COVID-19’da yeni vaka artışlarında yoğunluk görülen İspanya, Fransa, İngiltere, İtalya ve Almanya’da ilk aşamada kısmi kısıtlamalar uygulayan merkezi ve yerel yönetimler, ekonomideki kayıpların daha da büyüyeceği endişesiyle genel karantina kararı almaktan çekiniyor.
Salgından dolayı sosyal ve ekonomik alanda haziran ayından bu yana uygulanmaya başlanan “yeni normal” kriterlerinde başarı sağlayamadığı görülen İspanya, Fransa ve İngiltere’de vaka sayıları, COVID-19’un zirve yaptığı mart-nisan aylarındaki verilere oldukça yaklaştı.
COVID-19’da yeni vakalarda artışın olduğu birçok ülkede, ekonomik kriz endişesi, siyasi çıkarlar ve sosyal baskılar, şimdiye kadar karantina ilan edilmesinin önüne geçti.
İspanya, İngiltere ve Fransa’da tepkilerini artıran ve gösteriler düzenleyen vatandaşlar, COVID-19 nedeniyle getirilen kısıtlamaları protesto ediyor.
Diğer yandan uzmanlar, vaka artışlarının olduğu ülkelerde salgının boyutuyla ilgili esas alınan hastanelerdeki yoğunluğun şu an için kontrol edilebilir düzeyde olduğuna dikkati çekiyor.
Ancak, havaların soğumasıyla başlaması beklenen grip, soğuk algınlığı gibi hastalıklarla birlikte COVID-19 vakalarının artabileceği kaygısı, birçok büyük kentte sahra hastaneleri yapımını hızlandırdı.
İspanya
Avrupa’da COVID19’un en yoğun görüldüğü İspanya’da, serbest dolaşıma kısıtlama getiren veya karantina uygulayan belediye sayısı 91’e çıktı.
COVID-19’dan dolayı 14 Mart-21 Haziran döneminde olağanüstü hal uygulayan İspanya, 1000’in altına düşürmeyi başardığı yeni vaka sayılarını kontrol altında tutamayarak, yaz sonrasında tekrar günde 10 binin üzerinde vaka açıklamaya başladı.
Toplam vaka sayısının 748 binin üzerine çıktığı İspanya’da her 100 bin kişide 1000’in üzerinde vakanın tespit edildiği bölgelerin başında Madrid geliyor.
Yaklaşık 6,5 milyon kişinin yaşadığı başkentte, 1 milyon kişiyi etkileyecek şekilde 45 mahalleye dolaşım kısıtlaması getirildi.
Bölgede ayrıca park ve bahçelerin kapatılması, restoran ve dükkanların en geç saat 22.00’da kapanması, restoranlardaki doluluk oranının yüzde 50’ye indirilmesi, en fazla 6 kişinin bir araya gelmesine izin verilmesi gibi ülkenin diğer bazı kentlerinde de uygulanan kararlar alındı.
Madrid’de kışa hazırlık için üç otelin COVID-19’la bağlantılı sağlık malzemeleriyle donatılıp hastaneye dönüştürülmesi ve kentte sahra hastaneleri yapılması için çalışmalar başlatıldı.
Diğer yandan başta Madrid olmak üzere birçok kentte önlemlere karşı gösteriler düzenleyen halka zaman zaman polisin müdahalede ettiği görüldü.
İspanya’da COVID-19’dan hayatlarını kaybedenlerin sayısı 31 bini geçerken, bunun yaklaşık 20 binini yaşlı bakım evlerindeki yaşlılar oluşturuyor.
Ülkede sağlık, eğitim başta olmak üzere çok sayıda iş kolunda sendikalar grev çağrıları yapmaya başladı.
İngiltere
İngiltere’de 25 Eylül’de 6 bin 874 vaka ile salgının başından bu yana görülen en yüksek günlük vaka artışına ulaşıldı. Hükümet artan vakalar karşısında geçen hafta yeni önlemleri hayata geçirdi.
Yeni önlemler kapsamında, tüm bar ve restoranlar sadece masalara hizmet vermeye ve saat 22.00’den sonra kapanmaya başlarken, perakende mağazaları, taksiler ve konaklama sektöründeki mekanlarda da maske takmak zorunlu hale getirildi.
14 Eylül’den itibaren 6’dan fazla kişinin bir araya gelmesinin yasaklandığı ülkede, testi pozitif çıkanların karantinaya girmesini zorunlu kılacak yasal düzenleme de yapıldı.
Kurallara uymayanlara verilen cezalar iki kat artırılarak 200 sterline çıkarılırken, Başbakan Boris Johnson, bu kısıtlamaların 6 ay süreyle geçerli olabileceğini söyledi.
Araştırma şirketlerine göre halkın yüzde 78’i yeni önlemleri desteklese de başta başkent Londra olmak üzere ülkenin farklı yerlerinde COVID-19 kısıtlamalarına karşı protestolar düzenlendi.
Londra’nın Trafalgar Meydanı’nda 26 Eylül’de yapılan ve binlerce kişinin katıldığı gösteride, bazı eylemcilerin taşkınlığı ve polisin müdahalesiyle çıkan olaylarda, 9 güvenlik görevlisi ve çok sayıda gösterici yaralandı, 16 kişi gözaltına alındı.
41 bin 988 ile Avrupa’da en çok ölümün kaydedildiği ülkede hükümetin bilim danışmanı Patrick Vallance, 20 Eylül’de yaptığı açıklamada, COVID-19 vakalarının her hafta iki kat arttığına dikkati çekerek, bu şekilde devam etmesi durumunda ekim ayı ortalarında günlük 50 bin vakanın görülebileceği uyarısında bulundu.
Fransa
Günlük vaka sayılarının 10 binin üzerinde seyrettiği Fransa’da, 24 Eylül’deki 16 bin 96 COVID-19 vakası şimdiye kadarki en yüksek günlük vaka sayısı olarak dikkati çekti.
Ülkede yoğun bakımdaki hasta sayısı giderek artarken, salgının seyri her geçen gün kötüleşmeye devam ediyor.
Buna karşın Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron yönetimi ülke geneli için geçerli olacak tedbirler almak yerine atılacak adımlar hususunda yetkiyi ve kararı yerel yönetimlere ve valiliklere bıraktı. Bu nedenle her kentte farklı tedbirler uygulanıyor.
Diğer yandan Fransızların COVID-19 önlemlerine yeteri kadar uymadığı ve bir rehavetin söz konusu olduğu gözlemleniyor.
Ülke basınında yapılan yorumlarda, Macron yönetiminin ekonomik kaygılarla yeni bir karantina veya sokağa çıkma kısıtlaması getirmek istemediği belirtiliyor.
Almanya’dan sonra Avro Bölgesindeki en büyük ikinci ekonomi olan Fransa ekonomisi bu yılın ikinci çeyreğinde yüzde 13,8 daralmıştı.
Merkez Bankasının bu yıla ilişkin Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’daki yüzde 8,7 daralma tahmini gerçekleşse bile Fransız ekonomisi İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki en sert düşüşü kaydetmiş olacak.
Bu bağlamda, Macron yönetimi ülkede yeniden sokağa çıkma kısıtlaması olması halinde ekonominin daha da kötüleşmesinden endişe ediyor.
Başbakan Jean Castex de birkaç gün önce yaptığı açıklamada, salgınının daha da kötüleşmesi halinde sokağa çıkma kısıtlaması getirilebileceğini bildirmişti.
İtalya
Kovid-19’un Avrupa’da ilk görüldüğü ülkelerden olan İtalya, salgının birinci dalgasında yaşadığı kayıplardan sonra ikinci dalgada işi daha sıkı tutuyor.
Başbakan Giuseppe Conte’nin 9 Mart’ta yaptığı ulusa sesleniş konuşmasıyla topyekun karantinaya giren ve yaklaşık 2 ay boyunca karantinada kalan İtalya, bunun meyvesini yaz aylarına girilirken, ölü ve vaka sayılarını gerileterek aldı.
Karantinadan çıkışı ve yeniden açılış sürecini kademeli şekilde gerçekleştiren İtalya, yaz sonuna doğru Avrupa’da yeni vaka sayıları ciddi şekilde artsa da bunu kendi içinde kontrol altında tutmayı başarmış durumda.
İspanya ve Fransa’da günlük vakaların 10 binleri geçtiği son bir aylık dönemde, İtalya’da günlük yeni vaka sayıları ortalama 1250 civarında seyrediyor. Ülkede günlük ölü sayısı da ortalama olarak 5 ile 20 arasında değişiyor.
Diğer AB ülkelerinden gelen yüksek günlük yeni vaka sayıları İtalyan kamuoyunu endişelendirse de Başbakan Conte, son olarak 26 Eylül’de yaptığı açıklamada, İtalya’nın yıl başındaki duruma göre daha farklı bir durumda olduğunu, bu nedenle de topyekun kapanmayı gerektirecek karantinayı ihtimal dışı gördüğünü belirtti.
Son yıllarda ekonomik büyümesi durağan seyreden İtalya’nın, COVID-19 salgını nedeniyle bu yıl ekonomisinin yüzde 8’in üzerinde daralması bekleniyor. Uzmanlar, yeni bir topyekun karantinanın İtalyan ekonomisini daha da zorlayacağı görüşünde birleşiyor.
Almanya
Almanya’da son haftalarda günlük vaka sayısının ortalama 1500 olarak açıklanması Başbakan Angela Merkel’in yeni uyarılar yapmasına neden oldu.
Merkel, Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) yöneticileriyle yaptığı video konferansta, önlem alınmazsa Noel döneminde diğer ülkeler gibi günde 19 bini aşan vaka sayılarıyla karşılaşabilecekleri uyarısında bulundu.
Enfeksiyon sürecini hızlı şekilde kontrol altına alıp salgınla mücadele etmeleri gerektiğini kaydeden Şansölye, ekonomiyi canlı tutmak ile okul ve kreşlerin açık kalmasını öncelik olarak gördüklerini, futbol başta olmak üzere spor müsabakalarının ise ikinci aşamada değerlendirilebileceğini söyledi.
Halihazırda ülkede büyük çaplı organizasyonlar yılbaşına kadar yasaklanmış durumda.
Riskli bölgelerden gelenler için tanı testi yaptırmanın zorunlu olduğu ve pozitif vakalar ile test yaptırmayanlara 14 günlük karantinanın zorunlu tutulduğu Almanya’da, ülkenin en büyük eyaletlerinden Bavyera’da ise kamuya açık alanlarda maske takılması zorunluluğu getirildi.
Hükümet, riskli bölgeler olarak ilan ettiği bazı ülkelere ve bölgelere seyahat edilmemesi için halka çağrıda bulunuyor.
Diğer yandan COVID-19’dan dolayı Almanya, planlanandan fazla borçlanacak. Ülkenin, 4. çeyrekte borç ihracının 44,5 milyar eurodan 50,5 milyar euroya yükseleceği belirtiliyor.
Alman hükümeti, bu yıl COVID-19’un vergi gelirlerini olumsuz etkilemesi nedeniyle ve ekonomik toparlanmayı teşvik etmek için toplamda 401 milyar euro borçlanmayı planlıyor.
TRT