Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Ege İhracatçı Birlikleri tarafından bir otelde düzenlenen Zeytin ve Zeytinyağı Sektör Buluşması’nda, tarım sektörünün içinden geldiğini, ailelerinde “tarım şehidi” bulunduğunu söyledi.
Türkiye’nin en önemli tarımsal ürünleri arasında yer alan zeytin ve zeytinyağında katma değerin artırılması gerektiğini dile getiren Pakdemirli, Türkiye’nin sofralık zeytin üretiminde dünyada 3’üncü, zeytinyağı üretiminde ise 5. sırada olduğunu ifade etti.
Pakdemirli, dünyada fiyat belirleyici konumda olmak için Türkiye’nin üretimde İspanya’nın ardından 2. sıraya yükselmesi gerektiğini belirtti.
Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı kapsamında 2006-2019 döneminde zeytinyağı üretimi ve paketlenmesi konularında 146 projeye 66,5 milyon lira hibe desteği sağladıklarını söyleyen Pakdemirli, bu projelerle bin 400 kişinin de istihdam edildiğini bildirdi.
“Bugüne kadar 3 milyonu aşkın zeytin ağacını ekonomimize kazandırdık”
Zeytinyağı üreticilerine kilogramda 80 kuruş fark ödemesi desteği verdiklerini, zeytin üreticilerine de ilk defa 15 kuruş destekleme ödemesi yapacaklarını belirten Pakdemirli, şöyle devam etti:
“Ben zeytinin desteklenmesi, daha çok dikilmesi, daha çok bu işin içinde olmamız gerektiğine inananlardanım. Orman Genel Müdürlüğümüz aracılığıyla bugüne kadar 3 milyonu aşkın zeytin ağacını ekonomimize kazandırdık. İnşallah bu ağaçlar, optimum üretime geçtiğinde bugünkü bedelle ülke ekonomisine yılda yaklaşık 500 milyon lira katkı sağlayacaktır.”
Pakdemirli, yabani ağaçların aşılanması ve yeni dikimlerle zeytin ağacı varlığını artırmayı hedeflediklerini, bu ürünlere destek vermeye devam edeceklerini belirtti.
Türkiye’nin zeytin ve zeytinyağında markalaşması gerektiğini, coğrafi işaret konusuna da büyük önem verdiklerini belirten Pakdemirli, “Sızma zeytinyağını hak ettiği gibi işleyip, ambalajlayıp, coğrafi işaret koyup pazarlayamıyoruz.” diye konuştu.
“Tağşiş yapanları piyasada yaşatmayacağız”
Her üründe olduğu gibi zeytinyağında da taklit ve tağşiş konusu üzerinde önemle durduklarını dile getiren Pakdemirli, şu ifadeleri kullandı:
“Tağşiş yapanları piyasada yaşatmayacağımızı, aman vermeyeceğimizi, ticaret imkanı tanımayacağımızı açıklıkla ifade etmek istiyorum. Bu sene 323 katı ve sıvı yağ işletmesini denetlemişiz. Toplamda 3 bin 756 denetim ve bin 627 numuneden 718’si zeytinyağı numunesi. Burada da 156 firmayı ifşa etmişiz. İfşaya sistematik olarak devam edeceğiz. Bu konularda bazen ses çıkıyor, hatalar da olabiliyor.
İlk yapılan hatada da firmaların ticari hayatlarını bitirecek bir aksiyon almak doğru değil ama bu hataları tekrar ediyorsa sıkıntılar var demektir. Zeytinyağını alırken siz de hata yapabilirsiniz. Alımdaki hataların haricinde sistematik olarak bu işleri tekrar eden varsa mutlaka tedbirini almamız gerekiyor.”
Bakan Pakdemirli, tağşiş ve sahtecilik konusunda hassas oldukları diğer ürünün de bal olduğunu söyledi. Bekir Pakdemirli, Türkiye’nin, kovan varlığı bakımından dünyada 3’üncü, bal üretimi bakımından 2’nci sırada yer almasına rağmen bu üründe katma değer yaratamadığını ifade etti.
“Baldaki durum bana göre daha vahim”
Bal sahteciliğindeki rantın çok cezbedici olduğunu belirten Pakdemirli, şunları kaydetti:
“Bu konudaki rant o kadar insanları cezbediyor ki her gün yeni bir metot bulup tağşişi tespit etmemize rağmen arkamızdan her gün yeni bir metotla tağşişler yapılıyor. Tağşişteki rant o kadar büyük ki herkes her gün yeni bir metotla sizinle bir savaş halinde. Bu büyük bir savaş, hep birlikte kazanan taraf olmak zorundayız. Zeytinyağına göre baldaki durum bana göre daha vahim.
Ticarileşme ve balı katma değerli satma konusunda sıkıntımız var. Arıcılıkla ilgili 2 bine yakın denetim yapmışız. 860’a yakın numune var, 96’sında uygunsuzluk tespit edilmiş. Aşağı yukarı yüzde 10. 115 işlem yapılmış ve 2,2 milyon lira ceza vermişiz. Verdiğimiz cezalar yüksek olmasına rağmen tağşiş yapanları caydırmıyor. 3-5 defa yakalanmazsa ödediği cezayı bir şekilde çıkartıyor. 2020’de bir bal çalıştayı yapacağız. Taklit ve tağşişle ilgili laboratuvar altyapımızı güçlendireceğiz. Sektörün de bu konuda bize yardımcı olması lazım. Sektörün de otokontrolüne ihtiyacımız var. Hem zeytinyağı hem arıcılık hem diğer konularda çürük yumurtaları aranızdan ayıklayın.”
Diğer konuşmacılar
Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdür Yardımcısı Musa Demir de zeytin ve zeytinyağı üretiminde önemli artış ve gelişmeler yaşandığını, özellikle ABD, Japonya gibi önemli tüketicilerin dünya pazarına dahil olduklarını belirtti.
Demir, Türk zeytin ve zeytinyağının markalaşması için çalışmaya ve destek vermeye devam edeceklerini söyledi.
Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Davut Er de Tarım ve Orman Bakanlığının motive edici, moral verici desteklerinden memnuniyet duyduklarını ifade etti.
Türkiye’de binlerce ailenin geçim kaynağı olan zeytin ve zeytinyağı ihracatının sürdürülebilir olmasını istediklerini dile getiren Er, “Dünyada zeytinyağı üretiminin yüzde 50’sinden fazlasını İspanya yapıyor. Fiyat belirleyicidir ve piyasayı kontrol altında tutmaktadır. Bizim fiyat belirleyici olmamızın yolu istikrarlı üretimden geçiyor.” dedi.
Toplantı kapsamında düzenlenen oturumda “Üretimden Tüketime Türkiye’de Zeytin ve Zeytinyağı” konusu ele alındı.
İzmir Valisi Erol Ayyıldız ile oda ve borsa başkanlarının da katıldığı toplantının açılışında aile fotoğrafı çektirildi.
Kaynak: AA