Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonunun (TİSK) 27. Olağan Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, TİSK üyesi işverenlerin 9 bin 600 iş yerinde 1 milyon 230 bin çalışan istihdam etmesinin konfederasyonun ekonomi ve çalışma hayatındaki rolünü açıkça ortaya koyduğunu söyledi.
TİSK’te maden, metal, inşaat, kimya, petrol, tekstil, deri, çimento, cam sanayii gibi üretim ve ihracatta önemli rol oynayan sektörlerin temsil edildiğine işaret eden Selçuk, konfederasyonun başta Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Uluslararası İşveren Teşkilatı (IOE) olmak üzere AB, OECD ve G20 gibi çeşitli uluslararası platformlarda Türkiye işveren kesimini başarıyla temsil ettiğini anlattı.
TİSK yönetimine, gösterdikleri gayretler ve çalışma hayatına katkı sağlayan çalışmalarından dolayı teşekkür eden Selçuk, çalışma hayatının sağlıklı bir şekilde yürüyebilmesi için çalışanlar, işverenler ve kamu yönetimi arasındaki diyalog ve istişare süreçlerinin önemine dikkati çekti.
Kamu yönetimi olarak, demokratik yollarla seçilerek iş başına gelmiş, işçilerin ve işverenlerin yanı sıra toplumun tüm kesimlerini temsil eden, ülkenin çıkarlarını gözeten bir konumda olduklarını dile getiren Selçuk, “İşçilerimizin, işverenlerimizin ve kamu yönetiminin temsil ettiği sosyal tarafların uyum içinde hareket etmesi, çalışma barışını sağlama, ekonomiyi büyütmek ve istihdamı artırmak için hayati önem taşıyor.” ifadelerini kullandı.
İşçi, işveren ve kamu yönetiminin oluşturduğu üçlü yapının temsilini ILO’nun Cenevre’deki binasında gördüklerini aktaran Selçuk, binanın ana giriş kapısında üç kilit ve her bir kilidi açmak için üç anahtar bulunduğunu belirtti. Selçuk, her bir kilidin sorun kaynağı olarak görülmesi halinde kapının açılamayacağını belirterek, bu kesimlerin her birinin birer anahtar, sorunların çözümünde birer paydaş görülmesi gerektiğini vurguladı.
Bu üç anahtarın aynı anda, birlikte kilitleri açması gerektiğine de işaret eden Selçuk, “Başka bir deyişle çalışma hayatının iyileştirilmesi, çalışma barışının sağlanması ve istihdamın artırılması için kayıtlı istihdamın artırılarak, sosyal güvence ortamlarının artırılması için hep beraber çalışmamız gerekiyor.” dedi.
Taraflar olarak sorunların çözülmesi noktasında devreye “sosyal diyalog” kavramının girdiğini vurgulayan Selçuk, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olarak, kamu yönetimi adına sosyal diyalogun önemli bir parçası olduklarına işaret etti.
Çalışma ilişkilerinin merkezinde yer aldıklarını, işçi ve işveren örgütleriyle sürekli temas halinde olduklarını ve çalışma hayatına ilişkin tüm sorunların çözümünde taraflarla ortak çalışmalar yürüttüklerini belirten Selçuk, gerek işçi gerekse işveren sendikaları ve konfederasyonlarıyla sürekli bir araya gelip, fikir alışverişinde bulunduklarını söyledi.
Selçuk, 23 Mayıs 2019’da, 12. Çalışma Meclisinin toplandığını anımsatarak, 2019’da işçi ve işverenlerle yapılan görüşme takvimine ilişkin bilgi verdi. Son olarak Asgari Ücret Tespit Komisyonunda bir araya geldiklerini ve dört toplantı sonunda 2020 yılı için geçerli asgari ücretin brüt 2 bin 943 lira, net 2 bin 324 lira 70 Kuruş olarak belirlendiğini hatırlatan Selçuk, “Böylece net asgari ücret, geçen yıla oranla beklenen enflasyonun, Merkez Bankasına göre 12, fakat biz daha da aşağıda olmasını bekliyoruz. Dolayısıyla 3-4 puan üzerinde gerçekleşmiş oldu. Asgari ücretin çalışanlarımıza ve iş dünyamıza hayırlı olmasını diliyorum.” dedi.
“Gelecek sene tüm umudumuz bu kilitlerin karşılıklı olarak beraber açılması”
Asgari ücreti konuşurken ülkedeki iş yeri sayısı ve işveren ölçeklerinin de konuşulması gerektiğini vurgulayan Selçuk, şöyle konuştu:
“Baktığımızda 100’ün altında çalışanı olan iş yeri sayılarımız yüzde 99’u temsil ediyor. 100 kişiyi aşan iş yeri sayımız yüzde 1 civarında. Sigortalı yüzde 100’ün üstündeki sayılarımızın bizim sigortalı sayılarımızın da yüzde 34’ü. Dolayısıyla sigortalılarımızın yüzde 66’sı, 100 kişiden az sayıda olan işletmelerde çalışmakta. 10’dan küçük, 10’dan büyük iş yeri ayrımı yaptığımızda da 10 ölçeğinin altındaki iş yeri sayısı toplamı yüzde 87’dir. Yukarısı da yüzde 13’e tekabül ediyor. Sigortalı sayısı olarak da 10’dan küçük çalışan sayısı olan küçük işletme sayısı da yüzde 30’larda. Bu sene hem işçi hem de işveren konfederasyonlarımızla konuştuğumuz zaman, biz tabii ki her daim masayı kolaylaştırıcı, çözümü artırıcı ve çözüme hem işveren hem de işçi tarafı için daha da makul seviyelere taşıyıcı bir ortamda olmayı önemsiyoruz, kamu yönetimi olarak. Ben, inşallah gelecek sene bu masada her iki taraf, bu konuda da bana söz verdiler, kendi aralarında anlaşacaklar ve kendi aralarında anlaştıkları rakamlar üzerinden konuşacağız. Dolayısıyla her iki tarafın masada sonuna kadar kaldığı, çünkü asgari ücret devletin anlaştığı rakam değil aslında asgari ücret işveren ve işçinin anlaştığı, bizim de kolaylaştırıcı olarak masada bulunduğumuz bir ücret seviyesi. Dolayısıyla gelecek sene tüm umudumuz bu kilitlerin karşılıklı olarak beraber açıldığı bir ortama, geçen sene olduğu gibi gelecek sene de taşıyabilmek.”
Bakan Selçuk, AK Parti hükümetleri olarak 2002’den bu yana çalışma mevzuatında reform niteliğinde yenilikler yaptıklarını hatırlatarak, tüm yasal düzenlemelerde her zaman sosyal diyalog kanallarını açık tuttuklarını, işçi ve işveren temsilcilerinin süreçlere aktif katılımını sağladıklarını belirtti.
“Kadın istihdamını Avrupa’da en çok artıran ülke olduk”
Bakan Selçuk, 2020’ye girmeye hazırlanırken, Türkiye’nin 2002’ye göre çok daha ileri bir noktada olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“2002’de 12 milyon olan aktif sigortalı sayısını 2019 Eylül ayı itibarıyla 22 milyonun üstüne çıkardık. Kayıt dışı istihdam oranını yüzde 52’lerden yüzde 36’lara indirdik. Kadın istihdamını Avrupa’da en çok artıran ülke olduk. Genç istihdamında önemli mesafe kaydettik. Geçtiğimiz günlerde açıklanan Birleşmiş Milletler İnsani Gelişme Raporuna göre de ülkemiz ilk defa ‘çok yüksek gelişmişlik seviyesine sahip ülke’ kategorisine girdi. 2019 verilerine göre, asgari ücrette hep bir satın alma gücünden bahsediliyor ama 2002’de 15’inci sıradayken, 2019’a geldiğimizde satın alma gücü paritesine göre asgari ücreti 10’uncu sıraya yükseltmiş durumdayız, AB ülkelerine göre, bütün bu başarılı icraatları hükümet olarak kendi kendimize yapmadık. Sosyal diyaloğun, üçlü iş birliğinin bu sonuca büyük katkısı olduğunu ifade etmek isterim.”
Selçuk, eğitim ve istihdam arasındaki bağı güçlendirme ve çalışma hayatının beklentilerini karşılayacak nitelikli iş gücünün oluşmasını sağlama hedefiyle 2006’da Mesleki Yeterlilik Kurumunu kurduklarını hatırlatarak, MYK aracılığıyla bugüne kadar yürürlüğe konulan 842 ulusal meslek standardının 204’ünü, aynı şekilde 485 ulusal yeterliliğin 138’ini TİSK ve TİSK’e bağlı işveren sendikaları ile iş birliği yaparak hazırladıklarını söyledi.
Ülke genelinde sınav ve belgelendirmeyi, MYK’nin akredite ettiği sınav kuruluşlarının yürüttüğünü de anlatan Selçuk, MYK’den yetki alarak ülke genelinde faaliyet gösteren sınav kuruluşlarından 4’ünün TİSK camiası tarafından kurulduğunu, bugün itibarıyla Mesleki Yeterlilik Belgesi alan 920 bin kişinin 52 bini TİSK’in oluşturduğu sınav kuruluşlarınca belgelendirildiğini bildirdi.
Bakan Selçuk, meslek standartlarının kurumsallaşması ve mesleki yeterlilik sisteminin kökleşmesi için bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da işverenlere destek sağlamaya devam edeceklerini belirterek, TİSK ile başka pek çok konuda iş birliği yaptıklarını hatırlattı.
Selçuk, işverenlerimizin daha fazla çalışan istihdam etmesi için her türlü gayreti gösterdiklerini vurgulayarak istihdamı artırmak amacıyla işverenlere sağlanan çeşitli teşvik ve destekler hakkında bilgi verdi.
2019’da işverenlerden beklediği desteği göremediklerini dile getiren Selçuk, “İnanıyorum ki 2020’de işverenlerimiz çok daha büyük bir destekle istihdamı destekleyecekler.” dedi.
Dünya Bankasının her yıl İş Yapma Kolaylığı Raporu yayımladığını hatırlatarak, 24 Ekim 2019’da yayınlanan 2020 yılı raporuna göre Türkiye’nin 190 ekonomi arasında 43’üncü sıradan 33’üncü sıraya yükseldiğini belirten Selçuk, Türkiye’nin geçen yıl özellikle elektronik belge sürecini geliştirerek ve toplamda 7 reform birden yaparak en çok ilerleme kaydeden ilk 10 ülke arasına girdiğini kaydetti.
“Bu ülke hepimizin” diyen Selçuk, daha müreffeh bir Türkiye için herkesin elini taşın altına koymasının zamanı geldiğini dile getirdi. Selçuk, “Sayın Cumhurbaşkanımızın sürekli yaptığı istihdam seferberliği çağrısını karşılıksız bırakmayacağınıza ve daha da ileri noktaya taşıyacağınıza inanıyoruz.” ifadesini kullandı.
Yerli otomobil tanıtımının yapıldığını anımsatan Selçuk, “İnanıyoruz ki siz sanayicilerimiz, işverenlerimiz, ihracatçılarımızla Türkiye’yi yerli ve milli üretimi daha da artırarak ileriye taşıyacağız. O yüzden her birinize tekrar teşekkür etmek istiyorum. Hep birlikte ‘varız’ diyorum. ‘Gelecek hep birlikte mümkün’ diyorum.” değerlendirmesini yaptı.
Konuşmaların ardından Bakan Selçuk, katılımcılarla aile fotoğrafı çektirdi.
Kaynak: AA