Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı Çözüm konusunda en gerçeki seçeneğin uluslararası toplumun desteklediği, Kıbrıs Türk tarafı ile Türkiye’nin de resmi tezi olan siyaseten eşit iki kurucu devletin olacağı federal bir yapı olduğunu belirtti.
Akıncı, “Bunun alternatifi, statükonun, yani bölünmüşlüğün perçinlenmesidir. Bunu Kıbrıs Türk halkı istemez, yıllar öncesinden gelen ve kökeni ne olursa olsun bu topraklarda bizimle aynı kaderi paylaşan insanlarımız da istemez” dedi.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı Girne’de düzenlenen ‘Güven ve Kararlılık Gecesi’ndeki konuşmasında, Kıbrıs sorunu ve müzakere sürecine ilişkin değerlendirmede bulundu.
Akıncı konuşmasında federal çözüm hedeflerini, güven artırıcı önlemlerle besleyerek yollarına güven ve kararlılıkla devam edeceklerini kaydetti.
Akıncı Rum Yönetimi Lideri Anastasiadis’le karar alarak uygulamaya koydukları güven artırıcı önlemler hakkında da bilgi Verdi.
Sürecin Crans Monta’da çözümün kıyısına kadar geldiğini ifade eden Akıncı, bunun BM Genel Sekreteri’nin ‘Tarihi fırsat yitirildi’ sözleri ile de ifade edildiğini anımsattı. Akıncı, “1960 yılından sonra ilk kez garantörlerin de katılımı ile 5’li toplantı yapıldı ve çözüme çok yaklaşıldı, bizler de orada asla teslimiyetçi olmadan, haklarımızı koruyarak, inisiyatif alınması gereken noktada inisiyatif alarak hareket ettik. İki bölgeli, iki toplumlu, iki kurucu devletin siyasi eşitliğine dayalı, özgürlük ve güvenliğin her iki toplum için de geçerli olacağı bir formül için uğraş verdik” dedi.
Berlin toplantısında ortaya çıkan sonucun, Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin Kıbrıs Türk Halkının üzerinde hassasiyetle durduğu ilkeleri içermesi açısından olumlu olduğunun altını çizen Akıncı, her iki tarafın da onay verdiği metnin, iki bölgeli, iki toplumlu federal çözümü net bir şekilde teyit ettiğini, çözüm hedefinde yaratılmaya çalışılan bulanıklığı giderdiğini, siyasi eşitlik, kararlara etkin katılım, dönüşümlü başkanlık gibi önemli hususları içeren belgelere vurgu yaptığını; stratejik anlaşma hedefi ve ucu açık olmayan sonuç odaklı süreç konusuna açıklık getirdiğini vurguladı. Akıncı, Berlin görüşmesinde kısa ancak içeriği çok güçlü bir metin orataya çıktığını belirterek, ortaya çıkan sonucun üzerinden giderek ve sonuna kadar zorlayarak çözüm şansını değerlendirme kararlılığını ifade etti.
Sürecin Crans Monta’da çözümün kıyısına kadar geldiğini ifade eden Akıncı, bunun BM Genel Sekreteri’nin ‘Tarihi fırsat yitirildi’ sözleri ile de ifade edildiğini anımsattı. Akıncı, “1960 yılından sonra ilk kez garantörlerin de katılımı ile 5’li toplantı yapıldı ve çözüme çok yaklaşıldı, bizler de orada asla teslimiyetçi olmadan, haklarımızı koruyarak, inisiyatif alınması gereken noktada inisiyatif alarak hareket ettik. İki bölgeli, iki toplumlu, iki kurucu devletin siyasi eşitliğine dayalı, özgürlük ve güvenliğin her iki toplum için de geçerli olacağı bir formül için uğraş verdik” dedi.
Akıncı, Berlin toplantısında ortaya çıkan sonucun, Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin Kıbrıs Türk Halkının üzerinde hassasiyetle durduğu ilkeleri içermesi açısından olumlu olduğunu da ifade etti.
Akıncı, Berlin görüşmesinde kısa ancak içeriği çok güçlü bir metin orataya çıktığını belirterek, ortaya çıkan sonucun üzerinden giderek ve sonuna kadar zorlayarak çözüm şansını değerlendirme kararlılığını ifade etti.
BM Genel Sekreteri’nin de Nisan seçimlerinin ardından inisiyatif alarak ve müdahil olarak sürece katkı yapma kararlılığında olduğunu belirten Akıncı şunları kaydetti: “Bu masa yeniden kurulacak ve çözüm fırsatı kapımızı çalacak. Çok önemli bir kavşaktayız, ya çağdaş, medeni bir avrupa ülkesi olarak, özgürlük ve huzur içinde demokrasi ve hukuk normlarının geçerli olacağı, bağnazlığa yer olmayan, laik bir yaşam isteyerek, Avrupa ülkelerinde geçerli olan standartların burada da geçerli olması için bu yolu beraber yürüyeceğiz, ya da bunun karşısında bölünmüşlük daha da kalıcı hale gelecek.” Dedi.
AB içinde iki ayrı egemen, bağımsız, uluslararası tanınmışlığı olan bir seçeneğin bu konjonktürde mümkün olmadığını belirten Akıncı, bu mümkünmüş ve Akıncı kabul etmiyormuş algısı yaratılmaya çalışılmasının büyük bir aldatmaca olduğunu vurguladı.
Akıncı seçim sürecinde kendisine yönelik eleştiriler olabileceğini ancak bunların hakaret boyutuna ulaşmaması gerektiğini ifade etti.