Bölgede faaliyet gösteren siyasi örgüt Cemaat-i İslami Keşmir’in önemli üyelerinden olan Ghulam Muhammed Bhat, Kamu Güvenliği Yasası (PSA) kapsamında önleyici tutuklama yapılan yüzlerce kişiden biriydi.
17 Temmuz’da polise teslim olan Ghulam Muhammed Bhat, Srinagar şehrinde bir süre tutulduktan sonra ağustos ayında bin 500 kilometre uzaklıktaki Uttar Pradeş eyaletinin Allahabad bölgesindeki cezaevine nakledildi.
Oğlu Hanif, yaptığı açıklamada, geçen hafta 2 polis memurunun eve gelerek, hastalığı sebebiyle babasının önleyici tutukluluğunun sona erdiğini ve Allahabad’a gidip onu eve getirmesini söylediğini aktardı.
Ertesi gün zor koşullarda hapishaneye gittiğini belirten Hanif, “Gardiyan babamın öldüğünü söyledi.” dedi.
Hapishanedeki 4 kişinin cesedinin kendisine gösterildiğini belirten Hanif, babasını tespit ettiğini ve Bhat’ın üzerinde temmuz ayında tutuklandığı sıradaki kıyafetleri olduğunu kaydetti.
Hanif, babasının bugüne kadarki tek hastalığının 1993 yılında ordu tarafından gözaltına alındığı sırada yapılan işkence nedeniyle ayağında oluşan topallama olduğunu dile getirdi.
Diğer aileler endişeli
Bhat’ın hapishanede hayatını kaybetmesi, benzer şekilde gözaltına alınarak Cammu Keşmir’in dışındaki bölgelerde yer alan cezaevlerine sevk edilen kişilerin yakınlarında endişeye yol açtı.
Atika Mir, Uttar Pradeş’in Ambedkarnagar bölgesindeki hapishanede tutuklu bulunan 25 yaşındaki oğlu Faysal Aslam Mir’in hayatından endişe duyduğunu ifade ederek, “Oğlumun tedavi görüp görmediğini ve ona ilaç verilip verilmediğini bilmiyorum. Onu ziyaret edecek param yok.” diye konuştu.
Bölgedeki en büyük baro olan Keşmir Barolar Birliği’nin Başkanı Mian Abdul Kayum da önleyici tutuklama kapsamında gözaltına alındı. Baronun idarecilerinden Şabir Ahmed Bhat, Kayum’un Uttar Pradeş’deki Agra Hapishanesi’ne götürüldüğünü ifade etti.
Cammu Keşmir Sivil Toplum Koalisyonu’nda araştırmacı İrfan Mehraj, tutukluların ailelerinin endişeli olduğunu çünkü yakınlarıyla hiçbir şekilde iletişim kuramadıklarını dile getirdi.
Mehraj, çok sayıda ailenin, tutuklu yakınlarını ziyaret edebilmek için para toplamaya çalıştığını ve bazılarının da borç aldığını ifade etti.
Sivil haklar aktivisti Parvez İmroz ise Cammu Keşmir’deki tutukluların bölgenin dışındaki hapishanelere götürülmesinin Hindistan Yüksek Mahkemesi’nin yönergelerini ve uluslararası hukuku ihlal ettiğini kaydetti.
Ağustos ayından bu yana önleyici tutuklama kapsamında gözaltına alınanlardan 260’ının ülkenin çeşitli eyaletlerindeki cezaevlerinde bulunduğu belirtiliyor.
Hindistan İçişleri Bakanlığı, geçen ay, 4 Ağustos’tan bu yana Cammu Keşmir’de “önleyici tutuklama” kapsamında 5 bin 161 kişinin gözaltına alındığını, 609 kişinin gözaltı sürelerinin devam ettiğini açıklamıştı.
Hindistan’da yayın yapan haber sitesi ThePrint, Cammu Keşmir’de 30 Eylül’e kadar 4 bin 844 kişinin gözaltına alındığını, bunlardan 3 bin 563’ünün serbest bırakıldığını, bin 281 kişinin gözaltında tutulmayı sürdürdüğü belirtmişti. Haber sitesi ayrıca 177 siyasetçinin gözaltında olduğunu duyurmuştu.
Cammu Keşmir’in özel statüsünün kaldırılması
Hindistan, anayasanın yarım asırdan uzun süredir Cammu Keşmir’e ayrıcalık tanıyan 370’inci maddesini 5 Ağustos’ta iptal ederek bölgenin özel statülü yapısını ortadan kaldırmış ve eyaleti ikiye bölmüştü.
Eyalet, 31 Ekim’de resmi olarak merkeze bağlı Cammu Keşmir ve Ladakh “Birlik Toprağı” statüsünde 2 bölgeye ayrılmıştı.
Kararın ardından Hint güvenlik güçleri, Cammu Keşmir’de asayiş operasyonlarını ve halk üzerindeki baskıları yoğunlaştırmış, halka sokağa çıkma yasağı ile internet, telefon ve ulaşımda yasaklar getirilmiş, bölgedeki yerel partilerin yöneticileri ve üyeleri gözaltına alınmıştı.
İngiltere’den bağımsızlığın kazanıldığı 1947’den bu yana Cammu Keşmir, kendi yasalarını çıkarabilen ayrıcalıklı konumdaydı. Bu özel statü, yabancıların bölgeye yerleşmesine ve mülk edinmesine izin vermeyen vatandaşlık yasasını da içeriyordu.
Kaynak: AA