Demokrat Kaliforniya vekili Brad Sherman tarafından sunulan tasarı, her iki partinin de yoğun desteğini alarak genel kurul oylamasında 1’e karşı 407 oyla geçti.
Geçen ay ABD Senatosunda kabul edilen tasarının farklı bir versiyonu olan tasarıda, ABD Başkanı Donald Trump yönetimine, Uygur Türklerine ve diğer Müslüman azınlıklara uygulanan baskı ve şiddetten sorumlu olan bazı Çinli yetkililere yaptırım uygulanması çağrısı yapıldı.
Bununla birlikte tasarıda, gözetleme amaçlı kullanılabilen tüm ABD menşeli cihazların Çin’e satışının yasaklanması istenirken, ayrıca Beyaz Saray’dan, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki insan hakları ihlallerinde rolü olan tüm Çinli yetkililerin isimlerinin 120 gün içinde Kongreye gönderilmesi de talep edildi.
Öte yandan, Temsilciler Meclisi Azınlık Lideri Kevin McCarthy, tasarıya ilişkin yazılı bir açıklama yaparak, ABD olarak bölgedeki azınlıkların maruz kaldığı baskıyı görmezden gelemeyeceklerini söyledi.
McCarthy, “Kongreden geçen ‘Hong Kong Demokrasi ve İnsan Hakları Yasası’nda olduğu gibi bu tasarıda da Çin Komünist Partisine basit ama güçlü bir mesaj gönderiyoruz; Kayda değer sonuçları olmadan insanların hakları pahasına güç sürdürülemez.” ifadelerini kullandı.
Temsilciler Meclisi ve Senatodan geçen tasarının önce birleştirilmesi ve daha sonra imzalanması için Beyaz Saray’a gönderilmesi bekleniyor.
Çin’in Uygur Türklerine yönelik politikası
Çin’de son yıllarda Uygur Türklerinin yaşadığı Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde “eğitim merkezi” adı altında faaliyet gösteren kamplar ile Uygur Türklerinin kimlik ve kültürlerine yönelik ihlaller, uluslararası kamuoyu tarafından eleştiriliyor.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyine üye 22 ülke, 11 Temmuz’da, Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki Uygur Türkleri ve diğer azınlıklara yönelik muamelesini eleştiren ve kitlesel gözaltıların durdurulması çağrısında bulunan mektubu imzalamıştı.
İnsan Hakları İzleme Örgütünün (HRW) raporunda, son 2 yılda Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde çok sayıda kişinin “önleyici polisiye tedbir” adı altında suçsuz yere alıkonulduğu ve siyasi bakımdan tehlikeli olarak değerlendirilen bireylerin herhangi bir yargı kararı olmaksızın toplama kamplarına gönderildiği belirtilmişti.
Kaynak: AA