İnsanoğlunun zekasından hep korktum. Yaşadığımız yüzyılda teknolojik buluşlar, savaş teknolojileri, bir tuşla hedeflerin yok edilmesi, ulaşım araçlarındaki akıl almaz özellikler, saymakla bitiremeyeceğim daha neler…
En basiti son zamanlarda hepimizin elinde sigara paketi büyüklüğündeki cep telefonları ile tün dünyayı seyretme, her türlü görüntü alabilme banka işlemlerini yapabilme gibi özellikler elimizin altında. Bu kadar gelişmişliğin ve dünyadaki yer altı kaynakları için başka bahaneler altında ülkeler arasındaki ciddi gerilimler.
Hem de bir çakıl taşı bile yerinden kımıldamadan. Yukarıda saydığım teknolojilere sahip insanoğlunu çaresiz bırakacak bir şekilde. Kimse kimseye füze, bomba, kurşun atmadan insanlarla binlerce ölmeye başladı. Hep dünyanın dengesini bozduğu doğaya tecavüz ettiği için insanların birbirini teknolojik bulgularla öldürmesine gerek kalmadan.
Bir virüs çıktı. Hodri meydan dedi insanoğluna. İnsanları çaresiz bıraktı. Yok etti. Etmeye de devam edecek. Dünyadaki her şey durdu. Yolda arıza yapmış ve yol alamayan bir araba gibi. İnsanlar, ülkeler canının peşine düştü. Hiç kimse akıl edemedi bunu. Sadece diğer ülke insanını nasıl yok ederim çabasındayken, yapılan tün harcamalar ikinci planda kaldı bir anda.
İnsanoğlunu bu dünyada çıkacak bir savaş sonucu yok olabileceği endişesini taşırken, görünmez, kurşun atmayan, füze göndermeyen, hava harekatı yapmayan bir virüsün esiri oldu bir anda. Topun tüfeğin etkili olamayacağı bir düşman. Aklınızı başınıza alın dercesine. Sen kimsin be? Dercesine umursamadık.
Çok kısa bir müddet sonra fark ettik düşmanın insanoğlunun sahip olduğu toptan tüfekten daha güçlü olduğunu. Üçüncü dünya savaşı çıkmadan da insanoğlunun bu dünyadan yok edebilecek olguların varlığını yeni fark etti insanoğlu.
Her şeyin durduğu gibi dünyada, spor da ileriki zamanlara ertelendi. Hiçbirimiz konuşamaz olduk. Çünkü bizi öldürebilecek güçte olan bir düşman bulduk karşımızda. Her şeyi sağlığın arkasına itmek zorunda kaldık. Bir müddet de böyle yaşayacağımız kesin. Kabul etsek de etmesek de.
Bu savaşı en az zararla atlatmak için uyulması gereken kurallara sabırla uymak zorunda olduğumuzu kabul etmek gerek. Güzellikleri, sağlığı, ekonomiyi, sporu konuşacağımız günlerin yakın olması dileğiyle…