Yükseköğretim Kurulundan (YÖK) yapılan açıklamada, Bilim ve Sanat Vakfı tarafından kurulan ve 2010-2011 akademik yılında eğitim öğretime başlayan İstanbul Şehir Üniversitesinin son günlerde yaşadığı mali sorunlarla yoğun şekilde gündemde yer aldığı anımsatıldı.
Açıklamada, Türkiye Halk Bankası tarafından, İstanbul Şehir Üniversitesinin 2014’ten itibaren kendisine Özelleştirme Yüksek Kurulu tarafından bedelsiz devredilen bir taşınmazı teminat göstererek kredi kullanmaya başladığı; söz konusu taşınmazın devrine ilişkin işlemin iptali için açılan dava sonucunda Danıştay 13’üncü Dairesince “yürütmeyi durdurma” kararı verildiği ve tahsis edilen kredilerin teminatsız kalma riskiyle karşı karşıya kalındığı YÖK’e bildirildi.
Öğrencilerin mağdur olmaması için YÖK’e iletildi
Açıklamada, alacakların tahsili için işlem başlatılması nedeniyle eğitim öğretim faaliyetinin aksamaması ve olası öğrenci mağduriyetlerinin önüne geçilmesi için durumun mevzuattan kaynaklanan yetki çerçevesinde değerlendirilmesi amacıyla 24 Temmuz’da yazıyla YÖK’e ilettiği hatırlatıldı.
Ayrıca, İstanbul Şehir Üniversitesine 7 Ağustos’ta gönderilen yazıyla bu durum dolayısıyla üniversitedeki eğitim öğretimin aksatılmaması konusunda yapılan planlamaların YÖK Başkanlığına bildirilmesinin talep edildiği vurgulandı.
Açıklamada, şu bilgilere yer verildi:
“Bu süreçte, İstanbul Şehir Üniversitesinin banka hesaplarına 11 Ekim 2019’da İstanbul 18’inci Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/1384 sayılı kararıyla haciz konulmuştur. Gelinen bu noktada İstanbul Şehir Üniversitesi yetkililerinin banka yetkilileriyle yürüttüğü borcun yapılandırılmasına yönelik görüşmeler bir uzlaşmayla sonuçlanmamış, yargı sürecinden de konunun çözümlenmesine yönelik bir sonuç çıkmamıştır. Bilindiği gibi vakıf üniversitelerinin bankalardan kredi kullanması, üniversiteler ve bankalar arasındaki özel hukuk ilişkisi olup Yükseköğretim Kurulunun onayına bağlı değildir.
Vakıf üniversitelerinin varlıklarını aşacak, mali yapılarını olumsuz etkileyecek derecede borçlanmaları ihtimali öngörülmediğinden yürürlükteki mevzuatımızda buna ilişkin kısıtlayıcı bir düzenleme bulunmamaktadır. Dolayısıyla konunun, bir vakıf üniversitesi özelinde değil, sisteme ait bir sorun olarak değerlendirilmesi doğru olacaktır. Yükseköğretim Kurulunun muhtemel sorunların önüne geçebilmek için bazı yasal düzenlemelere ihtiyaç olduğuna dair defaatle dile getirdiği tespitlerin de ne denli önemli olduğu açıkça görülmektedir.”
Eğitimin aksamaması için yapılan planlamanın YÖK’e bildirilmesi talep edildi
Açıklamada, 2 Aralık’ta üniversiteye gönderilen yazıyla eğitim öğretimin yaşanan mali sıkıntı dolayısıyla aksatılmaması için yapılan planlamaların YÖK’e bildirilmesinin yeniden talep edildiği belirtildi.
11 Aralık’ta gönderilen son yazıyla da üniversitede görevli akademik ve idari personelin özlük haklarının ödenip ödenmediği, öğrencilere ödenen burslar veya uluslararası değişim programları kapsamındaki ödeme yükümlülüklerinin yerine getirilip getirilmediği ile eğitim öğretim faaliyetleri açısından gerekli internet, elektrik, su, doğal gaz gibi alt yapı imkanlarına ilişkin ödemelerde aksama olup olmadığı hususlarında açıklama talebinde bulunulduğuna dikkat çekildi.
Faturalar ve burslar ödenemedi
İstanbul Şehir Üniversitesi Rektörlüğünün 12 Aralık’taki yazısında; akademik ve idari personelin ekim ve kasım ayı maaşlarının ödenemediği, en düşük ücret alan personelden başlanarak ancak cüzi bir ödeme yapılabildiği; öğrencilerin kasım ayı burslarının yatırılamadığı, aralık ayında da burs ödemesi yapılamayacağı; alt yapı imkanlarına ilişkin ödemelerde de aksamalar oluştuğu, bu bağlamda elektrik, su, doğal gaz ve internet faturalarının ödenemediği; ayrıca ödeme tarihleri geçen borçlar nedeniyle fiili haciz işlemlerinin başlatıldığı; mevcut durumun devamı halinde eğitim-öğretimin aksamasının kaçınılmaz olduğu aktarılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Yükseköğretim Kurulu, bütün bu süreç içinde herhangi bir gecikmeye yol açmadan üniversitenin yetkilileriyle iletişime geçmiş, yaşanan sorunlara çözüm olabilecek bütün imkanları ve yolları kullanmaları beklentisini kendilerine birçok kez iletmiştir. Aradan geçen sürede sorunun çözümü bağlamında beklentiler ne yazık ki gerçekleşmemiştir. Üniversite rektörlüğünden alınan bilgiler ışığında üniversitenin içinde bulunduğu durumun Denetleme Kurulunun 17 Aralık 2019 tarihli inceleme raporu ve 18 Aralık 2019 tarihli kararı birlikte değerlendirildiğinde; üniversitenin mevcut mali durumunun eğitim öğretim faaliyetini sürdürülemeyecek hale getirdiği; öğrencilerin, akademik ve idari personelin mağduriyetini büyüteceği ve eğitim-öğretim faaliyetlerinin aksamasının artık kaçınılmaz hale geldiği anlaşıldığından Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 25/d-3 maddesi uyarınca İstanbul Şehir Üniversitesi’nin faaliyet izninin geçici olarak durdurulmasına ve idaresinin garantör üniversite olan Marmara Üniversitesine devrine karar verilmiştir.
Bilinmelidir ki eğitim öğretimi devam eden öğrencilerimiz önceliğimizdir. Öğrencilerimizin herhangi bir mağduriyet yaşamaması hususunda azami dikkat ve hassasiyetin gösterilecektir. Marmara Üniversitemizin de Yükseköğretim Kurulunun bu dikkat ve hassasiyetine sahip çıkacağını başta öğrencilerimiz olmak üzere kamuoyuna saygı ile duyururuz.”
Marmara Üniversitesinden açıklama
Marmara Üniversitesi Rektörlüğü, YÖK’ün Şehir Üniversitesi kararına ilişkin açıklamada bulundu.
“Türkiye’nin önde gelen yükseköğretim kurumlarından biri olan Marmara Üniversitesi, garantörlük ve hukuki sorumluluğunun bir gereği olarak, İstanbul Şehir Üniversitesindeki eğitim-öğretim ve akademik faaliyetleri ilgili mevzuat çerçevesinde yürütecektir. İstanbul Şehir Üniversitesi öğrencilerinin hakları Marmara Üniversitesinin garantörlüğü altındadır. Öğrencilerimizin herhangi bir mağduriyet ile karşılaşmaması için gerekli tedbirlerin ivedilikle alınacağı hususunu başta öğrencilerimiz ve aileleri olmak üzere bütün kamuoyuna saygılarımızla duyururuz.”
Kaynak: AA, DHA