulayan Atıcı, bazı balık türlerinin yanlışlıkla ya da biyolojisi iyi araştırılmadan su kaynaklarına aşılanması nedeniyle birtakım olumsuzlukların yaşandığına dikkati çekti.
Kentte yaptıkları araştırmalar sırasında yakaladıkları sivrisinek balığını YYÜ Su Ürünleri Fakültesi Akvaryum Ünitesi’nde yakından incelediklerini anlatan Atıcı, şu bilgileri verdi:
“Bu balıklar dünyanın en kötü ‘istilacı’ balık türleri arasında yer alıyor. Daha önceleri birçok su kaynağında sivrisinek ile biyolojik mücadele nedeniyle aşılanmışken şu anda tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de Tarım ve Orman Bakanlığımız tarafından istilacı türler listesine alınmış ve bu balıkların su kaynaklarımıza aşılanması yasaklanmıştır. Çok hızlı üreme özelliğine sahip olan balıkların kuluçka süresi 22-25 gün arasındadır. Dişileri 3-4 haftada bir üreyebilmektedir. Canlı doğuran bir tür. Sivrisinekle biyolojik mücadele, evcil hayvan ticareti, kasıtlı serbest bırakma, sel ve diğer doğal felaketler nedeniyle geniş bölgelere yayılım göstermiştir.”
“Yayılması engellenmeli”
Van’daki sazlıklarda da tespit edilen sivrisinek balığının, üremek için tatlı sulara göç eden inci kefallerinin yumurta ve yavrularını yediğini kaydeden Atıcı, bunun inci kefalinin üremesini olumsuz etkilediğini aktardı.
İnci kefalinin üreme döneminde sivrisinek balığının tehdidi altında olduğunu belirten Atıcı, şöyle konuştu:
“Sivrisinek balığı, vücudunun yarısı kadar olan sığ sulardan geçebildiği için bulunduğu sazlıklardan bağlantısı olan diğer su kaynaklarına geçmesi engellenmelidir. İnci kefali ve havzadaki diğer endemik balıkların neslini devam ettirmesi için üreme faaliyetlerini güvenli geçirmesi, istilacı olan sivrisinek balığından etkilenmemesi için bu balığın bu sazlıklardan başka yerlere yayılmasının önlenmesi gerekiyor. Ekolojik araştırmalarda toplanan bu balıklar yok edilmeli, başka su kaynaklarına nakledilmemeli, petshoplarda satışı engellenmeli ve hobi amaçlı ev akvaryumlarına alınmamalıdır.”
“İnci kefalinin neslinin devamlılığı açısından önemli”
İnci kefallerinin üremek amacıyla Van Gölü’ne dökülen tatlı sulara göç ettiğini anımsatan Atıcı, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu balıklar, inci kefalinin bıraktığı yumurta ve larvaları tüketiyor. Bu nedenlerle ülkemizde ve dünyada istilacı tür olarak kabul edilen doğu sivrisinek balıklarının Van sazlıklarından havzadaki diğer su kaynaklarına yayılmaması, inci kefali ve diğer balık türlerinin devamlılığı için son derece önemlidir. Doğu sivrisinek balığı, yerli balıkların yavruları ve yumurtaları, ayrıca sivrisinekle en çok beslenen kurbağaların larvalarını ve kendi türündeki küçük balıkları da besin olarak tüketme özelliği gösteriyor.”
Kaynak: AA