Afrika Gazetesi davasının savunma avukatı Tacan Reynar, mahkemenin verdiği beraat kararı sonrasında kamuoyuna açıklamada bulundu. Tacan Reynar’ın açıklaması şöyle:
“KKTC Başsavcılığı tarafından Afrika Gazetesi’nin yayınladığı bir Recep Tayyip Erdoğan kolajı nedeniyle açtığı ve yaklaşık 8 aydır devam eden davada bugün karar okundu ve Afrika Gazetesi ile Şener Levent beraat ettiler.
En başından beri bu davanın başta Recep Tayyip Erdoğan’ın, Türkiye hükümetinin ve TC Lefkoşa Büyükelçiliği’nin şikayeti ile açıldığını söyledik.
Duruşma esnasında Savcı tarafından mahkemeye sunulan, dönemin Büyükelçisi tarafından imzalı yazıda Kıbrıslı Türkler adına şikayette bulunulduğu ve suçluların cezalandırılmasının talep edildiği açıkça ortaya çıktı.
Onun çok öncesinde de dönemin T.C Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ’ın “cezalandırılmaları için gereken her şeyi yapacağım” şeklinde beyanat verdiği ve ardından da Afrika Gazetesi’ne karşı bir linç histerisiyle harekete geçildiği, gazetenin hedef alındığını kamuoyu tüm açıklığı ile gördü ve yaşadı. Bu dava 22 Ocak’ta ve ardından yaşanan yargılama sürecinde verilen cezaların rövanşı olacaktı, bunun için çok çalışıldı, çok saldırılar yapıldı ancak olmadı.
Kıbrıslı Türklerin İfade özgürlüğüne saldıranlar hezimete uğradılar, yenildiler ve kazanan bizim bu yurda tutunma umudumuz oldu, özgürlüklerimiz oldu, mücadele gücümüz oldu.
Bu karar herkesin hangi makamda, mevkide olursa olsun bir toplumun demokrasi ve hoşgörü anlayışına karşı, özgürlüklerden ne anladığına karşı haddini bilmesi gerektiğine dair bir yanıttır.
Bu karar Kıbrıslı Türklerin kendi özgürlük anlaşıylarının, batıya dönük yüzlerinin, ifade özgürlüğünden, basın özgürlüğünden ne anladıkları yönünde bir karardır.
Talimatla, eğilerek, secde ederek yönetilmeye alışkın olanlara yanıttır.
Bu davanın kararı özgürlüklerimizi ancak dik durarak, sesimizi yükselterek, dayanışarak, ayağa kalkarak savunabileceğimizi göstermesi açısından önemli bir sonuçtur.
Umudu savunmanın önemini, birbirimize omuz omuza verdiğimizide başaramayacağımız hiç bir şey olmadığını gösteren bir sonuçtur.
Bu ülkede gazetecilerin yeri sanık kutusu değildir, olmamalıdır, bunu da herkes böyle bilmelidir, bilmiyorsa bu kararla da öğrenmelidir.
Bu vesile ile her duruşma gününde bizi yalnız bırakmayan, mahkemeye gelip özgürlüklerimizi savunan herkese dayanışmaları için teşekkür ediyoruz. Uluslararası basın kuruluşları da bu yargılamayı çok yakından izlediler. Bugün de aramızdalar. Onlara da bu vesile ile teşekkür ediyoruz.
Hoşgörü içinde, barış içinde, demokratik bir ülke umuduyla, bu memleket bizim !
Safımız özgürlük!”